Nereden başlasam bilemiyorum? Fakat bir yerlerden başlamak zorunda olduğumu da, içim kan ağlasa da biliyorum, bu hafta siz sevgili Samsunspor'lu taraftarlar ile dertleşmek, sizin sesinize kulak vermek, ayrıca da düşüncelerinize ortak olmak istiyorum.
Varan 1! Maçtan önce stada gelen herkes mutlak 3 puan parolasıyla stadyumdaki yerlerini almaya başlamışlardı. Geçen hafta Ordu deplasmanında alınan 1 puanın neticesinde benim gibi sizlerde çok farklı duygu ve düşüncelerle maçın başlama düdüğünü bekliyorduk. Nitekim de hakemin düdüğü ile maç başlamış, takımımızda sahadaki yerini almıştı. Ama bir farkla: Saha içindeki sistem ile oyuncu tercihleri, bütün taraftarları kara kara düşündürmeye başlamıştı. Bunun neticesinde de daha 7. dakikada gelen penaltı golü ile öyle de oldu. Evet penaltı tartışmaya açık olabilir. Fakat ondan önce biz Manisasporlu futbolcuyu 6 pasa nasıl soktuk da penaltı yaptırdık, önce onu düşünmemiz gerektiğini söylemek istiyorum.
Varan 2! Şimdi ilk yarıda daha 28. dakikada Ömer Aysan'ın arka direkte kafayla attığı gole ne demeli. Adam sanki eliyle gol atmış kadar rahat bir gol attı. Kısacası bu gol bizi de dağıttı. Oyunun ilerleyen dakikalarında hakemin lehimize verdiği 2 penaltıyı önce Dominguez, sonra da Ergün ile gole çeviremezsen, penaltıları atacak futbolcunu, sen idmanlarda belirlemezsen, mağlubiyeti sonuna kadar hak etmişsindir, arkadaş! Bu yüzden teknik ekip ve futbolculara diyorum ki: "Asla ama asla kimse kusura bakmasın! Bu takım 6. senesinde lige çıktı herkes aklını başına alsın! Samsunspor'da da forma giydiğinizi unutmayın!"
Varan 3! Gelelim kendine çok güvenen dahi, bana göre yanındaki hiç bir yardımcısına danışmayan, danışsa bile yine de kendi bildiğini okuyan hocamız Petkovic'e! Hocam sana buradan İngilizce yazmak isterdim. Fakat bilmediğim için tercümanının çevirerek sana yazdıklarımı okumasını istiyorum: "Seni köşemden haftalardır uyarıyorum. Ben bugünü ve bu olacakları önceden hissettim. Ama sen hala nedense sahaya her hafta sürdüğün kadro ve oyuncu dizilişlerinin yanında yapmış olduğun taktiksel hamlelerin ile birlikte adeta bu haftaki 1-2 lik Manisa mağlubiyetine hazırlamış oldun. Bunu ben değil bütün taraftarlar söylüyor." Sn. Petkovic, şimdi size soruyorum ve cevabını da istiyorum: "Zenke ile Murat Yıldırım'ın yanı sıra sürekli oyunun 2. yarısında oyundan çıkardığınız Fink ile bir türlü kadroya bile almadığınız geçen senenin flaş ismi, nereden, ne zaman gol atacağı belli olmayan hızı ve dinamikliği ile golü yakından koklayan Dilaver'den, yeni gelen Pal Lazar'dan diğer bir sağ bek olan Adem Alkaşi'den ne istiyorsun?" Bir de unutmadan gelelim saha içine. Stoperde harikalar yaratan Kemal'i 2 tane sağ bekin varken orada oynatmanın, Amerika'yı yeniden keşfetmenin sebebini, saha içinde her maç tel tel dökülen Bance'nin nasıl oyunda kaldığını mantığım bir türlü almıyor. Bu gidişle almayacak da."
Hocamız maçın ardından yapmış olduğu açıklamasında bu maçtan ders alacaklarını vurgulamış. Bence de doğru söylemiş. Özellikle de siz dersinizi çok ama çok iyi çalışın, benden söylemesi! Eğer ki bu hatalarınızdan dönmez ve hala ucuz kahramanlıklar peşinde koşarsanız unutmayın ki bu takımın büyük taraftarı sizi saygı çerçevesi içinde yapacağı protestolarıyla evinize geri dönderir, benden söylemesi!
Yazıma son vermeden önce, yeni çıkan sporda şiddet yasası adı altında yürürlüğe giren ve duyduğum kadarıyla pilot bölge seçilen ilimizde bazı konularada değinmek istiyorum. Evet kanunlara saygı duymalıyız ve duymamızda gerekiyor. Buna rağmen trübünlerde görevli sivil polis memuru arkadaşlarımıza da küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum: "Lütfen arkadaşlar görevinizin zorluğunu inanın ki çok ama çok iyi bilenlerdeniz. Sizleri de çok iyi anlıyoruz. Lakin sizlerin de o trübünlerde amaçları sadece takımlarını desteklemek olan taraftarları da anlamanızı, canınızın her istediği gibi yüce Türk adaletimizin size verdiği yetkiyi suistimal etmemenizi 2-3 sivil memur bir olup, kendince ufak bir tepki gösterip kötü söz dahi demeyen taraftarları haksız bir şekilde anında rencide edebilen çıkar bakalım kimliğini gibi sözler kullanarak aşağılamamanızı, hırpalamamanızı sizden önemle rica ediyorum. Unutmayalım ki polisimiz daima bizim başımızın tacıdır. Öyle de kalacaktır. Sizler de bizleri öyle görürseniz çok seviniriz. Nedeni ise hepimiz; TEK DEVLET, TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN bu güzel memleketin evlatlarıyız."