Kene…

Bize bir şey olmaz, küçücük kene'den korkan namerttir, ile acı patlıcanı kırağı çalmaz mantığı belli ki Samsunlu'nun piknikçi kanadına hakim…
Gezdim, gördüm, şahit oldum tanıklık ederim ki Samsunlu'nun piknikçi kanadı korkusuz, onlara  kene mene vız gelir.
İnanmayanlar varsa haftanın her hangi yağışsız bir gününde ve saatinde Doğu parka gidip etrafı seyreylesin. Belediye görünür yerlere uyarıcı tabelalar koymuş her ne kadar ilaçlama yapılıyorsa da vatandaşım tedbirli ol demiş…
Gür dallı bir ağacın altına park etmiş piknikçi ailenin küçük kızları çıplak ayak çimenlerin üzerinde ip atlıyor, en ufak bebe ise yere serili kilimin köşesinde uyuyor. Piknikçi ailenin kadın kanadı oturduğu yerde domates doğrayıp soğan soyarken baş aktör Baba çoban ateşini yakmaya uğraşıyor. Dikkatinizi çekerim mangal yok.
Birkaç piknikçi kümesinde de aynı olayı gördüm ve anladım ki, mangallar rafa kaldırılmış çoban ateşi yakmak demek ki daha pratik.
Kene derken çoban ateşine takılı kaldım…

Gazi park…
Akşam saatleri park cıvıl, cıvıl. Söylendiğine göre de ağaçların altında oturmanın bir mahsuru yokmuş keneye karşı ilaçlama yapılmış.
Neyse, bu bölümde konum kene değil. Parka beyaz köpeğini gezdirmeye gelmiş genç kızımız. Ben bu genç kızın hayvan sevgisine şaşırdım kaldım parkın içerisinde koşturuyor köpeğine avaz, avaz bağırarak saldırganlık komutları veriyor, minnacık bir kedi yavrusunu hedef gösteriyor. Yavru kedi koşturulmaktan yorulunca havuz taşlarının arasına sığındı beyaz köpekli genç kız hemen sobeledi köpeğine gösteriyor tut yakala komutları veriyor. İşte o anda müdahale ettim yaptığının yanlış olduğunu söyledim. Belli ki canı sıkıldı somurttu. Ben ona üzülmedim minnacık kedi yavrusuna acıdım