Kent konseyleri modelinin Türkiye,de belediyeler için yasal bir zorunluluk haline getirilmesi ile bu organların sayısı her ne kadar hızla artmış olsa da işlevini yerine getirmekte bayağıca zorlandığı taksim eylemlerini sonlandırmak için temsilci arayışlarda da görülmüştür..
Kent konseyleri, mahalli vizyon ve hedeflerin belirlenmesinde kentlilik bilincinin oluşturulmasında ortak aklı oluşturarak yön verici olan sorunların çözümüne dönük faaliyetlere yönelik çözüm arayışları amaçlanmaktadır .
Günümüzde yaşanan çözümsüzlüğün can ve mali kaybın gruplaşmanın ve kutuplaşmanın çözümü tam ve fual bir şekilde yürütülmesi gereken kent konseylerinin kurumsallaşmamış olmaması birazda sizce etken değil mi .
Vatandaş eski vatandaş değil hakkını arama peşinde bir avuç azınlık değil birçok bilinçli bireylerin gerek yerel yönetimlerde gerekse devlet yönetimlerinde söz sahibi olmak istiyor.
Bu eylemleri böyle okumak ve görmek gerekiyor birkaç kötü niyetlinin haricinde .
Bizim vatandaş olarak sorumluluklarımızı bilmemiz ve yaşadığımız kentin daha yaşanılabilir olması için yapmamız gereken öncelikle kent konseylerimizi harekete geçirmektir.
Amacımız .
Yaşadığımız kente sahip çıkmak ,yerel yönetimlerin karar alma süreçlerine daha fazla kesimin katılımını sağlamak ,çalışmalarını denetleyebilmek DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL HUKUK DEVLETİ ANLAYIŞINA KATKIDA BULUNMAK dil, din, ırk, sınıf,cinsiyet, meshep ayrımı gözetmeden bulunduğumuz kenti ve devleti birlikte yönetmek daha çağdaş , daha katılımcı, daha uygar bir yapı oluşturmak vatandaş olarak görevimiz olmalıdır.
Kent konseyinin projesi nedir.
Kent konseyi ,kentin sürdürülebilir ve yaşanabilir geleceğine yönelik yerel yönetmelerle katılımcı bir anlayış getiren kent ve yaşam kalitesini geliştiren , bir toplu girişim ve bir yerel demokratikleşme projesidir.,
Görevleri .
Kent sorunlarını demokratik bir biçimde tartışmak , katılımcı demokrasi ilkelerini yaşama geçirmek .
Kentin sosyal, sanatsal ,bilimsel,, kültürel, çevresel önceliklerini belirleyip çok seslilik ilkeleri ışığında çözüm önerilerini yöneticilere iletmek ve uygulamasını takip etmek.
Kısacası yönetici olmak her ne kadar zor ve meşakKatlı olsa da sorumluluğu çok daha fazla şahısların değil milletin egemenliğinde olunması gereken makamlar ve kurumlardır.
Ancak bireyler her işte de olduğu gibi etkin ve sorumlu vatandaş olmaktan geçer böylece yöneticilerimizin iş yükünü ve sorumluluğunu paylaşmış oluruz .
Sorumlu ve etkin vatandaş olmak gelecek yarınlara yaşanılabilir mutlu huzurlu aydınlık çağdaş yarınlar bırakmak demektir.
Demem odur ki bütün bu deneyimler daha önce yaşanılmış ilmin ve bilimin testinden geçmiş kişi hak ve özgürlüklerinin tam ve eksiksiz yaşanabilmesi için birlik ve bütünlük içinde yarınlarından korkmadan ortak yaşamda katılımın ve paylaşmanın söz sahibi olduğu gibi var olmanın bilincinde ve erdeminde olma projesi dir.
Tabi ki bütün bunlar kağıt üzerinde kalmayıp hayata ve yaşama dahil edildiğinde çözüm bulur
Sevgiler saygılar benden en güzel yarınlarda siz değerli okuyucularımızın olsun.