Geçtiğimiz hafta sizinle buluşamadık, bu hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ama görüş ve önerileriniz, yorumlarınız için burada bulunan e-posta adresini kullanabilirsiniz. Ayrıca arşivimiz olmasa da yaklaşık üç ay öncesine kadar olan yazılara gazetemizin internet sitesinde, yazarlar kısmından adımla birlikte aradığınızda ulaşabilirsiniz. Dediğim gibi arşiv sistemimiz mevcut olmadığı için her yeni yazı yayınlandıkça en eski tarihli yazı siliniyor. Umarım yine de size herhangi bir yolla faydası olur.
Bu hafta dikkatimi çeken ilk şey; Ankara'da akşam yedi-sekiz dendi mi Maltepe, Demirtepe ve Kızılay güzargahındaki çoğu dükkanın kapanmış olduğuydu. Yani hani hava çok soğuk demekle açıklanacak şey değil; çünkü henüz Ankara'nın meşhur kışları başlamadı, ayrıca insanlar yedi-sekiz gibi ortalıktan kaybolmuyor ki bu mağazalar dükkanlar neden hemen kapanıyor? Yol üstündeki büfeler, çoğu lokanta daha akşamın o saatinde kapanmıştı ben geçerken. Bunu birkaç defa yaşadığım için o güne has bir durum olarak da değerlendirmiyorum. İlan tahtalarında gözümüze sokulduğu üzere anlıyoruz ki Başkent, Avrupa Birliği'ne bağlı olduğunu anladığımız bir kuruluştan ödül almış; çünkü logosunda aynı AB logosu gibi yıldızlar vardı. Ama sokaklarda dolaşırken acaba nereyi beğendiler de ödül verdiler diye düşünüp kararsız kaldım... Esnafın erkenden kapatıp evine kaçması belki o gece yayınlanan dizi sebebiyle olabilir; ama herkesin işyerinde televizyonu var gibi bir cümle yersiz olacak... Bunu sokakların giderek sahipsizleştirilmesi ve karanlığa teslim edilmesine bağlıyorum aslında.
Buarada belediyenin gündeminde, 7.Cadde'yi trafiğe kapamak gibi bir tasarı var. Biz de soruyoruz; caddeyi trafiğe kapamadan önce şu yamuk yumuk yolları, orası burası çıkmış asvaltları, kaldırım taşlarını bir düzeltmeyi akıl etsek? Araç trafiğine kapandıktan sonra insanların o yollarda ne zorlukla 'yürüyemediği' ortaya çıkacak da onun için... Ankara sosyetesi ve meraklıları 7.Cadde'yi pek severler; tüm o yamukluğuna rağmen yürüyorlar; ama her televizyon kanalı mikrofonu uzandığında ilk işleri o kaldırımlardan çektiklerini anlatmak oluyor! Haklılar.
Aynı şey yıllardır Bursa'da yapılıyor çünkü. Bursalı okuyucular ya da Bursa'yı son dönemde gezmiş olanlar daha net anımsarlar; Stadyum yolu ve aşağısı, Merinos'a inildiğinde ve her iki yöne doğru yolun belli bir saatten sonra ne tiplerle dolup taştığını... Ya da gündüz bile Altıparmak Caddesi'nde rahat yürümek mümkün mü bu da sorgulanmalıdır. Giderek sokak lambaları azaltılan, eskiden neredeyse her sokağında bir tarihi çeşmesi olduğu halde; çeşme başları koparılmış, kapatılmış, su içinde susuz bırakılmış bir şehir... Çınarıyla meşhur; ama bazı caddelerine Arap şehirlerindeki gibi koca koca tropik ağaçlar sıralanan; manzarayı geçin, iğreti bir görüntü oluşturan caddeler... Bu Bursa eski Bursa değil. Sokağında rahat yürüyemediğimiz bir şehir oldu artık.
Yine de tüm bu olumsuzluklardan sonra size güzel bir şehrimizi söyleyeyim. Kimisi Avrupa'yla kıyaslıyor, ona benzetme çabası içinde; fakat hedefimiz Avrupa olmamalı, biz Anadolu'muzu payidar kılmalıyız diye düşündüğüm için ben öyle benzetmeler yapmayacağım. Anadolu'nun ortasında bir Eskişehir; ama yeni yüzüyle, tertemiz kimliği ve yılların olgun sessizliğiyle... İçinden geçen Sakarya'yı derleyip toplamış, temizlemişler; üstünde botlar kayıklar tur atıyor. Caddelerinde heykelleri altın pırıltılarıyla ışıl ışıl... Yapay bir denizleri bile var artık, insanlar plaja gidiyor bu İç Anadolu şehrinde! Belli bir düzen ve rahatlık okunuyor yürüyenlerin gözlerinden. Tramvaya binip çarşı içinde, Adalar'da bir tur atmanız mümkün. Tek sorun; Anadolu Üniversitesi'nin Yunus Emre Kampüsü'nün yakınında bir durak yok, orada okuyan öğrenciler için zahmetli bir caddeden karşıya geçme mevzusu olduğunu düşünüyorum; gerçi kocaman bir üstgeçitleri mevcut yine de. Bu şehir gerçekten payidar olmuş. Eskişehirliler de Yılmaz Büyükerşen'i seçerek gerçekten doğru bir tercihte bulunmuşlar. Dilerim İstanbul'un çarpıklığı, Ankara'nın kaldırımları ve Bursa'nın karanlığa teslim olan yeşili bundan ders çıkarır... İyi haftalar