KENTİNİZE SAHİP ÇIKIN!

Vay be!..

Yazmayı özlemişim...

Kimileri şimdiden bıkmış gibi görünüyor...

Ama bu ne ki, daha yeni başladık...

Tatlılara sıra gelmedi...

Ara sıcaklar var!..

Kim bilir...

Belki yan masadan ışıklı meyve bile gönderen çıkar!...

***

Hele bir açılalım...

Hızımızı alalım..

O zaman keyfini çıkaracağız...

Bunlar daha ısınma turları!..

***

Ee!

Biz yazdıkça konu da kendiliğinden geliyor zaten...

Bir arkadaş diyor ki...

"Yahu, şu Kadir Gürkan diye biri var...

Bilmem ne odası başkanı...

Onu da bir yazsana..."

***

Yahu!

Durup dururken insan yazılır mı?

Ne yapmış garibim?

Ne diyor Kadir Gürkan...

***

Ben böyle sorunca,  "Hah" dedi arkadaş, "Biz de onu soruyoruz. 'Ne diyorsun Kadir Gürkan' diye sormak lazım ona...”

***

Ben de sizin gibi hiç bir şey anlamadım önce...

Sonra mesele anlaşıldı...

Kadir Gürkan bir odanın Samsun Şube Başkanı…

Vatandaş diyor ki Kadir Gürkan'a...

"Haberin altı mı doğru yoksa üstümü. Ne diyon? Samsun'daki

 termik santrallere 'evet' mi diyorsun 'hayır' mı? Karnından konuşmayı gevelemeyi bırak..."

***

Aslında arkadaşlar Gürkan için "kıvırma" diye yazmış...

Ama orasını çıkardım...

***

Kadir Gürkan'a sorulan ve bana gönderilen yazı şöyle devam ediyor:

"Sen, bu haberlerle TMMOB örgütlülüğüne ve onların Bartın, Amasra da santrallere 'hayır' diyen raporlarına karşı bir dil mi geliştirdin, ne ayaksın?"

***

Kadir Gürkan bir açıklamasında 'Amasra"yı destekliyoruz' demiş...

Oysa Gürkan'ın bağlı olduğu TMMOB Amasra'daki santrale değil destek vermek, iptali için dava açmış...

Hem de ne dava...

Amasra Valisi'ne, yapımcı firmaya...

***

Buradan anladığımız kadarıyla TMMO Samsun Şube Başkanı genel merkezle aynı fikirde değil...

Vatandaş ta onu soruyor zaten....

"Sen Samsun'da kurulacak santrallere 'evet' mi diyorsun, 'hayır' ” diye soruyor...

***

Biz sadece aracıyız…

Sayın Gürkan bu soruların yanıtını verecektir…

***

Neyse...

Şimdi kendi başımıza da bir ilaç sürelim...

Bizim matbuat dünyasının acar muhabirleri, yetiştirme yurdunda çıkan yangın sırasında Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan'ın teşvikiyle dayak yemişti ya...

Arena Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hayati Kaynar aradı dün...

Hoşuna giden yazı görünce arar!..

Dün de kendisi güzel bir konuya temas etmiş, değdirmiş!..

***

Diyor ki...

"Çatalarmut Mahallesi'nde durdurulan alkollü sürücünün  polislere 

hakaret ettiği ileri sürülerek;

Hemen takviye kuvvet istendi...

Ve beş memur şikayette bulundu...

'Bize hakaret etti' dedi...

Bunun üzerine şahıs gözaltına alındı...

Gözaltı sonrası da apar topar nöbetçi mahkemeye çıkartıldı!..

Görüldüğü gibi DEVLET görevini tıkır tıkır yaptı!..

Kimsenin kimseye hakaret etme gibi bir lüksünün bulunmadığını hatırlattı ve 

cezasını kesti...

***

Peki, aynı DEVLET gazetecilere neden farklı uygulama içerisinde, hala 

anlayamıyorum?..

Neden  tek bir gözaltı yok!..

***

Mevzu hakaretse, gazeteciler bunun en büyüğünü yaşadı...

Üstüne üstlük yedikleri dayakların izleri hala geçmedi...

Polis görevini yaparken, hakarete uğruyor CEZA var!..

Gazeteci görevini uygularken, yerlerde süründürülüyor, tekme tokat dayak yiyor, 

yetmemiş gibi makinesi kırılıyor;

Ama gelin görün ki;

Olayı azmettiren ve ettirenler ortalık yerde hiç bir şey olmamışçasına 

dolanıyor...

Ve benim DEVLETİM'den hala çıt çıkmıyor!..

Bu nasıl anlayış bilmiyorum?..

***

Bu mesleği hakkıyla yapanların şamar oğlanına dönüşmesine, mesleğin ayaklar altına 

alınmasına bu zamana kadar hiç müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyiz de!..

***

Bunları Sayın Kaynar söylüyor...

Yazısında katılmadığım yerleri es geçtim zaten...

Ama doğru olan kısmına diyecek sözüm yok...

***

"Gazeteci şamar oğlanı değil" diye yazmıştım...

Ama şamarlık gazeteciler de yok değil!..

***

Yaşanan bu sıkıntı Samsun'daki yönetim boşluğundan kaynaklanmaktadır...

Sayın Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Mersin'e gitmek için ısınma turları atmakta olduğundan...

Şu an Valilik Makamı boştadır!..

İsteyen gidip oturabilir!...

***

Keşke 23 Nisan"da oturan çocuk hiç kalkmasaymış!..

En azından boş kalmazdı!..

***

Gazeteciler dayak yemiş, kimin umurunda...

Siz dua edin...

İyi ki, eşkıyalar gelip Samsun'u basmıyor...

***

Sahipsiz kentin batması haktır!..

Sen sahip çıkarsan bu kent batmayacaktır!..