Kerbela bir semboldür.
Bir öç alma sevdasıdır.
Her yıl kutlandığı törenlerle yadedilir.
Ama hep yerinde sayar.
Hiçbir ilerleme olmaz.
Düşman, belli değil.
Sürekli bir İsrail düşmanlığı ve kini depolanır;
Ama ciddi bir ilerleme kaydedilmez.
Neden?
Bana göre bu tutuculuğu anlamak çok basit:
Dinimizi çalışan bir motor
Yürüyen bir tarih planlayıcı bir sistematik yok!
Her yıl öfke yinelenir kabartılır kollar sıvanır
Tırpanlar bilenir
Ama asla hareket olmaz.
İran Caferîliğinden söz ediyoruz.
Silahlar üretiliyor
Atom bombası yapacak ortam hazır
Amerika İsrail Avrupa Birliği
Dimdik ayakta
Kontrolsüz güçten
Ama kontrolsüz güç, güç değildir.
İran"ın Persilik ruhunun patlamasından korku çok!
Oysa kontrolsüz güç, güç değildir.
İran"da tüm Müslüman ülkelerde
Tüm gelişmekte olan ülkelerde kontrolsüz güç vardır.
İşte Kerbela törenleri
Her yıl aynen tekrarlanır durur.
Ama bir arpaboyu ilerleme olmaz.
Neden?
Çünkü İslam"ın sivil otoritesi çalıştırılmıyor.
Nedir, İslam"ın sivil otoritesi?
Neye yarar bu sivil otorite?
İslam"ın sivil otoritesi Haram Aylardır.
Sadece o değil;
Hacc da Haram Aylar kapsamındadır.
İşte sistematik dediğimiz budur.
Görüldüğü gibi bu sistematik kapsamında;
Cum"a var Haram Aylar var Hacc var
İşte İslam"ın medyası bu!
Halkın gücünü göstereceği alan burası!
Sosyal devletin sivilleşene devletin hizmet alanı burası!
İşte bu alan, ideolojik düşünen
Duygusallık yönü ağır basan ülkelerde
Tekpartici düşünce taşıyan ülkelerde olmaz.
Vatandaş susturulur.
Sadece kendileri gibi düşünen
Kendilerine oy veren vatandaş el üstünde tutulur.
Öteki vatandaşlar ötekileştirilir.
Sadece Bana oyu veren vatandaş ödüllendirilir.
Ötekiler vatandaş değildir.
Ölüme terkedilir.
İşte âşûre günü bu sistematiğin çeyreğindedir.
Bakınız bir Âşûreye nasıl bakıyoruz.
Nafile oruç Nafile namaz deposu gibi görmüyoruz.
Peygamberlerin başlarından geçen
inananlar nazarında ve insanlık için önemli olan
müstesnâ hadiseler ile ilişkilendirilmesi
bana göre beyhude çırpınıştır.
Hz. Peygamber,
Ramazan ayı orucundan sonra en faziletli orucun
bu ayda tutulan oruçlar olduğunu belirtmiş.
Bana göre bu da uydurma!
Hani Şevval"in ilk altı gününün fazileti de öyleydi.
Ben derim ki; bütün bunlar yanlış değil, ama çok eksik!
Dinimizde bir barış sistematiği var.
1 Muharrem Âşûre
Yılbaşı şenlikleri kapsamında İslam siyasiliğinin merkezidir.
Ülke cemâatlerinin bu sistematiğe girmelerini
Allah"ın fadlından paylarına düşeni kollaştırmalarını öneriyoruz.
Bakınız ülkenin başbakanı Caferilerin âşûre günü iftarına gidiyor.
Barış konuşuyor;
Halkı oluşturan Caferîlerin Alevîlerin Kürt vatandaşların
Bu sistematik içinde açılımlarla yanına gidiyor.
Bir kase âşûre çorbasıyla dostluk
Siyasi birlik yolunu arıyor.
Âşûre çorbası bahanesiyle cemâatler bir araya geliyor.
Türkiye'deki Caferilerin lideri diyor ki;
"Bu fotoğraf;
bazı dar görüşlülere
ülke dışında kardeşliğimizi unutup;
yanlış zihniyetlere kapılan güçlere hizmet eden bazı marjinal gruplara da
bu fotoğraf güzel bir derstir.
Birçok ülkeye de bu fotoğraf harika bir derstir"
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet GÖRMEZ beyanatında:
Peygamber Efendimiz (sav)"in torunu Hz. Hüseyin Aşura gününde şehid edilmiş;
çoğu Ehl-i Beyt mensubu, masum 70"den fazla insan 10 Muharrem 61"de;
siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela"da şehit edilmişler.
Mazlum-u Kerbela Hz. Hüseyin"e duyulan sevgi;
Şiirlere mersiyelere maktellere yansımış.
Kerbela"nın yüreklerindeki acısıyla kavrulan her mezhepten
Her meşrepten şairler ozanlar edipler
pek çok içli ve duygulu eserlerini bu meyanda vermişlerdir.
Müslümanlar onların çektikleri acıları hatırlama
bir nebze de olsa hissetme yoluna Haram Aylar içinde gitmişlerdir.
Aşure paylaşmanın dayanışmanın birlikteliğin simgesi olmuştur.
Tıpkı aşure aşında aynı ortak tada katkı sağlayan nimetler;
milletimiz farklılıkların ahenk içindeki ortak tada katkı sağlamaları
birlikte yaşamanın gereği sevinç tasayı
muhabbet ve meşakkati paylaşmaya devam etmektedir dedi.
Biz, tam 1370 yıldır, Kerbela'nın acısını ta ciğerimizde taşıyoruz"
ölüm deği tükeniş değil yokoluş değil
tam tersine hayattır uyanıştır diriliştir.
Ama eğer Haram Aylar barış günleri sistematiğini canlandırırsak;
Cemâatlerimiz;
Nafile namaz nafile oruç
kalın halılar üzerinde bireysel tespih çekmeler yanında;
Allah"ın cc fadlından paylarını cemâatleri ayrılığı değil;
Birlik ve beraberliği sivilleşip şeffaflaşmalarını sağlayabilirsek
Bu günler diriliş olacak
İranlı Caferi kardeşlerimizden Amerika İsrail daha çok korkacak.
Cemâatler Osmanlı ruhunu daha iyi canlandıracaktır.
Müslümanlar bu günleri sivil toplum örgütlenmesiyle kutlayabilirse;
Dünyanın neresinde olursa olsun yeni Kerbelalar görmeyeceğiz,
yeni Kerbelalar yaşamayacağız, yeni ölümlerle sarsılmayacağız.
Bugünler aşkına sivilleşebilirsek;
Müslüman"ın Müslüman"a kıydığını işitmeyeceğiz.
İsrail"in Filistinlilere uyguladığı Kerbelaları;
Yüz kere bin kerre içimizde Kerbela faciasını yaşamayacağız.
Ayların efendisi Muharrem, günlerin efendisi Cuma"dır hadisinde;
Barış sistematiğimiz ne güzel anlatılıyor!
Bu Barış Aylar"ı, Cumu"a günü tatili ile eşleştiriliyor.
İşte bizim önerdiğimiz barış sistematiğine kanıt oluyor.
Bu Barış Günleri olan Haram Aylaırnda Cum"a tatilinde
İnsanı, bugüne kadar bakılanın dışında özgün ve pozitif bir yaklaşımla,
tam boy duruşu.. bakışı giysisi
takısı ile beyaz fon önünde,
açısı ve gücü sabit ışıklar kullanarak mekan ışık
önyargıların etkisinden soyutlayıp, göstermek istiyoruz.
İşte bize göre;
21. yüzyılın Müslüman"ına göre Haram Aylar
Bu kapsamdaki Kerbela 1 Muharrem Âşûre Çorbası
Hepbirlik cemâatlerimizle meşreplerimizle sivilleşeceğiz..
Sivilleşmiş dünya iktidarını elimize geçireceğiz.