Müslümanlar, tarih boyunca çok çileler çekti.
Baskı, yıldırma, yalan ve iftira, korkutma gibi gayri ahlaki zulümlerin muhatabı oldular.
Bütün bu kötülüklerin karşısında "Sabr-ı Cemil" ile sabrettiler, İslam ahlakının ulviliğini göstererek de mücadeleden geri durmadılar.
Çoğu kez de devletler kurup adalet dağıttılar.
Tarihin karanlık sayfalarında, İslam adını kullanarak her türlü mel'aneti, şenaati işleyenler de oldu.
Hepsi de şimdi Alem-i Berzahta, hesap gününden sonra yaşayacakları ebedi hayatın (Cennet ya da cehennem) ön kabulünü yaşıyorlar.
Rabbim bizleri Cennetlik kullarından eylesin.
Cehennemden azade olanlardan eylesin.
Tabii ki bu dua sadece sözle olmuyor.
Fiilen de hak etmek gerekiyor.
Muhafazakar camianın tarih boyunca ve bu gün de en çok kaybettiği nokta:
Siyasi mülahazalarla, yalanı doğru gibi söylemek, savunmak, iftirayı peynir ekmek gibi yemek, kul hakkından korkmamaktır.
Siyaset uğruna, bir seçimlik oy uğruna inancının temeli olan "Ahlakı ve Hakkaniyeti, adaleti" çiğneyenlerin akıbeti daima hüsran olmuş, uğruna, değerlerini çiğnedikleri seçimi de maalesef kaybetmişlerdir.
Çünkü "Haramda şifa yoktur".
Tarih ibret alınmak ve kötü sonuçların tekerürüründen sakınmak için okunur.
Tarih okumayı hikaye zanneden muhafazakar camia diğer ilimleri de sadece namaz, oruç ve hac gibi ameli ibadetlerin öğrenilmesi zannına kapılmış, abdestin müstehaplarını, sakalın boyunun milimetresini hesap edip araştıran öğrenen Müslümanlar, İslamın aslî ruhu olan, "Güzel ahlak, adalet, akaid ve muamelatla ilgili fiili konularda maalesef sınıfta kalmışlar, örnek olamamışlardır.
Her seçimde İslamın bütün değerleri acımasızca harcanmış fakat aslî ruh kayıp olduğundan sonuç hüsran olmuştur.
Bir çok defa yazdığım buna benzer yazılara bile yorum yazan muhafazakar kardeşlerimiz, yazıyı bile doğru dürüst okumadan, anlamadan hemen (ağızları alışık olduğundan) suçlamaya, saldırmaya başlamışlar ve kıt akıllarınca, böylece hayırlı bir şey yaptıklarını sanma gafletine düşmüşlerdir.
İşte bu gaflet, cehalet ve fanatizm (iman değil) Müslümanlar için geçmişte ve bu gün hep en büyük hata ya da hıyanet olmuştur.
Cehaletinden yapanlara iki soru sorulacaktır:
1- Neden öğrenmedin?
2- Neden Hakk'ı, ahlakı ve adaleti savunmadın?
Bildiği halde sırf fanatizmi uğruna İslami değerleri çiğneyen ikiyüzlüler ise tek soru sorulup hak ettikleri yere gönderileceklerdir.
Bir çoğunun gerekçesi de, "Düşmanın silahıyla silahlanmakmış"
Şu ayet (Enfal 8/60) özet mealini bile, bilim ve teknoloji de değil de; yalan, iftira gibi ahlaksızlıklarda düşmanla misliyle mücadele edin anlayan sözde mücahidlerin insanlığa nasıl tevhidi bir mesajı olacak ki!
Tefekkürü ibadet sayan son ve tek din İslamın müntesiplerinin tekrar tekrar "Tefekkürle" okumaları, araştırmaları ve anlamaları dileğimle....