KEŞKE HAKLI ÇIKMASAYDIM
Hayatım boyunca hislerim, duygularım, düşüncelerim beni hiç yanıltmadı, zaman zaman dediklerim geç çıksa da neticede tamamına yakını çıktı. Keşke dediklerim çıkmasa da insanlar bu sıkıntıları yaşamamış olsalardı. İnsanların yüzüne gerçek karakterlerini söylediğinizde yüzünüze bir şey diyemeseler de arkanızdan verip veriştiriyorlar. Adamlık insanların arkasından değil yüzüne konuşabilmektir, yoksa kümesteki tavukları yiyen çakalın arkasından verip veriştiren kocakarı gibi insanların arkasından konuşmak kolaydır ama her ne hikmetse toplumumuzun büyük bir kısmı bu durumu kanıksamış durumda.
Bu kadar detaydan sonra gelelim asıl konumuza Her zaman söylediğim bir söz vardır; 'Toplumun iyileri iyilerle, kötüleri ise kötülerle beraber olurlar' sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha yaşayarak görmek keyifli olsa da ülke adına üzücü bir durum. Basın camiasında elle tutulur adam çok azdır, yıllarca inancımıza, dünya görüşümüze, yaşam biçimimize küfreden iki sütü bozuk bir Ak Partili tarafından kamuya atanıyor, ardından kamuda bu Ak Partilinin işleri ile meşgul oluyor, o Ak Partili kişi de onunla aynı zihniyette, aynı karakterde bir insan olduğundan tencere yuvarlanıp kapağını bulmuş.
Bu zihniyeti bozuk adamlar, o kadar enteresan adamlar ki nefes alırken hava yerine şeytanı içlerine almışlar, işin enteresan tarafı onları bulundukları noktaya getiren siyasetçi de aynı onlar gibi nefes alırken hava yerine şeytanı içerisine almış bir siyasetçi. Bu siyasetçinin en önemli özelliği kalleşliğidir, yüzünüze güler gülmesi o kadar şeytancadır ki o gülmenin altında dahi ihanetin izleri vardır. İşte bu nefes yerine şeytanı içlerine almış üç kafadar o kadar güzel planlar kurarlar ki anlatsam aklınız şaşar.
Şeytanın babası iblis olduğu gibi bu siyasetçi de siyasetçilerin iblisidir, hem o kadar iblis ki aklınız şaşar! Benimle çok iyi olduğu günlerde her türlü işini bana gördürüp, daha sonra siyasette azıcık palazlandığımızı görünce anında bize bir kulp bulup taktı ve soluğu Medresei Yusufiyyede aldık. Bilahare bu iblis kendi eliyle getirdiği adamı görevden almak için kendi kopyası olan iki şeytanı devreye koydu, otuz yıllık arkadaşını bu iki fitneci başına yedirdi.
Bu iki fitneci başları ile ilgili önümüzdeki günlerde yazı dizilerimiz olacak . Daha önce çalıştıkların yerde yaptıklarından tutun da devlete nasıl düşmanlık yaptıklarına, iffetli, namuslu, şerefli insanların onuru ile oynamak için hangi tezgahları kurup, hangi iftiraları attıklarını bilmiş olsanız bunlar değil insan hayvan dahi olamayacaklarını anlayacaksınız. Hayvanlar kötülük nedir bilmezler, kimseyi arkadan hançerlemezler, kimsenin ekmeği ile haysiyeti ile oynamaya kalkmazlar.
Bu iki şeytanı ben gördüğümde yüzlerine nasıl insan olduklarını bizzat söylediğimde bana kızanlar şimdi ne kadar haklı olduğumu gördüler ama nafile, bu tür insanlara değil kamu kurumlarında görev vermek, bunları kendinizden en az üç kilometre uzak tutacaksınız ki pislikleri size bulaşmasın, aksi halde o kadar alçalırlar ki aklınız şaşar. Allah'a şükürler olsun ki bunların elimde o kadar belgeleri var ki saymakla bitmez, zamanı geldiğinde tamamını yayınlayacağım.
Hadi bu adamlar kendi karakterlerine, dünya görüşlerine, yaşam biçimlerine uygun hareket edip şerefsizliklerini yapıyorlar Peki arkalarında duran siyasetçiye ne demeli, sırf kendi siyasi düşünceleri doğrultusunda hareket etmediği ve doğrulardan yana tavır takındığı için ve beraber olduğu insan bozuntusu şerefsizlere boyun bükmediği için adamın ipini çektirmek iblislik değil de nedir? Bir insan yaklaşık otuz yıl birlikte olduğu bir arkadaşına bir kalemde silip atabiliyorsa o insanın tüm özellikleri ile toplum tanımalı ki şerrinden emin olsun. İşte bu nedenle biz de önümüzdeki günlerde kimin ne olduğunu, ne işler çevirdiğini, servetini, siyasi çıkışlarını nasıl elde ettiklerini, bundan sonra olabilecekleri siz değerli okurlarımızla paylaşacağız. Sadece köşemizde değil yeni açmakta olduğumuz Web TV mizde de canlı yayınla sizlerle tüm detayları paylaşacağız, bakalım kim aka kim kara, kim şerefli kim şerefsiz. Kalın sağlıcakla