Kıbrıs Rum Kesimi"nde geçtiğimiz ay gerçekleştirilen seçimler sonucunda Dimitris Hristofyas zaferle ayrılan lider oldu. Hristofyas"ın seçilmesiyle birlikte Avrupa Birliği"ne komünist bir lider girmiş oldu. Kıbrıs Rum Kesimi"nde yapılan bu seçimle Kıbrıs"ta çözüm için yeniden umut ışıkları yanmaya başladı. Nitekim seçimlerin ardından, Dimitris Hristofyas KKTC ile müzakelerin başlaması için çaba sarf edeceğini dünya kamuoyuna duyurdu. Rum Kesimi"nden iyi niyet adımı diyebileceğimiz bu tavır 21 Mart"ta KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Dimitris Hristofyas"ı bir araya getirdi.
Geçmiş dönemlere ve deneyimlere bakıldığında ortada var olan Kıbrıs Sorununun içinden çıkılmaz bir duruma getirildiğine hepimiz yakından şahit olduk. 2004 yılında Annan Planı çerçevesinde yürütülen görüşmeler ve sonucunda yapılan referandum her zaman olduğu gibi yine Rum tarafını memnun etmedi. Burada akla önemli sorular takılıyor; peki Rum tarafı ne istiyor? Veya Rum tarafı ne olmasını bekliyor? Öyle geliyor ki; Rum tarafı ne istediğini net olarak ortaya koymaktan ısrarla kaçınmaktadır. Gerek Birleşmiş Milletler nezdinde gerekse de Avrupa Birliği nezdinde sunulan çözüm önerileri anlaşılmaz gerekçelerle reddedildi. Oysa Türkiye ve KKTC, sorunun çözümü konusunda çaba göstermelerine ve referandum sürecinden başarıyla çıkmalarına rağmen uluslar arası alanda yine haksızlığa uğramıştır.
21 Mart 2008 tarihine gelindiğinde kronik bir sorun haline gelen ve uzadıkça uzayan Kıbrıs Sorunu için taraflar tekrar görüşmelere başladılar. Başta da belirttiğimiz gibi iyi niyet üzerine inşa edilmeye çalışılan bu görüşmeler sonucunda ilk somut meyvesini verdi. Sembolik bir öneme sahip olan Lokmacı Sınır Kapısı"nın açılması konusunda taraflar anlaşmaya vardı. CNN TÜRK televizyonuna demeç veren Rum lider Dimitris Hristofyas; "Siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli federasyonu kabul ediyoruz" diyor ancak 2004 yılında oylanan Annan Planı"na karşı çıkıyor. Rum lidere göre taraflar arası görüşmelere garantör devletlerin gölgesinde yapılmamalı ve her iki toplum temsilcileri sonuca kendileri ulaşmalı. Ancak Hristofyas, Kıbrıs Sorunu konusunda sunmuş olduğu çözüm önerisine ve Kıbrıslıların Çözüm Planı demesine rağmen AB yolunda ilerleyen Türkiye"ye limanların açılması ve Türk askerlerinin adadan çekilmesi hususunda ince bir tehdit göndermeyi ihmal etmiyor. Tüm bu gelişmeler ışığında ortaya nasıl bir müzakere planı çıkacağını 3 ay sonra net bir şekilde göreceğiz.