CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin Kürt sorunu ilişkin çözüm önerisine ilişkin olarak, önemli bir adım attıklarını, bunun arkasının mutlaka geleceğini belirterek, ''Bütün mesele bu sorunun çözülmesi. Bu sorun çözülür, insanlar yaşamını yitirmezlerse, bu benim genel başkanlığıma mal olacak olsun'' dedi. Kılıçdaroğlu, TRT 1'de yayımlanan ''Politik Açılım'' programında, gazetecilerin Kürt sorununun çözümüne ilişkin sorularını yanıtladı. ''Biz MHP için 'buyurun gelin, sorunu çözelim' derken, sayın Başbakan MHP'ye yönelik oldukça sert üsluplar kullandı'' diye konuşan Kılıçdaroğlu, ''Yani açıkça 'masaya gelmeyin' diyor. Bu doğru değil. Bizim sorumluluğumuz kadar iktidarın da sorumluluğu var. İktidar, MHP'ye çağrı yapacak. Sert çağrılar değil, daha yumuşak bir üslup kullanacak. Onlar bu ülkenin köklü bir siyasal partisi, köklü bir siyasi anlayışı temsil ediyorlar'' dedi. Çözüm üretmek gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Sayın Hakan Fidan'ın, Başbakan'ın talimatıyla gidip görüşmesi... Devlet meşru zeminlerde gayrimeşru ilişkilere giremez. Bu böyledir. Amerikan dizisi vardır 'Görevimiz Tehlike' diye. Hatırlarsanız orada böyle bir bant çalar, görev verir, eğer yakalanırsan, 'ne sen bizi tanıyorsun ne ben sizi tanıyorum ve ne ceza alırsan da bir şey yapamam'... Bant da kendi kendini imha ediyor. Bu aslında meşru bir devlette olması gereken olgudur. Şimdi biz ne yaptık, gönderdik, 'git görüş' dedik. Kamuoyuna yansıdı, savcı 'suç unsuru var' dedi. 'Vay efendim sen nasıl çağırırsın' ve hemen apar topar yasayı değiştirdik.'' İlke olarak özel yetkili mahkemelere karşı olduklarını, demokrasilerde bunların olmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, ''Hakan Fidan dolayısıyla duyulan duyarlılık, 'nasıl çağırırsınız, bana ulaşacaklardı, beni de çağırabilirlerdi' noktasına gelince, sayın Başbakan yıldırım hızıyla yasayı çıkardı. Peki bu mahkemelerin yıllardır tutukladıkları, niye tutuklandığını bilmediği halde içeride kalan insanlara aynı duyarlılık niye gösterilmesin?'' diye konuştu. ''Şimdi Kürt sorununu çözüm konusunda bir inisiyatif alıyorsunuz. Yarın size de gelirlerse ne olacak?'' şeklindeki soruya karşılık Kılıçdaroğlu, ''Gideriz, hesabını veririz. Bir sorun yok. Bütün mesele bu sorunun çözülmesi. Bu sorun çözülür, insanlar yaşamını yitirmezlerse, bu benim genel başkanlığıma mal olacaksa olsun'' şeklinde konuştu.
''Siyaset kurumu toplumun önünü açmalı ve ona umut vermeli''
''Bu MHP'siz olabilir mi?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ''MHP'siz olabilir mi, olamaz mı? Parlamento zemininde olmaz'' dedi. Sorunun, 30-35 yıllık bir sorun olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Biz bir yol haritası çizdik, ertesi gün herkes oraya 'evet' diyecektir diye bakmamamız lazım, sabırla bakmamız lazım. O nedenle MHP'yi de anlayışla karşılamak lazım. Bu olay bizi umutsuzluğa sevk etmemeli. Toplum ben çaresiz kaldım dememeli. Siyaset kurumu toplumun önünü açmalı ve ona umut vermeli. Önemli bir adım attık. Ne kadar önemlidir onu zaman gösterecek. Bunun arkası mutlaka gelecektir. Bölge halkıyla bizim sağlıklı, samimi, duygusal ilişki kurmamız lazım.''