Orhan Şaik Gökyay'ın bir kitabının adı, "Kim Etti Sana Bu Kârı Teklif."tir. Gökyay'ın bir ömürlük emeğinde yalnızca bilginin ayıklanması, yeni ufuklar açılması çabaları değil, bilgisizliğe, laf ebeliğine, ufuksuzluğa karşı mücadele de vardır. CHP Genel Merkezi tarafından görevden alınan Samsun Kadın Kolları Başkanı Nalan Çilingir'in haberini duyunca ilk olarak Orhan Şaik Gçkyay'ın bu kitap ismi geldi aklım. Hemşehrim olan Nalan Çilingir "İl yönetimi partimiz kadınlarına karşı aylarca yönelttiği bu uğraşı partinin programlarını anlatmak için göstermiş olsaydı çok eminim ki partimizin puanı 3-5 puan daha artardı" demiş. Doğru da demiş. Nalan Çilingir, parti il binasında basın toplantısı düzenlemiş ve "Samsun İl Kadın Kolları Başkanı olarak partimizin Kadın Kolları Genel Başkanlığı tarafından 'istifa et' teklifini kesinlikle reddetmem üzerine, il yönetiminin ısrarlı ve amansız uğraşları sonucu 24 Mart 2012 tarihinde görevden alınmış bulunmaktayım. İl yönetimi partimiz kadınlarına karşı aylarca yönelttiği bu uğraşı alan, köy, ilçe ve esnaf bazında partinin programlarını anlatmak için göstermiş olsaydı çok eminim ki partimizin puanı 3-5 puan daha artardı" diye konuşmuş.
Hatırlarsınız umarım, daha Şubat ayının başlarıydı yaygın, yerel ne kadar basın kuruluşu varsa şöyle bir haber yer almıştı. "SAMSUN'un Yakakent İlçesi'nde bir sağlık ocağında hizmetli olarak görev yapan kadrolu 43 yaşındaki Erol Ceylan, facebookta bir şarkı paylaştı. Ancak şarkının sonunda AK parti aleyhine yazıların eklenmiş olması nedeniyle hakkında soruşturma açılan Ceylan, önce tayin edildi. Ardından da Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından memurluktan atıldı. Ceylan hakkını aramak için Bölge İdare Mahkemesi'ne dava açtı." Evet şimdi hatırladınız değil mi? Nalan Çilingir ne yapmış da görevinden alınmış? Yoksa o da mı Erol Ceylan gibi bir sosyal paylaşım sitesinde bir şey mi paylaşmış! Olur a, birilerinin düşüncelerini beğenmiş olabilir o beğeni de başka birilerini rahatsız etmiştir falan. Ben bir türlü anlayamıyorum, CHP'lilere bu karı kim teklif etmiştir?!
Hemşehrim Nalan Çilingir Nazım Hikmet Usta'nın çok güzel bir şiirini paylaşıyor. Ben de sizinle paylaşmalıyım. Tam zamanı çünkü
"yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..
yürümek;
dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek..
yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek..
yürümek;
yürekten gülerekten yürümek..."
HEM YERLİ, HEM SAMSUNLU
Recepoğlu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Merve Safa Güdül, "Amerikan-İsrail ortaklı Kimberly Clark firmasından Pedo'nun isim hakkını alıp, Samsun Organize Sanayi Bölgesi'nde modern üretim tesisimizi kurarak üretime geçtik ve pazarda adımızdan söz ettirmeye başladık. Pedo'nun pazardaki payı yüzde 1'lere kadar gerilemişti. Pedo bizimle beraber yeniden yapılanarak yükselişe geçti. 4 ay gibi kısa sürede pazar payını yüzde 4'e çıkartarak şimdi 60 ülkeye ihracat yapar hale geldi. Kısa zamanda yaptığı çalışmalarla 25. Uluslararası Tüketici Kalite Ödülü'ne layık görüldü" demiş. Davet edildiğim ancak gidemediğim basın topnatısında koşan Güdül, "Makul kalite ekonomik fiyat sloganıyla Bebek bezi kullanmayan ailelerimize ulaşmaya çalışıyoruz. Dünyada en ucuz Bebek bezini üretin ülke Türkiye'dir. Bu sektörde daha yeniyiz. Yavaş ve emin adımlarla ilerliyoruz. Tüketiciler bizi ekonomik ve şikayeti olmayan ürün yaptığımız için tercih edecekler. Çin'e göre kaliteli Bebek bezleri üretiyoruz. Bu ürün yüzde 100 yerli ve Samsun'un öz malıdır" diye konuşmuş
Tesisin yüzde 80 kapasite ile çalıştığını bu yıl hedeflerinin 350 milyon Bebek beziolduğunu söylemiş Güdül. Fabrikadaki makinelerini de kendi öz sermayeleriyle aldıklarını dile getirmiş. Bebek bezi sektöründe dünya markalarının üretimlerinin ülkemizde olmasını büyük bir avantaj olarak gördüklerini belirtmiş. 4 ayda kapasitelerini yüzde 300 artırdıklarını dile getirmiş. Ve Pedo şuan kendi segmentinde 5. sıraya yükselmiş. Ben başarılar diliyorum Pedo'ya.. Yolunuz açık olsun. Bize düşen görev varsa bilgimiz olsun.
YÜZDE 100 ZAM!
Siz de de haberdar olmalısınız. Milletvekillerimiz yandı. Niye mi? Okuyun da bana hak verin. TBMM Başkanlığı, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in başkanlığında yapılan Başkanlık Divanı toplantısıyla ilgili yazılı açıklama yapmış.
Açıklamaya göre, TBMM lokanta ve sosyal tesislerinden yararlanılmasına ilişkin kriterlerin yeniden tespit edilmesi için, Divan Üyelerinden oluşan bir komisyon kurulmuş.
Ayrıca artan maliyetler dikkate alınarak, TBMM Üyeler Lokantası menü fiyatlarında gerekli düzenlemelerin yapılması kararı alınmış
Daha önce 50 kuruş olan çorba ve salataların 1 liraya yükseltilmesi, et yemeklerine ise 1 ila 2 lira arasında zam yapılması öngörülmüş. Haydi arkadaşlar yardım kampanyası başlatalım var mısınız? Size bir Posta Çeki Numarası veriyorum: (5514979) bekliyoruz yardımlarınızı. Milletvekillerimize yemek parası lütfen!
GÜZEL SÖZ
Bir sorun var !
Aptalların kendilerinden son derece emin,
Akıllıların ise devamlı şüphe içinde olması...!!
(Bertrand Russell)
TEMEL ZENGİN OLSA
Temel, arkadaşı İdris'e sorar:
-Ula uşağım zengin olsan ne yerdin?
İdris:
-Ne yiyeceğum. Sabahtan akşama hamsili yemekler yerdim.
Daha sonra İdris Temel'e sormuş:
-Peki sen ne yerdun?
Temel:
-Uşağım, bana yiyecek bir şey mi bıraktın?
DOKTOR NE DEDİ?
Adam karısıyla birlikte doktora gider, muayene biter ve doktor kadının yanına gelir.
-Kocanızın ölmesini istemiyorsanız şu yazdıklarımı uygulayın:
1-Sabahları güleryüzle bir kahvaltı hazırlayın ve işe mutlu gitmesini sağlayın.
2-Öğlen eve geldiğinde güleryüzle bir yemek hazırlayın ve takdir edildiğini hissettirin.
Böylece günün geri kalan kısmını mutlu geçirmesine yardımcı olun.
3-Akşam eve geldiğinde özellikle yemek güzel olmalı. Eline bir kadeh içki verin ve
rahatlamasını sağlayın.
4-Onun gönlünü hoş edin.
Eğer bu dediklerimi harfiyen uygularsanız kocanızın hiç bir şeyi kalmaz. Der.
Eve geldiklerinde adam karısına sorar:
-Doktor ne dedi sana?
Ölecekmişsin.