Toplum olarak çalışmadan kazanmayı çok sevdiğimizi ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum, çalışmak, üretmek, insanlara iş vermek yerine çalışmadan, emek vermeden, alın teri harcamadan para kazanmak elbette herkesin hoşuna gider. Ancak şöyle tarihin akışına doğru az geriye doğru dönüp baktığımızda çalışmadan, emek harcamadan, uğraş vermeden para kazanmanın mümkün olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Adem Aleyhisselamın yaratılmasından itibaren yeryüzünde bulunan tüm insanlar çalışarak, emek sarf ederek ve uğraş vererek geçimlerini sağlamışlardır. Yaratılışın temel gayesi ve inancımızın gereği de çalışıp, kazanıp, yemek ve geçimimizi temin etmektir, tulu emel olarak adlandırılan uzun emeller peşinde koşmak İslamın tavsiye etmediği bir yoldur. Eskiden insanlar karınlarını doyurup günlük geçimlerini temin ettiklerinde onlardan zengini yoktu, şimdi ise bırakın günlük geçimi hayat boyu geçiminizi temin etmek bir yana kendi ömrümüzün sonuna dek yetecek malvarlığını temin ettikten sonra çocuklarımızın geçimini de temin etmekle kalmayıp torunlarımızın da geçimini temin etmenin mücadelesini veriyoruz.
Bunca uğraşı yetmiş seksen yıllık bir ömür için veriyoruz ama ebedi hayatımız olan ahiret için günde beş vakit namaz kılmayı bile aksatanlarımız neredeyse toplumun yüzde yetmişini bulmakta. Bırakın her gün namaz kılmayı yılda bir kez oruç tutanların toplumun sadece yüzde kırkını oluşturduğunu duyunca şaşırıp kalmıştım. Oysaki Fani dünyanın geçici zevklerinden sıyrılıp gerçek dünyaya hazırlık yapabilsek inanın hem bu dünyada mutlu oluruz hem de ahirette. Ama maalesef böyle bir derdimiz yok, varsa da mal,mülk para, yoksa da mal, mülk para. İşte bu yüzdendir ki toplum olarak başımız beladan kurtulmuyor. Neden bu detayı verdiğime gelince son günlerin en çok konuşulan konularından birisi de şu Çiftlikbank mevzusu, bu konuyu konuşuluncaya kadar hiç duymamıştım, sorsanız da gazeteciyiz, insan bu kadar karlı bir işi duymaz mı dimi! Ama inanın ne duydum, ne gördüm ne de ne iş yaptığını biliyordum. Adam 250 büyükbaş hayvan yapmış, bu kadar küçük bir yatırımla milleti 500 milyon lira dolandırmış ise biz Ladikteki çiftliklerimizle bir milyon liralık dolandırmamız mümkün gözüküyor.
Bundan bir yıl kadar önceydi bir arkadaşım bilgisayar üzerinden bilmemne kiralaması yapıp ayda bilmemne kadar para kazanabileceğimi söylediğinde ona demiştim ki ben bugüne dek haram para kazanmadım, hep emeğimin karşılığını almaya çalıştım, sen git haram parası olanları bul, arkadaş bu işe öyle inanmıştı ki anlatamam, ona göre yüz lira verirsen bir senede yüz lira kazanacaktın, böyle bir ticaret Dünyanın hiçbir yerinde yok, buna inanan ya ahmaktır ya da sahtekar. Çiftlikbank konusunda da durum farklı değil, adam seksen bin kişiden 500 milyon lira para almış, evini satan mı arıyonuz, Bankalardan kredi kullanıp çiftlikbanka yatıran mı arıyonuz, dünyanın parasını yatırmışlar delikanlı da kemali afiyetle yemiş. Delikanlı 25 yaşlarında konuşmaktan aciz bırakın iş yapacak kapasitede bir adamı çocuk desek yeri var. Ama insanlar öyle inanmışlar ki aklınız şaşar, hiç bir tanesi de çıkıp demiyorki arkadaş bu adamın yaptığı iş belli, bu işi yaparak böyle bir para kazanmak mümkün değil. Herkes havadan para kazanmanın derdine düşmüş, bu sadece belli bir kesimde değil inananından, inanmayanına, müslümanından gayri müslümüne herkes için geçerli bir durum.
Çiftlikbanka para yatıranlara bir bakın bakalım yüzde kaçı müslüman, yüzde kaçı başka inançlara mensup. Geçmişte Kombassanlar vardı, Yimpaşlar vardı, onlara para yatıranlar ne kadar sıkıntı çektiler belli, bunu toplumun tamamı görmüş olmasına rağmen hala daha en ufak bir ders alınmamış olması toplumumuzun ne kadar sıkıntılı bir toplum olduğunun açık ve net delili. Bana göre o delikanlı ne kadar suçlu ise oraya para yatıranlar ondan çok daha fazla suçlu. Bazı basın yayın organları delikanlının imama Hatip lisesi mezunu olduğunu yazmışlar, delikanlı kendi ağzından normal ortaokulu bitirdikten sonra Anadolu İmam Hatip Lisesine girmiş ama bir yıl okuduktan sonra okulu bırakmış. Yani onların dediği gibi İmam Hatip mezunu falan da değilmiş. Kaldı ki İmam Hatip mezunu olsa ne olur, adam sahtekarsa onun şahsi hatasını müesseselere mal etmek çok yanlış bir davranış biçimi. İnsan hangi dinden, hangi ırktan, hangi meşrepten olursa olsun önce karakterli ve dürüst olacak aksi halde gerisi hikaye. Sözlerimi Efendimizin bir hadisi şerifiyle bitirmek istiyorum buyuruyor ki “ Dünya işlerinde gerinizde olanlara, ahiret işlerinizde sizden takva olanlara bakınız” ölçüsü böyle olan müslümanlardan olmak ümidiyle kalın sağlıcakla.