Siyasi tarihimizde kara delik olarak nitelendirilen öyle olaylar var ki ,zaman içinde unutulup gittiler.Öylesi de var ki acısı,hüznü hala yüreğimiz yaşar dururlar.
Unutulanlardan söze başlayalım:Yıl 1890.Eylül 'ün 16'sı.Payitahttan yola çıkan Ertuğrul Firkateyn'i Japonya'nın Kushimoto açıklarında fırtınaya yakalanır ve batar.Mürettibattan kurtulan olmamış ; 541 kişi şehit düşmüştür. Bu faciayı Samsunlu tarihçi, Civan Çelik'in kaleminden öğreniyoruz. Bir önemli bilgi daha öğreniyoruz.Şehitlerin 35'i Samsunlu.Bu Kahramanlardan 7'i Samsun, 12'si Kavaklı.6'sı Çarşambalı.4'ü Bafralı.4'ü Ayvacıklı.1'i Alaçamlı.1'i Terme ilçesi nüfusuna kayıtlı.
Acaba ,bu Kahramanların kim olduklarını ,yaşayan yakınlarından kaçta kaçı biliyor?
Kavak Belediye Başkanı Şerif Ün,Şehitlerimize sahip çıktığını,Anılarına ithafen bir Şehitlik, bir Anıt kitabe yaptırma hazırlığında olduğu duyumunu aldık.Doğruysa peşinen tebrikler, teşekkürler. Vefa olmak erdemli insanların örnek davranışıdır. Tabii bu olayın bilinmezlik hazinesini ortaya çıkaran tarihçi Civan Çelik'e de ayrıca teşekkürler.Yüreğine sağlık!..
6/7 Eylül 1955 olayları sosyal ve siyasal hayatımızın en kara günlerindendir biridir.Yağma, cinayet ve tecavüz gibi insanlık suçunun işlendiği,mevcut İktidarı provakatif eylemlerle Yassıada Mahkemeleri'nde yargılamaya kadar götüren, 11 Devlet adamının idamı ile sonuçlanan bir kara gündür..
Sözde,Londra Konferansı'nda Kıbrıs görüşmelerinde bulunan Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'yu desteklemek için (Pelin Batu'ya göre :İngiliz hükümetinin yönlendirmesi ;)askerin,medyanın ve öğrenci örgütlerinin elbirliği ile tasarlanmış sokak eylemlerinin adıdır.Kimine göre ,Yunan istihbarat elemanlarınca Selanik'teki Atatürk'ün evine Bomba atıldığıiddiasıyla başlayan İstanbul Ekspres gazetesinin 300 bin trajla (!)ajite ettiği haber üzerine -bir gün bir gece süren -yağma ve cinayetlerin sosyal ve siyasi hayatımızda yarattığı travmalardır.
İstanbul ,Ankara,İzmirde sıkıyönetim ilan edilmiş,İçişleri Bakanı istifa etmiş.İzmir valisi,askeri birlik komutanıları görevden alınmış,İstanbul emniyet müdürü ve üç general görevden el çektirilmiş,işin ilginç yanı ,Bakan Namık Gedik olayların vehametini telefonda görüştüğü İstanbul valisi Fahrettin Kerim Gökay'a aktarırken ,neden yeterli müdahalenin yapılmadığını sorunca aldığı cevap kan donduran cinstendir.Bu milli bir isyan, Gençliğin milli kıyamıdır.Bu olaylar Türk dış siyasetinde olumsuz etkiler yaratmış,Kıbrıs sorunu ve Türk Yunan ilişkilerinde tamiri mümkün olmayan yaralar açmıştır.Ege ve Akdeniz havzasında o tarihten sonra sular hiç durulmamıştır.
27 Mayıscıların önyargısı ve Cuntacıların yargıya müdahalesi sonucu 15 Eylül 1961 'de 11 İdam kararı verilmiş,ardından 16 Eylül'de Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişlerdir. 17 Eylül 1961'de Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk kez bir Başbakan idam edilir.Demokrasi,halk iradesi, adalet ve hukuk ayaklar altına alınır.Genç Türkiye Cumhuriyeti ilk kez Darbe'yle/Cunta ile tanışmış olur.
Bir başka bilinmezlik,27 Mayıs darbecilerinin ve Cuntacıların şerrine uğrayan dönemin Genel Kurmay başkanı Rüstü Erdelhun Paşa'nın başına gelenler.Darbeyi önleyemediği gerekçesi ile önce tutuklanır,RÜTBELERİ SÖKÜLÜR ,er statüsüne düşürülür..Bir başka ilginçlik Demokrasi şehitleri Fatin Rüşdü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Menderes'in kaderleri ortak olmasına karşın ,nedense Zorlu ve Polatkan hep Menderes'ten bir adım geridedirler.Neden?Hatırlanmazlar!
Eylül ayı içersinde benim için en önemli sayabileceğim 14 Eylül 2013'dür.Dostum,arkadaşım ve aynı siyaset kulvarında birlikte çalıştığım Eğitimci Yusuf Saraç ve Oğlu'nun aramızdan ayrılmasıdır. Sebep mechul.Akıbet sırla dolu.Bir buçuk sayfalık Veda Mektubu zihinlerdeki neden/niçinleri tam açıklayamıyor. Bir anlık sinir,öfke patlaması ,infial pek çok soruları cevaplamaya yetmiyor. Aile kutsiyeti içersinde ne yaşandı bilinmez.Aramızdan zamansız ayrılmaları izaha muhtaç.Üzüntümün tarifi imkansız,kelimeler kifayetsiz.Yüreğim acıyor.Yüce Rabbim rahmetiyle, mağfiretiyle kendisini ve evladını muamele eylesin,geride kalanlara sabrı cemil ihsan eylesin.Sevenlerine ,öğrencilerine , Dava arkadaşlarına ve ailesine baş sağlığı dilemekten gayrı elden ne gelir.Ruhları şad olsun!