Her siyasi partinin bir temel fikri vardır, bu temeli oluşturan kitle de gençlikten başlar. Sol partilerin temel fikir kitlesi altmış sekiz kuşağı olarak bilinen kuşaktır, bu kuşak da Fransız ihtilalinden Rusya’daki Bolşevik ihtilaline, Çin’deki Mao iktidarının ortaya koyduğu söylemlerden beslenerek oluşan bir gençlikti. Bu gençlik seksen ihtilalinden sonra neredeyse yok oldu ama bundan da öncesi merhum Ecevit’in iktidar olmasıyla birlikte idealizmi kaybedip siyasi eylemlere kaymak suretiyle teşkilatlanmış fikir zeminini kaybetti, bireysel zeminde işlevine devam etmekte. Ülkücü hareket Osmanlı’nın son dönemlerinde ortaya çıkan milliyetçi akımın ülkemize kayması sonucunda yapılanmaya başlamış, Cumhuriyetin ilk yıllarında milliyetçi yazarların ve bazı siyasetçilerin önderliğinde dernek, vakıf, edebiyat alanlarında gençliği örgütlemiş, ardından merhum Alparslan Türkeş’in siyasi hayata girmesiyle siyasetle tanışmıştır. Milli görüş davası olarak bilinen bir kısmının ümmetçi olarak adlandırdığı, muhafazakâr, maneviyatçı görüş ise ağırlıklı olarak merhum Erbakan’ın MTTB’yi ele geçirdikten sonra Akıncılarla devam eden, daha sonra siyasette ağırlıklı olmaya başlayan bir siyasi hareketidir.
Sol kesim her dönem var olmakla birlikte altmış sekiz kuşağının kalitesini kaybettiği de bir gerçektir. Sol partiler solcu kesimin tamamını mutlu edememiş, bir kısmı farklı marjinal partiler kurarak yoluna devam etmiş, bir kısmı da siyasi partilerle yoluna devam etmiştir. Ülkücü camia seksen ihtilalinden sonra bir hayli değişime gitmiş, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun tasavvufa verdiği ağırlık sonucunda Alparslan Türkeş’ten ayrılmış yeni parti kurmakla kalmamış, Alperen teşkilatlarını da kurmuştur. Alparslan Türkeş’e bağlı gençlik ülkü ocaklarında ve MHP’de siyasete devam etmiş, Devlet Bahçeli ile bu çizgi devam ederken Meral Akşener’in ortaya çıkmasıyla birlikte ülkücü camia ikiye bölünmüş, bir kısmı İYİ Parti’ye gitmiştir. İYİ Parti’nin gençlik örgütü yok, ülkücülerin bir kısmı MHP’ye destek verirken eski ülkücülerin bir kısmı İYİ Parti’ye kaymıştır. İYİ Parti gençlik teşkilatı kurar mı bilemem, bunu derken partinin gençlik teşkilatı yok demiyorum, o elbette var ama ülkücü gençlik, akıncı gençlik gibi bir fikir kulübü yok, bunu gerçekleştirmez ise ileride işi zor.
Gelelim AK Parti’ye. AK Parti merhum Erbakan Hoca’nın banisi olduğu Milli Görüş davasına Tayyip Erdoğan’ın şahsi oylarının da eklenmesiyle oluşan bir siyasi oluşum olduğu bir gerçektir. MTTB, Akıncılar, Şura, Sebil dergileri ve MNP, MSP, RP’nin gençlik teşkilatlarının büyük fedakârlıklarla oluşturduğu gençlik bugün iktidar partisinin kadrolarını oluşturmakta. İktidar sadece bunlarla mı oluşmakta derseniz; elbette ki hayır. Ancak işin temelini bu çekirdek oluşturmakta. AK Parti’nin en büyük şansı bu temel olduğu bir gerçek ancak bundan sonraki süreçte ne olur derseniz işte orada çok ciddi sıkıntıların olduğu muhakkak. AK Parti’nin oluşturmaya çalıştığı gençliği TÜGVA, TÜRGRV, KADEM ve parti gençlik teşkilatlarıyla oluşturmaya çalışmakta. Ancak Milli Görüş davası olarak bizim gençliğimizin geçtiği davada tek ölçü Allah rızası ve maneviyattı. Ülkenin manevi kimliği yüksek kişiler tarafından yönetilmesi amacıyla kurulan bu teşkilatlar görevlerini fazlasıyla yapmış, bugünkü iktidar ortaya çıkmıştı.
AK Parti’nin iktidar olmasıyla birlikte iş başına gelen siyasetçisinden bürokratına, iş adamından sanayicisine herkes iktidar nimetlerinden istifade edip nasıl zengin oluruz veya makam mevki kaparız sevdasına girince onların çocuklarından oluşan gençlik teşkilatları da babalarının yolundan giderek makam, mevki ve para peşinde koşmaya başladı. Bu durum bizden sonraki nesilleri öyle kötü etkileyecek ki anlatamam. Bizden sonraki ikinci nesil yani torunlarımız örnek alacak kişiler bulamayacaklar. Örnek almak isteyecekleri idolleri de bu minvalde olacağından bir nesil heba olup gidecek. Emin olun durum budur, kimse kendini kandırmasın. Siz çocuklarınızın altına milyon liralık araçlar alırsanız, onlara bol para verirseniz, zorluk nedir, sıkıntı nedir öğretmezseniz hayatın normal akışını bu zannedecekler.
AK Parti iktidarının başaramadığı en önemli konulardan birisi de budur. Kurulan kadın ve gençlik teşkilatlarında görev alan gençlere maneviyat, Allah rızası, vatan, millet öğretilmek amacıyla kurulduğu söylense de ortadaki durum çok farklı. Gençlik ya bu parti üzerinden nasıl ileride zengin olurum, babamı geçerim veya falanı geçerim derdinde ya da nasıl makam mevki sahibi olurum derdinde. İnfak, sadaka, zekât, yardım müesseseleri iktidar nimetleri nedeniyle ortadan kalmış durumda. Yurtları belediyeler yapacak, camileri belediyeler veya ihale alan müteahhitler yapacak, okulları devlet yapacak kimse kuruş yardımda bulunmayacak. Peki, hayır hasenat Allah rızası ne oldu? Onu ahirette mi kullanacağız? Başka bir yazıda İlim Yayma Vakfında bu konuyla ilgili enteresan bir durumu anlatacağım size, aklınız duracak. Emin olun gidişat hiç hoş değil, manevi iklimden her gün uzaklaştığımız bir gerçek. Yirmi yaşındaki gençlerin büyük bir kısmı gusül abdesti almasını bilmiyor, hadi çıkın çıkabilirseniz bu işin içinden. Benden bu kadar, gerisi muhataplarının işi. Kalın sağlıcakla.