KİN KUSAN AVRUPA

Cemal Özdemir

 

Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! 
Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere! 

Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayâsız yüzüne! 
Tükürün onların asla güvenilmez sözüne! 

Medeniyet denilen maskara mahlûku görün: 
Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün

İstiklal Marşı şairimiz ,Milli şairimiz merhum AKİF Avrupa’yı ve Batı kültürünü en iyi analiz eden ilim adamlarımızdan birisidir.O’nu bir defa daha rahmetle anıyoruz.Mekanı cennet olsun.

1839 Tanzimat hareketiyle Mustafa Reşit Paşa tarafından resmileştirilen meşrulaştırılan Batıya özenti Avrupa sevdası bir virüs olarak yaklaşıkki yüzsenedir içimizi kemirmektedir.

Tanzimat hareketleri Osmanlı’ya batılı anlamda bir düşünce biçimi ve yönetim şekli getirmek için Avrupa’dan esinlenerek yapılan programlı bir yenilik ve kültür hareketiydi. Bu hareket Sultan İkinci Mahmud’un padişah olduğu yıllarda başlamıştı.

Tanzimat Fermanı; Topkapı sarayının Gülhane Bahçesinde düzenlenen ve yabancı elçilerle, devlet adamlarının hazır bulunduğu bir toplantıda, Mustafa Reşit Paşa tarafından Kasım 1839 tarihinde ilan edildi. Tanzimat fermanına tarihimizde Tanzimat-ı Hayriye veya Gülhane Hatt-ı Humayun’u da denir.

Din ve mezhep özgürlüğü sağlanacak, okul kilise ve hastane gibi binaların tamiri yapılacak

– Müslümanlarla Gayrimüslimler kanun önünde eşit sayılacak

– Patrikhanede yeni meclisler kurularak bu meclislerin aldığı kararlar Osmanlı Devleti tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek

– Devlet hizmetlerine, okullara askerlik görevine bütün uyruklar eşit olarak kabul edilecekti.

– Vergiler eşit alınacak iltizam usulü kaldırılacak

– Yabancılar da Osmanlı Devleti sınırları içinde mülk sahibi olabileceklerdi.

Bu fermanla gayrimüslimlere daha fazla hak verilmiş, Avrupalı devletler Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmayacaklarını Paris Antlaşmasıyla kabul etmelerine rağmen sözlerinde durmamışlar ve bu fermanı bahane ederek Osmanlı Devleti’nin içi işlerine karışmışlardır.

Tanzimatın getirdiği şeyler sinsice Batı etkinliğinin zaman içinde yönetim bazında hissttiriömesi hareketidir ve bunda da başarılı olm-uşlardır.Ancak Tanzimat bizden getirdiğinden çok fazla şeyi götürmültür.

Bakın üstad cemil Meriç ne diyor; "Tanzimat’tan bu yana, Türk aydının alınyazısı iki kelimede düğümleniyordu. Aldanmak ve aldatmak... Genç nesiller Tanzimat’tan beri karşılaştıkları ihaneti görünce bir sığınak aradılar. İslamiyet’i bilmiyorlardı ve tarihlerinden utandırılmışlardı. Oysa dünyanın en büyük medeniyetini kurmuş bir ülkenin çocuklarıydık. Genç nesiller masallarla avutulamazlardı artık. Bu sahte batıcılıktan tiksinmişlerdi. İkiye ayrıldılar; ülkenin mukaddeslerine sarılanlarla, sosyalizme gönül verenler... Batının kelimeleriyle; sağcılar ve solcular.. Nesiller bu aldanışı kanlarıyla ödediler... "

Osmanlı’yı yıkıp yerine bölmeye ve savaştırmaya kolay gelecek bir nüfus ve etnik yapıyı kurmayı planlayan Siyonizm hedefine ulaşmıştır.Bugün içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanınalar tesadüfi olaylar değildir.Yazılmış senaryoların zamanı geldikçe sahnelenmesinden ibarettir.Ne var ki 2002’den bu yana ülkemizdeki siyasi iradenin varlığı bir çok hesabı tersine çevirmiştr.

Üstad Cemil Meriç hocanın bir tesbitini daha ilave edip nasipse BATI ve TÜRKİYE ,BATI ve İSLAM konularını gelecek yazılarımızda işleyeceğiz .

Bakınız CEMİL MERİÇ Hoca ne diyor: Tanzimat sonrası Batılılaşma, aydınların fikrî mülahazaları arasında yerini almıştı ve önemli bir taraftar kitlesine sahipti. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra ise Batıcılık resmî devlet politikası olarak benimsenmiş ve oluşturulan eğitim sistemi ile tek tip insan yetiştirilmek istenmişti. Küçük yaştan itibaren çok okuyan Cemil Meriç'in ise Hataylı olmasından dolayı bir şansı vardı ve sistem dışı kalmıştı, yani kendi irfanından kopmamıştı. Bu şansını kendi ifadelerinde şöyle buluyoruz: "Lise tahsili boyunca hep Osmanlıca yazdım. Hür bıraktılar, harfleri kullanmada. Türk hocalar da Osmanlıydılar. Ali İlmi Fani gibi. Belki Osmanlı'dan kopmadığım için inkılap aydınlarına benzemiyorum. Ben, bir yerde, kendimi kaybetmedim. Arapların ve Çerkeslerin yanında, onlara karşı kendi an'aneme gömüldüm. Fakat aynı zamanda Avrupalılaşmayı bütünüyle yaşadım.

Batı ile münasebetlerimizi yeniden gözden geçirme zamanı gelmiştir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.