Hepimizin şikayet ettiğimiz ama bir türlü vazgeçmediğimiz Sosyal medyayı kullanma konusunda ben de zamanının bir kısmını buna ayıran bir insanım, işimizin gereği olup, bitenlerden haberdar olmak adına telefonu elimizden bırakamıyoruz. Doğrusunu ararsanız adam gibi kullandıktan sonra sıkıntı da yok, gayri ahlaki yayınları izlemedikten sonra, gereksiz işlerle uğraşmadıktan sonra istifade edilecek bir araç olduğunu söyleyebiliriz. Televizyon ilk çıktığında da bu tür eleştiriler yapılmaktaydı, rahmetli babam zamanımızı almasın, derslerimize çalışalım diye kilitli bir Televizyon mobilyası almıştı, televizyonu onun içine koyup kilitlemişti, kendisi ne kadar izin verirse izleyebiliyorduk ama biz arkadan Televizyonu çıkarıp kutunun üzerine koyarak izlerdik. Aradan geçen zaman sürecinde öyle gelişmeler oldu ki bırakın televizyonu beş yaşındaki çocuğun elinde dahi telefon var zamanının büyük bir kısmını onunla geçiriyor. Sosyal medyayı güzel kullanabilenler için çok da sorun olmadığını düşünenlerdenim, içerisinde bulunduğumuz Asrın gelişmelerini takip etmeden, kullanmadan bir yere varamayacağımız bir gerçek. Ancak bunu yaparken inancımızın, kültürümüzün, imanımızın gereğini de yapmak zorunda olduğumuzu unutmayalım.
Bu kadar girişten sonra gelelim asıl konumuza sosyal medyada dolaşırken dikkatimi çeken konuların başında iki konu dikkatimi çekmekte, bunlardan biri muhafazakar ailelerin çocuklarının düğün, derneklerindeki rezalet, ikincisi ise yakınları ölen kişilere gelen üst düzey bürokrat veya siyasetçileri sosyal medyadan paylaşıp onlardan kişilik bulmaya çalışan insanlardır. Bu konuları zaman, zaman dile getirdiğimden rahatsızlık duyan dostlarımın olduğunu biliyorum ama Efendimiz “Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle düzeltin, gücünüz yetmezse dilinizle düzeltin, ona da gücünüz yetmezse kalbinizle buğz edin, buda imanın en zayıf noktasıdır” buyurmakta. El ile düzeltme işi Devletin, dil ile düzeltme işi bizim gibi yazıp, çizenlerin, kalbi ile buğz etmek de elinden bir şey gelmeyen müminlerin işidir. Yıllardan beri İslami mücadelenin içerisinde olmuş bir insan olarak şunu açık ve net söylemek isterim ki kendisini mümin olarak gören ve İslam’ı yaşama, yaşatma mücadelesi veren insanların aile boyu yaşam biçimlerini İslam’a uygun olarak yaşamak zorunlulukları olduğu bir gerçek. İslami Vakıflarda, Derneklerde, Cemaat ve Cemiyetlerde görev alıp toplumun İslami yaşantısında örnek olması gereken bazı insanların düğün ve derneklerini görünce asla kınamıyorum ama emin olun çok üzülüyorum.
Cumhurbaşkanının bu minvaldeki duruşuna da hayranım, dün ne idiyse bugün de o, adam aile boyu inandıklarını yaşamanın derdinde, sadece bununla da yetinmiyor, çeşitli gençlik Dernekleri, Vakıfları kurdurarak onlar üzerinden gençliğin geleceğini dizayn etmeye çalışıyor. Ama kendisini siyaseten temsil eden insanların düğün ve derneklerine bakınca içim acıyor, adamların aldıkları gelinlerin gelinlikleri görünce bu nasıl iş demeden edemiyorum. Açıklığın da bir ölçüsü olmalı, göğsünüzü, kollarınızı açıp, topluma göstermenin alemi nedir, diyeceksiniz ki ailelerine ve çocuklarına sahip olamayan peygamberler var biz ne edelim. Peygamberler kendilerine iman etmeyen Ailelerini ve çocuklarını kendilerinden kabul etmiyorlar, gidip onlarla düğün dernek yapıp, şehrin önde gelenlerini de çağırıp fotoğraf çekilmiyorlar, Allah onlar senden değildir diyor, sen de öyle yapsana. Kimse yalandan toplum bozuldu demesin, toplum bozulmadı, biz bozulduk, biz inandıklarımızı yaşamaz isek başkalarının yaşamasını bekleyemeyiz. Bu ülkede Kuran okumanın yasak olduğu dönemlerde ecdadımız İslam’ı yaşamış, yaşatmış, bizlerin İslami eğitim almasını temin etmiştir, İslami eğitimin teşvik edildiği, her türlü imkanın sağlandığı, Devletin her türlü desteği verdiği bir dönemde gelinen nokta emin olun içimi acıtıyor.
Birde hayır, hasenat derneklerinde görev alıp bu işi şova çeviren arkadaşlar var, bu arkadaşlara tavsiyem ya Allah rızası için gönül işi yapsınlar ya da gitsinler siyaset yapsınlar izzet ikbal peşinde koşsunlar. Allah kuranı Kerimde “Festebikulhayrat” buyurmakta yani hayırda yarışın buyurmakta ama bizimkiler gösterişte yarışa girmişler. Yok falancanın babası ölmüş de feşmanca bürokrat onu ziyaret etmiş de yok feşmanca hayır Derneğini siyasetçiler ziyaret etmiş de bilmene, böyle saçmalıklara son versinler yoksa manşetten bu nasıl iş diye vereceğimden şüpheleri olmasın. Onları o görevlere getirenler şov yapsınlar veya siyaset yapsınlar diye getirmediler hizmet yapsınlar diye getirdiler, akıllarını başlarına alsınlar şov yapmaktan vazgeçsinler. Sanırım matlup hasıl oldu bugünlük de bu kadar kalın sağlıcakla…
KINAMIYORUM AMA ÜZÜLÜYORUM
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.