Hava kirliliği sanayi ve trafiğin yoğun olduğu gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların sağlığını ciddi oranda tehlikeye sokuyor ve küresel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Prof. Dr. Yonca TABAK NUHOĞLU, çocukların yetişkinlere göre daha hızlı soluk alıp verdiklerini belirterek, hava kirliliğinden daha fazla etkilendiklerine dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Yonca TABAK NUHOĞLU; trafiğin yoğun olduğu yerlerde yaşayan çocuklarda, daha uzakta yaşayanlara kıyasla alerjik hastalık ve astım bronşit rahatsızlıklarının daha fazla görüldüğünü belirtiyor. Trafikteki araçların atmosfere yaydığı dizel egzos dumanı ve içeriğindeki partiküllerin solunum yoluna girdiğinde geri dönüşümsüz hasarlar bırakabildiğini vurguluyor. Ultra küçük partiküllerin alerji yapıcı maddeler için adeta bir taşıyıcı rol üstlendiklerini, yüzeylerine bağladıkları alerjik maddeleri bağışıklık sistemine sokarak hastalık olasılığını arttırdığını söylüyor. Yapılan çalışmaların, vücudun alerjik potansiyelini gösteren Immunoglobulin E düzeylerinin dizel egzosuna maruz kaldıktan sonra arttığının gözlendiğini sözlerine ekliyor.
Prof. Dr. Yonca TABAK NUHOĞLU hassas havayolunun oluşmasını ve hastalıklara dönüşmesini şöyle anlatıyor; Dizel egzos dumanının bir yan ürünü olan ozon, atmosferin alt katmanlarında olduğunda insanların solunum sistemine ciddi hasarlar veren bir oksidan maddedir. Ozon solunum siteminin içini saran zara, hasar vererek yüzeyde yanık benzeri bir yangıya neden olur ve bu durum hassas havayoluna yol açar. Hassas havayolu zamanla astıma dönüşür; en ufak bir dış uyaran ( sigara, enfeksiyon, kimyasal kokular) rahatlıkla bronş daralması göstergesi olan öksürük, hırıltı ve nefes darlığı ile sonuçlanır diyor.
Prof. Dr. Yonca TABAK NUHOĞLU; vücudun ürettiği antioksidanların dış ortamdan gelen düşük oranlarla mücadele edebildiğini; yetersiz kaldığı durumlarda ise vücutta patlama tarzında bir iltihabi durum oluşturduğunu, bu durumun çoğu zaman tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları ve astım bronşit ile sonuçlandığına dikkat çekiyor. Hava kirliliğinin yarattığı bu olumsuz tabloyu değiştirmenin en etkili yolunun vücutta antioksidan madde düzeyini artırmaktan geçtiğini ve antioksidan zengini gıdalarla beslenmenin önemli olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Yonca TABAK NUHOĞLU antioksidan zengini meyvelerden; çilek, frambuaz, yaban mersini gibi taze orman meyveleri; portakal, greyfurt gibi narenciyeler; ananas ve kivi gibi tropik meyveler; erik, kuru kayısı, kuru erik. Sebzelerden; kırmızı lahana, kırmızı taze biber, maydanoz, brüksel lahanası; enginar, ıspanak; limon, havuç. Baklagillerden; kuru fasülye, soya fasülyesi, bakla. Kuruyemişlerden; Ceviz, fındık, yer fıstığı , ay çekirdeği. Baharatlardan; tarçın ve keklik otu.Tahıllardan; arpa, darı, yulaf, mısır tüketilmesini önemle tavsiye ediyor.