Adı Mehmet Eşref Aka. 12 Haziran 1927 yılında Ali Rız Aka-Ulviye Duriye Aka çiftinin 10 çocuğundan beşincisi olarak dünyaya geldi. 1952 yılından bu yana, yani 84 yıllık ömrünün 59 yılını Samsun'un kırtasiye tedariğine ayırmış. 1973-1977 yılları arasında Çarşamba Belediye Başkanlığı yapmış Mehmet Eşref Aka, eşi Hakikat Tütüncüoğlu ile 1951 yılında evlenmiş. Rezzan, Rana, Hayal adlı kızları Ali İhsan isimli erkek çocuk babası. Gazetemiz yazarı Şevki Yıldırım'ın bu haftaki konuğu işte Çarşamba eşrafından Mehmet Eşref Aka.
Sayın Aka sizden kısa bir özgeçmiş alabilir miyiz?
- 12 Haziran 1927'de dünyaya glmişim. İlkokul birinci sınıfı Samsun Cumhuriyet Okulunda okudum. Daha sonra Çarşamba Kurtuluş ilkokuluna devam ettim. 1938'de ilkokulu bitirdikten sonra Haydarpaşa Lisesi orta kısmına yatılı olarak kayıt yaptırdım. Haydarpaşa lisesinden mezun oldum. Sonra Çarşamba'ya döndüm.
Sonra ne oldu Sayın Mehmet Eşref Aka?
- Ben ortaokul ve lise yıllarımda tatillerde rahmetli eniştem Hacı İsmail Gündoğdu'nun işyerinde çalışıyordum. Eniştemin ticari bilgi ve becerisi beni çok etkiliyordu. Ticaretin inceliklerini mal alım satımının püf noktalarını öğreniyor ve deneyim kazanıyordum. 1952 yılında babamdan aldığım 7500 Tl yi kapora olarak vererek Uzun Çarşıda (Çarşamba) Ali Akyel'e ait gazete bayiliği ve kırtasiye dükkanını 20 bin Tl ye devraldım. Kırtasiye sektörüne girerek ticaret hayatına atılmış oldum.
Samsun'a geliş nasıl oldu, daha sonra?
- Eczacılık okulunu bitiren 2. kızım Rana Sağlık Müdürlüğü'nde işe başlayınca gidiş-geliş problemi sebebiyle işyerimi Samsun'a nakletmeye karar verdim ve 1983 yılında İstiklal Caddesi'nde şimdiki Aka Kırtasiye olarak çalıştırdığımız yeri Çarşamba'daki Aka kitapevinin şubesi olarak çalıştırmak üzere kiraladım. Bugülere kadar geldik.
AKA Kırtasiye artık bir marka haline geldi Samsun'da.
- Ben de bu sektörde oldukça başarılı olduğumuzu zannediyorum. 2000'li yıllardan itibaren AKA kırtasiye marka olarak ün salmaya başladı. Oğlum Ali İhsan ile Aka Kırtasiye San. ve Tic. Ltd Şirketini kurarakoğluma bıraktım. 2007 yılında kirada bulunduğumuz işyerini ve binnın tümünü satın aldık. Bugün Yüksek mimar oğlum Ali İhsan Aka'nın çağdaş ve bilinçli yönetiminde ve işyerimizde çalışan tüm personelimizin bilgi, deneyim ve becerileriyle yerli-yabancı 15 bini aşkın ürün yelpazesiyle Samsun ili ve ilçeleri ve internet üzerinden tüm Türkiye'ye ürün pazarlamaktayız. Türkiye'de her şeyden önce mal alımı ve satımı çoğaldı. Markalaşma yaşandı. Batıda yaşayan çocuklarla doğudakiler aynı kalemleri kullanmaya başladı. Bizim insanımız hem ucuz hem de kaliteli olmasını istiyor. Biz müşterilerin tüm beklentilerini yıllardır en iyi hizmeti vermeye çlışıyoruz. Rekabetle işimiz olmuyor. Müşterimiz tercihini buna göre koyuyor.
Deneyimleriniz paylaşabilir misiniz okurlarımızla
- Ben ticari hayatta şunu öğrendim. Güleryüz, tatlı dil ve dürüstlük. Büyüklerimiz, müşteri veli nimetimdir demiştir. Bir işyerinde her ne kadar bir patron olsa da esas patron müşteridir. Bir ticaretin akıbeti ona bağlıdır. Hesaplı mal alıp satmalı. Asla zararına mal satılmamalı. Biz devletin aldığı KDV oranında kar koyuyoruz. Yani bir düzinede 2 tanesini kar ediyoruz. Sistemi öyle kurduk, öyle yürütüyoruz. Çok firmanın bölge bayisiyiz. Şimdi öğrencilerin okul kitapları ve birtakım gereçlerini devlet karşılamaya başladı. Kırtasiyecinin bu nedenle daha fazla çalışması gerekiyor.
Sizin bir de siyasi serüveniniz var. Çarşamba ilçemizde bir dönem Belediye Başkanlığı da yaptınız. Biraz da onlardan söz edebilir miyiz?
- Rahmetli babam serbest fırka mensubu olarak demokrat bir kişiliğe sahipti. Amasya'da kurulan İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmış ve beraat etmişti. 1929-1930 yıllarında Çarşamba'da Belediye Başkanlığı da yapmış ileri görüşlü bir kişiydi. 1946 yılında Demokrat Parti kuruluş aşamasında babamın isteği ile ağabeyim Ekrem ile birlikte bu partiye kaydolduk. Yani gençlikten gelen bir durum. 1973 yılında parti ilçe yönetiminin kararı ve parti başkanımız Sayın Haydar Tüter'in ısrarı ile belediye başkan adaylığını kabul etmek mecburiyetinde kaldım. Ben 1946'dan bu güne DP, AP, DYP'nin muhtelif kademelerinde görev almış, bu çizgi ve idealden sapmayarak 46 ruhunu bugünlere taşımış ve bugün günümüzde sayıları pek azalmış partililerden biriyim. Arkadaşlarımın çabası Cenab-ı Hakkın da takdirleriyle seçimi kazanarak Belediye Başkanı oldum. Babamdan sonra Belediye Başkanlığı yapan ailenin ikinci ferdi oldum. 4 yıllık hizmet süre içinde birçok projeyi gerçekleştirdiğime inanıyorum. Mesela Moder Pazar, Tavuk Kesimhanesi, 30 bin ekmek üreten bant sistem, Emirhan suları işletme tesisi, 3 katlı belediye memur evleri gibi daha pek çok işler yaptık.
Çarşambalısınız madem. Şu Çarşambalılara özgü "Öte geçe-beri geçe" hikayesini de anlatabilir misiniz?
- Benim Hatırladığım 1935 ve sonraki yıllarda Çarşamba 5-6 bin nüfuslu, Yeşilırmağın her iki yakasında üçer mahallesi olan henüz gelişmemiş bir kasabaydı. Belediye personeli parmakla sayılacak kadar az, temizlik hizmetleri at arabalarıyla yürütülen, cari harcamaları 5-10 kuruşluk , işgaliye gelirleri de ancak karşılayabilen bir bütçeye sahipti. O dönemde, doğu yakada oturanlar batı yakaya karşı geçe, batı yakada oturanlar da doğu yakaya karşı geçe derlerdi. Ancak halk arasında yerleşmiş olan kültürel zenginliğimiz olarak gördüğüm sadece Çarşambalılara ait bir konuşma biçimi daha vardır ki, işte bu konuşma tarzında doğu geçe, batı geçeye insanlarımız öte geçe-beri geçe derlerdi.
Sizin çalışanlarınızda öğrendik. Öğrencilere burs veriyormuşsunuz
- Doğrudur. Başarılı ama yoksul, ekonomik durumları zayıf olduğunu tespit ettiğimiz öğrencilerimize burslarımız var. Çeşitli sponsorluklar da yapıyoruz gücümüz ölçüsünde
Ticarete atılmak isteyenlere ne önerirsiniz Sayın Aka?
- Onlara "işiniz varsa başında, malınız varsa peşinde olun" derim kısa ve öz olarak. Bu ilkeleri kendilerine şiar edinsinler. Güler yüzlü olsunlar. Tatlı dilli olsunlar ve mutlaka dürüst davransınlar.
Bizim de daha nice yıllara dileklerimiz var; Kırtasiye'nin ulu çınarı ve yüzünün "Ak"ı ile geride bırakılan 60 yılla birlikte.