KISA KISA…

Yıl 6 Mayıs 1972

Deniz gezmiş ve arkadaşları idam ediliyor. İdamın gerekçesi, devletin bölünmez bütünlüğüne karşı anayasal düzeni silahlı eyleme geçerek zorla değiştirmek…

Gerçekten Deniz gezmiş ve arkadaşları, insanların ve anayasal düzenin iddia ettiği gibi terörist ya da bölücü müydü?

Bilindiği kadarıyla hiçbir eyleminde ve ideallerinde Türkiye'nin herhangi bir bölgesini misak-ı milli sınırından koparma düşüncesine rastlanmaz.

  Deniz Gezmiş, emperyalizme verilecek mücadelede kendilerini ikinci Kuvay-i Milliye gençleri olarak gördüğünden ABD'ye ve onun yerli işbirlikçilerine Türk bayrakları ile Samsun'dan eyleme geçmişler. Tarihe Mustafa Kemal yürüyüşü olarak geçen bu eylem, Samsundan Ankara'ya kadar kalabalık öğrenci kitleleri ile gerçekleşmiş.

       Yapılan eylemlere bakacak olursak Deniz Gezmiş, bu ülkede ne sivil bir vatandaşı öldürmüş ne de bir kolluk kuvvetine silah sıkmış. Mevcut sistem onu teröristlikle suçlarken altıncı filo eyleminde ;
“Türkiye 6. Filo'nun genelevi değildir, Türk Kadını onurunu koruyacaktır, Amerikalı, evine git, Ya İstiklâl, Ya Ölüm” sloganlarını söylemişler.

ABD büyükelçiliğini işgal etmişler.

 Yapılan eylemler tamamen ABD'nin askeri mevzilenmelerine ve bürokratik temsilciliğine yapılmasına rağmen, mevcut sistem yapılan eylemleri kendisine karşı yapılmış gibi Deniz ve arkadaşlarını suçlamış.

Oysa sene 2011 ve 30,000 kişinin ölümüne neden olan terörist başına sayın diye hitap ediliyor,Kürt sorununa çözüm adı altında kendisine fikir danışılıyor.1 Mayıs eylemlerinde Taksim'in ortasında ATATÜRK büstüne saldırıda bulunuluyor.

PKK'nın legal anlamda sözcülüğünü üstlenenler, milletvekili olarak meclise giriyor, fiilen ülkenin iç politikalarını yönlendirebilecek güce ulaşıyor.Bu durumda gerçek vatan hainlerini ve gerçek vatanseverleri birbirinden ayırt edebilmenin zorluğunu sizlerin takdirine bırakıyorum…

 Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildiğinde bu ülkede  ne kimse sokağa çıkmış ne de idam kararı protesto edilmiş.

  PKK'nın legal anlamdaki partisine siyaset yapma izni tanındı ve cezaevindeki teröristlerin milletvekilliği adaylıkları YSK' dan onaylandı. Vatan haini olarak suçlanıp idam kararı onanan gençler, hakikaten de bu gençler mi? idam kararı verilen gençler,ABD emperyalizmine ve Mustafa Kemal'in tam bağımsız Türkiye'sine  sahip çıkmışlar araştırmalarıma göre.ülkeyi yönetmek adına AB'den ve ABD'den icazet alanlar ise vatanperver oldular bu durumda.Kavram kargaşasının bu denli yoğun olduğu bu ülkede, vatan nasıl sevilir veya nasıl vatanperver olunur!

Keşke o günler de böylesine eylem ihtiyacı duyulmasaydı veya da bugün idam cezası kaldıranlar aynı mecliste o günlerde de aynı kararı verseydi diye düşünesi de geliyor insanın…

30 yıldır yaşanılan terör eylemleri de yaşanmazdı belki de bugün…

 

 

MAYIS AYININ İKİNCİ PAZAR GÜNÜ

İnsan yaşamında, annenin yavrusuna duymuş olduğu sevgi ve sıcaklığın yerini alabilecek başka bir sevgiyi yer küre üzerinde düşünebilmek ve tanımlamak olanaklı değil! Evlatları için de; anneleri, yer küre üzerinde eşi bulunmayan en kutsal varlıklardır.

Annesi olmayanlara annesizliğin büyük acısını, annesi yaşamda olanların talihli tablosu anlatır.

Geçen yıl “Anneler günü”nde, annesinin şefkat dolu göğsüne yaslanarak ona doya doya sarılmanın mutluluğunu yaşamış olan küçük yavrulardan kim bilir kaçı bu yıl annesinin mezarı başında ondan ebediyen ayrı kalmış olmanın talihsizliğini gözyaşlarına boğularak geçirecektir.

 ŞEHİT ANNELERİ

Evladı şehit edilen anne, evladı olmayan anne! Evlat acısı içerisinde yanıp tükenmekte olan bir anne için, “Anneler günü”nün ne kadar önemi ve toplumsal yararı olabilir ki!

Yetiştirme yurtlarının yalnızlık dolu soğuk duvarları arasında gecelerini gözyaşları içinde anne özlemi ile dolu geçiren, ömürleri boyunca anne sıcaklığını tadamamış küçük yavruların anneler günü geldiğinde hangi duygular içerisinde olabileceğini düşünebiliyor musunuz?

Anneler senede bir gün değil yılın her günü sevgi ve şefkatle bağırlara basılarak sevilecek, başlara taç edilecek dünya hazineleridir.

şehit analarını, annesiz çocukları, çocuk sahibi olamamış ya da yaşamı boyunca evlilik talihini yaşayamamış kadınlarımızı, yetiştirme yurtlarında annesiz olarak büyüyen küçük yavrularımızı düşünerek nasıl anneler günü kutlanılabilinir…

Yine de diyoruz ki  bütün anneler ve annelerimizin anneler gününü en içten dileklerimle kutlar saygıyla ve sevgiyle selamlarım…

            Okudum, okuttum, araştırdım,düşündüm bugünün analizini de ben bu şekilde değerlendirdim.Yanlışıyla doğrusuyla değerlendirmesi de siz değerli okuyucularımındır.