Kısa Kısa-Kıza Kıza

Adem Ertürk

Kısa Kısa-Kıza Kıza

-Yeni Türkiye’nin insan modeli: Herkes imam hatip okuluna gidecek. En az 3-4 çocuk yapacak. Devleti ve yöneticilerini  ‘kutsal’ bilecek. Yardımlarını Türgev’e verecek. Akit, Star, Yeni Şafak, Akşam gibi gazeteleri okuyacak. A Haber’deki kişilerin engin yorumlarını dinleyecek. Hilal Kaplan, Sevilay Yükselir ve Dilipak gibilerden feyz alacak. Kanal 7’nin absürt ve paçoz dizilerini izleyecek… Sürekli mağduru oynayacak. Popülizmin dibine vuracak. Devletin kılcal damarlarına kadar işleyecek ama ülkeye hala dar’ül harp gözüyle bakacak.  Sorgulamayacak. Farklı düşüncelere ‘hain’ diyecek. Mutlak itaat ve biat edecek. Tekfir etmede ve ötekileştirmede pek mahir olacak. İslamcı gözükerek ucuz dindarlık yapmada takiyyeci olacak. Yöneticilerin kusurlarını görmede gece gibi olacak… Tek tip insan modeline doğru evrilicek ve ses etmeyecek…

-Epeydir dile getirmek istediğim bir konuydu: Müslümanların cenazelerdeki halleri: Şöyle ki; feryad-ı figan ederek ağlamak, saçını başını yolmak, yaka paça yırtmak, canhıraş bağırıp çağırmak, aşırı hareketlerde bulunmak... Hatta mezarın içine kadar girmeye çalışmak, tabutu çekiştirmeler… Bir isyan, bir kabul edememezlik halleri. Ha, bir de ‘ölüm sana yakışmadı’ ve o acıyla ‘Allah benim de canımı alsın, bundan sonra bana yaşamak haram’ demek ne kadar doğru?  Oysa hayatta olanlar kadar ölüler de muhteremdir ve onlar da saygıya layıktır. Ateş düştüğü yeri yakacaktır. Allah bizleri acılarımızla sınamasın. Elbette acıların tarifi yapılamaz. Cenazelerimizde vakur, sabır, kader nerede kaldı? Nerede kaldı Yaradan’a teslimiyet? Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamanın sonucudur belki de bilmiyorum. Ben bu vakur duruşu ne yazık ki gayrimüslim cenazelerinde görüyorum. Onların ki can değil mi? Onlarınki acı değil mi? Müslümanların acil olarak İslam’ı öğrenmeleri gerek! Ama nasıl?

-Adıyaman/Menzil grubunun ilahilerini hiç dinlediniz mi? Sofi Dursun Ali Erzincanlı’nın seslendirdiklerinden bahsetmiyorum. Onda henüz rastlamadım. Kendi yazdığı ve okuduğu şiirler var. Doğrusu da bu zaten. Oysa çoğu ilahilerde, ya bir türkü ya da bir şarkı sözlerinin Gavs Hazretleri için uyarlanmış hali var. Sofiler buna neden dikkat etmezler? Gavs Hazretleri’nin bundan haberleri olduğunu düşünmüyorum. Yoksa buna izin vermezdi. Bu şekilde kul hakkına girildiğini düşünüyorum. Çünkü bu türkü ve şarkılarda telif hakkı mevcuttur. Üretim ve emek vardır. Emeğe saygıyı en fazla dindar insanların göstermesi gerekiyor. Kolaycılığa kaçmak yoktur. Bu sözleri alıp istediğin gibi eğip bükemezsin. Misal: ‘Bir tek Gavs’ı sevdik. Gerisi yalan…’  ‘Sen bir aysın (Seydam)’  ‘Duydum tövbe etmişsin…’ gibi sözleri şirke yakın ilahiler. Kaş yapayım derken göz çıkarılmamalı diye düşünüyorum.

 ‘Çalgılı çengili ilahilere daha henüz girmedim. Haksız mıyım Kurban?

- Polonya, özelleştirilecek 204 şirketin hisse senetlerini 18 yaşını doldurmuş 27 milyon vatandaşına eşit olarak dağıttı. Bu ve benzeri haberleri bizim basınımızda görmeniz çok zordur. Olsa bile küçük puntolarla yazılır. Özelleştirme uygulamalarından 1986-2014 yılları arasında toplam 56 milyar 174 milyon dolar elde edildi. Elde edilen bu gelirin vatandaşa iadesi gerekiyor. Neden? Ekonomist Süleyman Yaşar cevabını veriyor: “Çünkü özelleştirilen tesisler vatandaşların daha önceki yıllarda ödediği vergilerle yapıldı. Ve vatandaş bu tesislerin kamuda kalacağını düşünerek yapımına katkıda bulundu. Oysa bu tesisler özelleştirilerek kamu mal varlığı azaltıldı. İşte bu nedenle satış bedellerinin vatandaşa iadesi gerekiyor.” Bizde olur mu? Olmaz! Biz Muz Cumhuriyeti değiliz, Polonya Muz Cumhuriyeti!

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.