Kaderin her dönem üzerinde tartışmalar olmuş, her akaid mezhebinin kendisine göre tarif ettiği ama çok hassas bir nokta olduğu, adeta bıçak sırtında bir inanç noktası olduğunu söylemek mümkündür.
Bazı İslam alimlerine göre kişinin ana rahmine düştüğü andan itibaren kaderinin alın yazısında yazıldığını, bazı alimlere göre elezm betsi olarak bildiğimiz ezeli ervaliden kişinin hart diskine tüm kaderi kodlandığı , bir kısım alimlere göre ise kişinin talebi doğrultusunda Yüce Allah"ın O"nun isteklerini yarattığını, zira insanın tabi olduğu imtihanı kazanabilmesi için bu yolun mutlak bir yol olduğunu , bu doğrultuda kişinin said veya şaki yani mümin veya müşrik olacağı ifade edilmektedir. Bu işin manevi yönü, bir de maddi yönü var.Kişinin zengin mi fakir mi, alim mi cahil mi, olacağı konusuna gelince kimi otoritelere göre Yüce Allah ilmi isteyene , zenginliği ise istediğine verdiğini söylüyor. Bu konuda çok farklı düşünceler var. Örneğin bazı alimler diyor ki; Şayet Cenabı Hak zenginliği kendi istediğine verme gibi kullar arasında fark yaratacak olsa idi, o zaman Rahman olan sıfatına muhalefet etmiş olurdu. Zira Rahman sıfatı Yüce Allah"ın inanç ayrımı yapmaksızın tüm insanlara merhamet edip , Rızık dahil her türlü imkanı ona tanımasıdır.
Rahim sıfatına gelince sadece ona iman edip , şirk koşmayan kullarına , yaptığı merhamet ve ihsandır.
Şimdi diyeceksiniz ki İman edenle etmeyen arasında fark yok mu? Elbette var. İnananın , inandığı gibi yaşayanın Cennete gireceğini Yüce Allah mümin kullarına müjdeliyor. İman etmeyenlerin ise ebedi olarak Cehennemde kalacaklarını da haber veriyor. Peki oradaki fark nedir diyeceksiniz, Yüce Allah çalışan insanlara hangi düşüncede olursa olsunlar, karşılığını vereceğini bildirmektedir
Buraya kadar anlattıklarımızdan yola çıkarak kişinin kendi geleceği noktasındaki insiyatifinin ne olduğunu biraz irdeleyelim . Günümüz davranış bilimcileri, filozoflar , yeni ortaya çıkan KOÇ!.ların anlattıkları ile bizim şu ana kadar yazdıklarımız üç aşağı beş yukarı aynı.Kişi kendi geleceği ile ilgili bir plan yapar , bu noktada kendine olan öz güveni tam olur , bilgi donanımı , çalışma ve disiplin ile bunlar desteklenirse insan, kendi geleceğini istediği gibi şekillendirebilir diyorlar. Bu anlatıma bizim ilave edeceğimiz sadece şudur; Yüce Allah Kuranı Kerimde Benden isteyiniz, bende size vereyim buyurduğuna göre kul kendi geleceği ile ilgili bir plan yapıp, bu plan çerçevesinde hareket ederse, Yüce Allahtan bunu samimi bir şekle kadar Organize ederse, sonucu ulaşmaması için hiçbir neden yoktur. Burada üzerinde durulması gereken diğer bir konu, kişi önüne koyduğu hedefe istediği sürede ulaşacak diye kural yoktur. Her başarının mutlak bir başarısızlık serüveninden geçtiğini veya başka bir deyişle, her başarısızlığın bir başarının başlangıçı olduğunu unutmamak gerekir. Bu ticarette de , Siyasette de sosyal hayatta da böyledir.Birçok ünlü sanatçının yıllarca yaptıkları başarısızlık denemesi sonucunda başarıya ulaştıklarını ve star olduklarını biliyor muydunuz? Süleyman Demirel"in 6 kez gittim, 7 kez geldim demesinin nedeni budur. Recep Tayyip Erdoğan R.P.den Beyoğlu Başkanlığını çok az bir farkla kaybettiğini, 1994 yılında eline aldığı Milletvekili Mazbatasını, tercihli oyla gelen Mustafa Baş"a bırakmak zorunda kaldığını biliyor muydunuz. Demek ki kişi talep edince Yüce Allah veriyor, ancak kulun istediği zaman değil, Yaradan"ın istediği zaman.Buradan da anlaşılacağı gibi, kişi kendi geleceğini (Allah"ın izniyle) kendi belirleyebilir.