Gerek Samsunspor gerek Kasımpaşa kendi oyun felsefesini rakibine kabul ettirmek adına müsabakaya başladı. Samsunspor rakibini iyi analiz etmiş olacak ki onu kalesine yaklaştırmamak için oyunun kontolünü Kasımpaşa'ya bıraktı. Kasımpaşa ise bu anlayışa tepki olarak oyunu yönlendirmek ve has trafiğinde ne kadar başarılıysa, tehlikeli atak yapabilme adına da o kadar başarısızdı. Samsunspor'un aşırı savunması içinde kalması, Kasımpaşa'nın ise bu dirence karşı bir yerden sonra ısrarcı olmamasının altındaki neden gol yeme ve atamamanın altında yatan gerçek aşırı iş emniyetiydi. Hal böyle oluncada koca bir ilk yarı böyle bir anlayışya ve de her iki takımın etkisiz bir ilki atak girişimiyle sona erdi. İkinci devrede anlayışların değişebileceği her iki takımında kazanma adına riskler alabileceği beklenirken Samsunspor ine ilk yarıdaki gibi kendi yarı alanındaki takım savunmasını yapıp Kasımpaşa'ya savunma arkasında ve kale önünde oynama pozisyon vermeme mücadelesi için olup buradan çıkabileceği anlarda da bulabileceği pozisyonlarla skor üretme amacında oldu.
Ancak müsabaka böyle sonuçlanacak derken Samsunspor'un defansının bir anlık konsantrasyon düşmesiyle hiç pozisyon olmadığı halde 1-0 geriye düştü.
Skorda geriye düşüşle birlikte risk almalarada başladı. İşte bu anlarda net penaltıyla gelen gol skorun eşitlenmesini ve müsabakanın gerçek anlamdaki skorunu yani kısır futbolun haklı skorun taşınmış olundu.
Fakat futbol kısırda olsa zevksiz de olsa müsabaka bitmemişti. Uzatmalarda gelen vede başlama vuruşu yapılmayan şık bir golle müsabakayı kazanmış olduk.
Kısır futbol ile yeterli skoru almış olabiliriz iç saha maçlarımızda kayıp vermemiş olabiliriz fakat kazanırken üç puan alırken, kayıplarımızı görebilmeli ve de bunlardan ayrıntılar çıkarmalıyız. Zira mükemmellik ayrıntıda gizlidir.