Bireysel ve toplumsal huzurun bozulmasına zarar veren önemli hususlardan birisi kıskançlığın ölçüsüzlüğüdür. Mal, can ve ailenin korunmasında koruyucu bir etken özelliğine sahip olan kıskançlık; aşırı bir sınıra geldiğinde, hayatı çekilmez hale getirdiği gibi, kişiyi de şizofren duruma sokmaktadır. İnsanın eşini kıskanması çok normal, hatta mutluluk için gereklidir. Zira, eşin kıskanılmasında sevgi, muhabbet ve meveddet vardır. Bu kıskançlık, sevgi ve muhabbeti aşıp da şüphelenmenin bir yansıması olarak ortaya çıkmaya başladığında hayatı zehir etmekte, huzuru engellemekte, mutluluğu yok etmekte ve aile içi ilişkileri de çürütmektedir.
İnsanların; din, namus ve vatan gibi kutsallarıyla ilgili kıskançlıklarını kaybetmeleri, ruhsal çöküntünün ve manevi yok oluşun başlangıcı olarak görülüp, ifade edilebilir. Ama bunların dışındaki kıskançlıklar, insanları incitir, bedenleri eritir. Kıskançlık duygusunun temelinde, güvensizlik, itilmişlik, ezilmişlik, dışlanmışlık ve kaybetme korkusu yatmaktadır. Gereksiz kıskançlık duygusuna sahip olan kimse, bu duygunun kendisine zarar vereceğinden habersizdir. Kıskançlığın varlığı normal, aşırılığı zararlıdır. Aşırı kıskançlık ve hasetlik duygusuna sahip insanlar huzurlu olamazlar, rahat uyuyamazlar. Sürekli başkalarının varlık sahibi olmasından rahatsızlık duyarak, kendi elindekinin de yok olacağından endişe ederler. Böyle olunca da ne ruhları, ne bedenleri ne de zihinleri dinlenemez. Virüsle ve virüslü olarak yaşarlar. Bu özellik, insandaki zafiyetin davranışa yansımasıdır. Hatta bu durumun ilerlemesi halinde bir takım imani ve ahlaki sorunların oluşmasına da sözkonusu olabilmektedir. Kusur aramanın, gizli halleri araştırmanın, başkalarını eleştirmenin, insanlara iftira atmanın ve dedikodu yapıp, gıybet etmenin temelinde hasetlik ve kıskançlık vardır. Kıskançlık ve hasetlik; ruhları öldüren etkili bir zehir, onur ve gurur ihlalleri gibi olumsuz davranışların da mayasıdır.
İslam, gıpta etmeyi helal, hasetlik yapmayı haram kılmıştır. Dinimizce, başkasının elinde olana sahip olma duygusu teşvik edilirken, yok olmasını isteme düşüncesi de yasaklanmıştır. Hasetlik ve kıskançlık; düşmanlığın, amacına ulaşamamanın, üstünlük taslama duygusunun, makam sevgisinin, liderlik arzusunun, cimrilik huyunun ve kötü ahlakın yansımalarıdır. Nisa suresi 128.ayette Yüce Allah; “…Nefisler, kıskançlığa ve bencil duygulara hazır kılınmıştır…” buyurarak, kıskançlığın yaratılışta var olduğunu, bunun bir imtihan unsuru olarak değerlendirildiğini hatırlatmaktadır. Kişinin başarısı, zenginliği, güzelliği, ünü, makamı vs. kıskançlık sebebi olabilir. Bunların Allahın verdiği nimetler olduğunu, her nimetin de bir imtihan vesilesi olacağını Kur’anın genel mesajından öğrenmekteyiz . Nisa suresi 54. ayette; “Yoksa onlar, Allah’ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar?.” uyarısı bu konuyu izah etmektedir.Haset etmekten ve haset eden kimseden uzak durmak müminin hassasiyeti olmalıdır. Nice fırsatlar, haset ve kıskançlık nedeniyle ziyan edilmiş, nice huzurlu ve mutlu aileler kıskançlık yüzünden dağılmış, nice dostluk ve arkadaşlıklar kıskançlık yüzünden zarar görmüştür.
Vahyin sunduğu anlayış ve davranış sınırlarının dışında olmak; her zaman hayatı çekilmez hale getirmekte, huzursuz ve mutsuz toplumun oluşmasına neden olmaktadır. Dinimiz, fıtrata uygun hayatın kodlarını sunmakta, insanın yaşam genleri de buna uymaktadır.