Kiwano Güney ve Orta Afrika'da doğal olarak yetişen tek yıllık tırmanıcı bir bitkidir. Çevre düzenleme, güzel görünüşü ve meyvesi için İsrail, Kenya, Yeni Zelanda, Amerika da yetiştirilir. Organik tarımcı, emekli öğretmen Hakkı Albayrak yaptığı denemelerle Kiwano meyvesini elde etti. Kiwano büyüleyici bir meyve olarak da bilinir. Yaprakları tüylü olup ovaldir. Monoik çiçekleri vardır ve kendi kendini tozlayabilir. Boynuzlu kavun olarak bilinen kiwano oval 10 cm çapında ilginç görünüşlü bir meyveye sahiptir. Olgunlaştığında sarımsı portakal renkli kabuk ve kabuk üzerinde mahmuzlar (çıkıntı, boynuz) vardır. Sulu, etli meyve içinde tohumlar bulunur. Meyvesi çiğ yada meyve suyu şeklinde değerlendirilir. 1 adet orta büyüklükte meyve tüketildiğinde 25 kcal enerji sağlar.Besin içeriği olarak karbonhidrat içermez, 1 gr protein ihtiva eder. yüzde 6 A vitamini,yüzde 40 C vitamini, yüzde 2 Kalsiyum, yüzde 6 Demir içerir. Bu bir yıllık bitki sert soğuklara duyarlıdır. Kiwano iyi drenaja sahip verimli zengin topraklarda yetişir. Düzenli olarak sulama gerektirir. Tohum yoluyla yetiştirilir. Avrupa ve Amerika marketlerinde özel bir yeri vardır. ülkemizde de büyük marketlerde yer almaya başlayacaktır.
Yetiştirilmesi: Kiwano tohumu 20-300C sıcaklık aralığında çimlendirilir. Toprak sıcaklığı 150C ye geldiğinde açık araziye dikimi yapılır. Sarılıcı bir bitki olduğundan gövdenin bir desteğe ihtiyacı vardır. Bir dönüme 1000 adet dikilebilir ve bir dönümden 5 ton meyve alınabilir. Ekim ile hasat arası 3 ile 6 ay arasında değişebilir. İlk çiçeklenme evresinde haftada 2 defa sulanır. Daha sonraki evrelerde haftada bir sulanır. Hakkı Bey ile Gıda ve Tarım Fuarında konuştuk. Kendisiyle daha uzun konuşacağız. Şimdilik bu kadarla yetinin lütfen.
SABIRLI OL!
İnsanlara eziyet etmekten hoşlanan zalim, yoksul bir dervişin kafasını taşla yardı. Zavallı derviş sesini çıkarmadı, ama, başını yaran taşı alıp sakladı. Gel zaman git zaman, günlerden bir gün, padişah öfkelenip zalimi kuyuya attırdı. Derviş kuyunun başına vardı, sakladığı taşı kafasına atınca, zalim sordu: Sen kimsin?..
Derviş kendini tanıttı; zalim merak etti: Bugüne kadar neredeydin?..
Derviş: Korkumdan yanına uğramadım, fırsat şimdi çıktı.
Şeyh Sadi diyor ki: "Keskin tırnağın yoksa, sabırlı ol, tırnağının çıkmasını bekle!.."
METRO'NUN JESTİ
Ayrı şehirlerde yaşayan İlknur Çiftçi ile Erdinç Karadeniz adlı gençler birbirlerine olan özlemlerini Metro otobüsleri aracılığıyla gidermeye çalışmışlar uzun yıllar.Bu özlemi vuslata dönüştürmeye ve birlikte dünyaevi'ne girmeye karar vermişler.Yalova gemisinde gerçekleştirdikleri evlenme töreni için İlknur Hanım Facebook'tan ulaştığı Metro sahibi Galip Öztürk'ü düğünlerine davet etmiş. Sonrası mı?: İlknur Çiftçi, "Uzun yıllardır birimiz Amasra'da diğerimiz Samsun'da hasret çektik. Ancak bu uzun yıllar boyunca birbirimize hep Metro Turizm ile kavuştuk. Galip Bey'e Facebook'tan ulaştım ve kendisine teşekkür ettim. Kendisi de bizimle yakından ilgilendi. Yakın ilgisi için Galip Bey'e teşekkür ediyoruz. Artık birbirimize kavuştuk. Nişanlımın resmi görevde olması sebebiyle, değişik illerde veya ilçelerde görev yapıyor.Biz nişanlılık döneminde birçok yerde görev yapması nedeniyle ben Samsun'dan nişanlıma gideceğim zaman Otobüs gün vede saati sorun olmuyordu. Çünkü o bölgeye giden direk araç yoksa bile mutlaka farklı yönden gelen araçları oluyordu. Metro Turizm'in bizim için ayrı bir yeri var" dedi. Galip Öztürk, yoğun programı nedeniyle Samsun'daki düğüne katılamadı. Çenç çiftin düğün törenlerine Metro Holding yönetim kurulu Başkanı Öztürk'ü temsilen Holding bünyesinde bulunan Samsun Gıda A.Ş yönetim kurulu üyesi Recep Söylemez hazır bulundu.Söylemez, Galip Öztürk'ün düğün hediyesini genç çifte verdi ve mutluluklar dilemiş. Ne güzel değil mi..
Günün Fotoğrafı
NAMUSUN DEĞERİ
Kızdığımız kişiye ne deriz:Sen kaç paralık herifsin be!..
Adamı parasal ölçüye vurmak mıdır bu?..Herkes bilir ki bir milyoner, milyarder, trilyoner de beş para etmeyen bir herif olabilir. İnsanlık değeri parayla ölçülür mü?..Sanırım sorunumuz bu noktada başlıyor; her şeyi parayla ölçmeye başladık. Oysa 'değer' ile 'fiyat' arasında çoğu zaman bir uyum yoktur; fiyat geçici bir değeri vurgular; üstelik fiyatı olmayan değerler de pek çoktur. Namusun değeri var...Fiyatı var mı?..
Biliyorum, bu yazıyı okuyanların içinden kimileri şimdi bıyık altından gülüyorlar; çünkü toplumda namusa on paralık değer vermeyen nice kişi, piyasada namusunu satışa çıkarmış nice kişiye fiyat biçiyor.Piyasa her şeyi çözümlüyor...
Ama nasıl?..Vicdanla cüzdan arasında sandviçteki peynir gibi sıkışan kişi kaşarlanıyor.O zaman yeme..Yanında yat. (İlhan Selçuk)
İNSANLIK
Bir bardak dolusu gülümseme ile başlayın,
Bir kap dolusu dostluk ilave edin.
Bir tutam yumuşaklık, biraz da nezaket tozuyla kabartın.
Bir kaşık ümit, bir büyük posiyon yardımlaşma,
çok miktarda ılım, bir tutam alçakgönüllülükle çırpın
Kuvvetlendirmek için bir çorba kaşığı güvene ihtiyacınız olacak..
Bir sadakat kasesi içinde, bir ölçü inanç, iki ölçü aklıselim ve
Birkaç damla hoşgörüyü azar azar ilave edin, sevgiyle karıştırın.
İki kaşık gülücük, bir kaşık sabır ve bir tutam övgü ekleyin.
Şevkle hiç durmadan karıştırın ve şükran ile tatlandırın.
Yemeğin adı mı?
İnsanlık
GÜNÜN SÖZÜ
Bugün ne olduğunuz, dünkü tercihlerinizin sonucudur. Yarın ne olacağınız ise bugünkü kararlarınızın sonucu olacaktır.
Shakespeare
Murat Bayzat'ın Objektifi
ERKEĞİN EN GÜZEL YERİ
Bir erkeğin en güzel yeri neresidir?
- Başının etidir.
- Nedeen?
- Çünkü milyarlarca kadın yanılıyor olamaz!
HAY ALLAH!!
Bir kompartımanda İngiliz, Fransız, Alman ve oldukça güzel genç bir kadın seyahat ediyorlarmış.. Bir ara genç ve güzel kadının başının üzerindeki sepetten bi rşey damlayınca İngiliz hemen oturduğu yerden fırlayıp parmağıyla tatmış..
"- Hımmm, bu halis viski" demiş.
Fransız tatmış..
"- Hadi canım bal gibi şarap bu" diye itiraz etmiş.
Alman tadınca, gülmüş..
"- Yanılıyorsunuz beyler bu olsa olsa biradır."
Genç kadın gülümseyerek ayağa kalkmış ve sepete hafifçe dokunarak "Kız Fifi" demiş, "Bir türlü öğrenemedin çişini tutmayı!."
KADININ MÜLKİYETİ KİME AİT
Tuhaf bir başlık değil mi? İlk okuduğunuzda sizi tedirgin ediyor ama mevcut uygulamalara baktığınızda aslında tam olarak da doğru kavram bu: Kadının Mülkiyeti. Kimse erkeğin mülkiyetinin kime ait olduğunu sorgulamıyor, çünkü o kendine münhasır bir varlık. Ancak kadın korunması gereken bir varlık olarak bakıldığı müddetçe mülkiyetini de kendi başına taşımakta muktedir değildir.
Hemen her ay bianet.org üzerinden o ay içerisinde erkeklerin kaç kadın öldürdüğünü yayınlıyoruz. Sayı olarak baktığınızda pek bir anlamı olmayabiliyor ama her birinin tek tek öyküsünü incelediğinizde dehşete kapılmamak mümkün değil. Bu konuyu incelemeye değer bulmamız aslında 28 Eylül Geleneksel Ödüllü Yarışma Jüri toplantısındaki bir sohbetten çıktı. Dr. Erdal Atabek bu konuya dikkatlerimizi çekti. Ateşli silahlar ve kesici, delici aletler ile işlenen suçlar kapsamında kadına yönelik şiddet her zaman ilgi odağımızdaydı ancak ardındaki sebepleri irdelemek açısından bizim zihnimizde bir ışık yaktı diyebiliriz. Gerçekten rakamları açıp, içine tek tek baktığınızda bir genel model ile karşılaşıyor muyuz? Bu ilk akla gelen soruydu. Bunun cevabı evet ise bu modelin oluşma nedenleri nelerdir? Buna bakmak hemen ikinci sırayı almalıydı.
(Umut Vakfı)
KALEM SİZDE
Mevlanaya sormuşlar "sevgili" nasıl olmalı diye...Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli ...Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı DAYANILMAZ OLDUĞUN ZAMANLARDA BİLE SANA DAYANMALI !. .
(Teşekkürler Burak Bulgurcuoğlu)
****
Hükümet önemli bir karar aldı:Haksız rekabeti ortadan
kaldırmak için,zam yerine güncelleme getirdi.Hayırlı olsun.
(Teşekkürler Recep Keleş)