İstanbul 1'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu, olayla ilgili devam eden ceza ve tazminat davalarının görüldüğü mahkemelere 3 farklı rapor gönderdi. Ceza Mahkemesi 3 raporun arasında farklılıklar bulunduğunu belirtilerek dosyanının tekrar incelenip raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesini istedi.
Samsun'un Atakum İlçesi'nde 20 Ekim 2009'da meydana gelen olayda, 15 yıllık evli olan 40 yaşındaki Ömer ile 33 yaşındaki Senem Sarı çiftinin üçüz çocuklarından 5 yaşındaki Yiğit Yakup Sarı, şeker almak için çıktığı mutfak tezgahından dengesini kaybedip düşerek sol kolunu kırdı. Bayındırlık İlkokulu ana sınıfı öğrencisi Yiğit Yakup Sarı, hemen ailesi tarafından özel bir hastaneye götürüldü. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr.Dr. S.A.A. tarafından muayene edilen Yiğit Yakup Sarı, aynı gün ameliyat edildi. 1 saat süren operasyonun ardından küçük çocuk normal servise alındı. Ancak, servisteki tedavisi sırasında çocuğun kalbi durdu. Doktorlar tarafından yapılan müdahale ile Yoğun Bakım Servisine alınan Sarı'ya kardiyoloji uzmanı tarafından kalp pili takıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Yiğit Yakup Sarı ameliyattan 22 saat sonra kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
1'İNCİ RAPOR: DOKTOR KUSURLU
Yapılan otopside Sarı'nın kesin ölüm nedeni belirlenemedi. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, savcılık dosyanın İstanbul 1'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu'na gönderilmesine karar verdi. 14 ay sonra kurul, Yiğit Yakup Sarı'nın kesin ölüm nedenini açıklayan raporu hazırladı. Raporda, Sarı'nın akciğerlerinde iltihap olduğu, anestezi uzmanının bu durumu farketmemesinin eksiklik olduğu vurgulanarak, "Buna bağlı olarak anestezi ve ameliyatın yükü sonucu ortaya çıkan oksijensizlik ve gelişen komplikasyonlardan hayatını kaybetti" denildi.
6 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENDİ
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı da İstanbul 1'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun raporu doğrultusunda ameliyata giren anestezi uzmanı F.B.'nin mesleğinde gerekli dikkat ve özeni göstermediği için taksirle bir kişin ölümüne neden olmak suçundan hakkında iddianame hazırladı. Samsun 3'ncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde aneztesi uzmanı F.B. hakkında 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
140 BİN LİRALIK TAZMİNAT DAVASI
Öte yandan Sarı ailesi 3'ncü Asliye Hukuk Mahkemesi'ne de hastane ve anestezi uzmanına karşı 140 bin TL'lik maddi ve manevi tazminat davası açtı. Tazminat davası sürecinde hastane yönetimi ve aneztesi uzmanı F.B.'nin rapora itiraz etmesi üzerine 3'ncü Asliye Hukuk Mahkemesi ikinci bir rapor istedi. 25 Nisan 2012'de İstanbul 1'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu ilk rapora eklenecek bir husus olmadığını belirterek aynı raporu tekrar gönderdi.
3'ÜNCÜ RAPOR İSTENMEDEN GELDİ
Rapora ikinci kez itiraz edilmesi üzerine mahkeme bu defa dosyanın Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilip tarafların kusur ve kusur oranlarını belirtir şekilde rapor hazırlanmasına karar verdi. Dosya Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilirken, bu defa İstanbul 1'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu, mahkeme istemediği halde bir rapor daha gönderdi.
3'ÜNCÜ RAPOR 'DOKTOR HATASI YOK' DEDİ
5 Eylül 2012 tarihli 3'ncü rapor taraflara ulaştı. Üçüncü rapor da "Küçükte iltihabın mevcut olduğu, anestezi uzmanı tarafından değerlendirme sırasında fark edilmemiş olduğu, bu durumun bir eksiklik olduğu ancak çocukta tespit edilen humerus kırığının acilen ameliyat edilmesi gerektiğinden tanı konulmuş olması durumunda da ameliyatın acil yapılmasının zorunlu olduğu, bu nedenle anestezi, ortopedi uzmanına kusur atfedilemeyeceği oy birliğiyle mütalaa olunur" ifadesi yer aldı.
CEZA MAHKEMESE: RAPORLARDAKİ ÇELİŞKİ GİDERİLSİN
Samsun 3'ncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam eden ceza davasında da rapor karmaşası yaşandı. Tazminat davasına gelen raporlardan bir ve üçüncü rapor asliye ceza mahkemesine ulaştı. Ancak Sarı ailesinin avukatı üçüncü rapora itirazda bulundu.
Raporların birbirinden farklı olması üzerine 13 Kasım 2013 günü yapılan duruşmada "Raporlar arasında özellikle netice kısmında bariz farklılıklar bulunduğu anlaşıldığından bu raporların detaylı şekilde incelenerek ayrıca dosyamızın kül halinde incelenerek bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve raporlar arasındaki özellikle netice kısmındaki çelişkinin sebebinin açıklanması, olayla ilgili olarak ve sanığın eylemi ile ilgili olarak detaylı şekilde rapor düzenlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'na gösterilmesine karar verildi" denildi. Ayrıca Sarı ailesinin avukatı tarafından bilirkişinin tarafsız olmadığı ve yasalara aykırı görüş beyanında bulundukları belirtilerek bilirkişinin reddi talep edildi.
RAPORLAR KÖRDÜĞÜTME DÖNDÜ
Olayın ardından 4 yıldır devam eden iki mahkeme sürecinde gelen farklı raporlar Yiğit Yakup Sarı'nın ailesini isyan ettirdi. Baba Ömer Sarı, aynı kurumun birbirinden farklı raporlar hazırlayıp gönderdiğini belirterek, "İstanbul 1'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu, ilk iki raporunda anestezi uzmanının hatalı olduğunu belirtiyor. Ancak mahkeme istemediği halde gönderdiği üçüncü raporunda anestezi uzmanını aklamaya çalışıyor. Raporlar, kördüğüme döndü. Bir kurum aynı olayla ilgili nasıl oluyor da bu kadar çok farklı rapor hazırlayabiliyor. Önce doktorun eksikliği var diyorlar sonra doktoru kurtarmaya çalışıyorlar" dedi.
'DOKTORLAR KORUNMAYA ÇALIŞILIYOR'
Kol kırığıyla götürdüğü hastaneden çocuğunun cenazesini aldığını söyleyen Ömer Sarı, "Kol kırığından insan ölür mü? Benim evladım gitti, burada mağdur olan biziz. Ama kurum şimdi adeta doktorları korumaya çalışıyor. Benim evladım ihmal yüzünden öldü. Bu ihmali olanların yavrumun ölümüne sebebiyet verenlerin cezalandırılmasını istiyoruz. Yiğit öleli 4 yıl bitti. Biz evladımıza sebep olanların cezalandırılması için bekliyoruz, artık sabrımız kalmadı" diye konuştu.
Öte yandan Cumhuriyet Savcılığı ameliyatı yapan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr.Dr. S.A.A. ile ameliyata giren 4 görevli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.