Kolay Gele
Karadenizlilere atfedilmiş bir fıkra vardır, ''İngiltere'de, otobanda ülkemizin trafik kuralına göre araç kullanan bir Karadenizli, radyodan anons edilen '' şu nolu otoban üzerinde ters giden bir araç var'' ikazlarına dayanamayarak, kendi kendine ''Ne biricuğu ,hepicuğu ters gidiyi'' tepkisi gibi ülkemizdeki günlük gelişmelere ve oluşturulmaya çalışılan gündeme baktığımızda bir çok şey ya ters gidiyor, yada ben ters gidiyorum.
Güneydoğu'da çalışırken yaşadıklarım , çevremizdeki ülkelerde yaşanılanlardan gördüklerimden bildiğim bir şey varsa o da bu ülkenin üzerinden bayrak indiği zaman, istediğiniz kadar milliyetçi, istediğiniz kadar dindar, istediğiniz kadar solcu , istediğiniz kadar ateist, Alevi, Sunni, Kürt olun, oluk oluk kan akacak. Bir merminin insanı yok ettiğini, bombanın tahribi, mayının parçalamasını canlı görmediğiniz sürece sokaklara çıkıp yakıp yıkmak bir heyecandan ileriye gitmeyecektir. Bu heyecanı yaşarken ''Ya kullanılıyoruz'' dediğinizde artık dönüşü olmayan bir yola girdiğinizi anlayacaksınız.
Hızla değiştirilen gündemde ki gelişmelerin kullanıldığı, fikirlere , ideolojilere göre insanların kamplaştırıldığını ve ülkenin hızla ayrıştığını görmek, yarın başımıza gelebilecek herhangi bir olumsuzluktan sonra bir çatı altında toplanmamızın çok zor olacağına kanaat getirmekteyim.
Gündemin halk arasında ki yansımasına bakarmısınız ?
Osmanlıca tamam, saray tamam, padişahta tamam, ihanet ve Kürt ayaklanması da tamam, geriye bir bandırma vapuru, birde Mustafa Kemal kaldı. Bu zihniyete göre kurtuluş savaşının yaşandığı döneme girildi, savaş başlayacak fakat eksiklerimiz tamamlandığı zaman.
Böylesi bir kargaşayı düşünün, artık silahlar konuşmaya başlamış, kurtuluş savaşında kim hangi safta olacak ? bu zihniyetin başını çektiği grup kendi düşündüğü ülkeyi kurmaya çalışırken, aklınıza gelecek her grup kendisi adına ülke kurmanın peşine düşecek, ne zaman ki kafalar yukarı kaldırılıp ipleri tutan kişilerin, gülümseyerek onlara baktığını gördüklerinde anlayacaklar ki, kuklacılar sahneye ne kadar fazla kukla sürerseler onların görsellikleri artacak, sahneledikleri oyun başarı ile sonuçlanırken, oyuncular oyun bittikten sonra rafa kaldırılacak.
Başka birileri de pankartları hazırlayıp sokaklarda ki yerlerini alırlar, ana gündem çocuklarımızı okula yollamayacağız, ''Eşit eğitim, Laik eğitim, Din dersi istemiyoruz, Osmanlıcaya hayır'' karşı olduğunuz iktidarın getirdiği demokrasiye dahi inanmazken 2002 den önce aklınız neredeydi? , Yenimi farklılığınızın farkına vardınız.
Bir başka yerde ise, halkı sokaklara dökeriz çığırtkanlığı. İsteklerimizi karşılamazsanız, sokakları kan gölüne çeviririz, nasılsa ölenler kandırılmış gençler. Karşılığında söylenen söz ise, ''Akacak kanın sorumlusu bu daveti yapanlardır.'' Halk konudan ne anlamış olabilir. Sadece birbirlerine olan öfkenin daha fazla derinleşmeye başladığını.
Oldu ya istekleriniz yerine getirilmedi, sokakları yakıp yıkmaya davet ettiniz gençleri, ölümler artmaya başladı, devlet kararından vazgeçmiyor. Sizler diretiyorsunuz , yaşanılanları halk görmeye başladığında yüz yıllarca birlikte yaşadıkları komşusunu sokakdakiler ile aynı kefeye koymaya başladığında neler olacağını hiç düşündünüz mü ?.
Geçmişinizden dersler alamadınız ,peki hemen yanınızda ki Irak'ta yaşanılanlar size bir şey anlatmadı mı? Ya Suriye'deki gelişmeler, yada sokaklarda gezen Suriye ve Irak'lıların neden burada olduğunu düşündünüz mü?
İnsanları sokaklara davet etmekte ,dökmekte çok kolaydır. Zor olan doğacak sorunları kestirememektir. Siz sadece ileri bir hamle için piyonu hareket ettirdiğinizi düşünürken , başka birileri ipleri elinizden alır ve ağzınız açık seyredersiniz gelişmeler.