Müslümanın her davranışını inandığı dinin kuralları belirler. İslam; barış, esenlik, adalet, merhamet dinidir. Allaha itaat ve ibadet, mahlukata merhamet ve şefkat, insanlara adalet ve yardım; kulluğun temel ilkeleridir.
Kur’an; İslam dinine müntesip olanlara temelde bu ilkeleri sunar ve iyi insan olmayı da bu değerler üzerinden tanımlar. İlahi vahyin muhatabı olan insan, kendisine tebliğ edilen vahye itibar etiği ölçüde iyi insan olur.
Başta yakınlar olmak üzere tüm insanlara karşı faydalı olmak esastır. Komşuluk ilişkilerinde, paylaşmak ve yardımlaşmak iyi insan olmanın hayata yansıyan davranış biçimleridir.Peygamberimiz; komşuluk hukukunu tarif ederken, “…komşunun komşuya mirasçı olacağını zannettim” buyurmuştur.Komşusu kendisinden emin olmayan kimse, iyi bir Müslüman değildir.
İyi geçimli, güvenilir, yardım sever, paylaşımcı olmak, komşuluk için en temel kurallardır.Kötülüğe karşı iyiliği tercih etmek, komşusu hakkında kötü düşünmemek, olumlu her konuda komşunun ihtiyacını karşılamak kişinin iyi Müslüman olduğunun işaretidir.
İslami ahlak kurallarının en öncelikle uygulama alanı bulacağı yer, komşular arası ilişkilerde kendisini gösterir.Komşuların rahatsız edilmemesi, geliştirilecek olan ilişkilerde en hassas husustur.
Etrafta bulunan kırk hanenin komşu olarak tarif edildiği anlayış dikkate alındığında, dairelerde, apartmanlarda, yakın binalarda hiçbir kimsenin diğerinin sesinden ve nefesinden rahatsız olmaması gerekir.
Televizyon sesini sonuna kadar açmak, çocukların sesli olarak oyun oynamalarına müsaade etmek, ev içerisinde gürültülü bir ortam oluşturmak; diğer komşuların rahatsız olmasına neden olacağı için, bu ve benzeri davranışlardan mümkün olduğunca uzak durmak ve titizlik göstermek lazımdır.
“Komşu komşunun külüne muhtaçtır” atasözümüz, tecrübenin sonucu ortaya çıkan bir anlayışı ifade etmektedir. Bütün imkanlara sahip olunsa bile, komşunun nefesini hissetmeye, sesini duymaya mutlaka ihtiyaç vardır. İnsan ruhunun ihtiyacı olan manevi gıda dualardadır. Komşunun duası bu gıdanın en verimli bölümüdür. Bu nedenle, komşunun bedduasından kaçınmak, duasını almak için gayret edilmelidir.
Komşunun kusurlarını araştırmak ve deşifre etmek yerine, şahit olunan kusurları iyi niyetle yorumlamak ve gizlemek de komşuluk ilişkilerinin inşasında ve devamında çok önem arz eder. Komşunun mahcubiyeti değil, muafakiyeti istenir.
Komşunun cenazesine gitmek, hastasına ziyarette bulunmak, sıkıntısının giderilmesine yardımcı olmak, gerektiği zamanlarda nasihat etmek komşuya yapılacak öncelikli görevlerdendir.
İyi bir Müslüman, komşusunun haklı olarak kendisinden emin olduğu kimsedir.