Kim demiş!.. "Terzi kendi söküğünü dikemez' diye...
Yıllardır yazar, çizer, söyleriz...
Eleştirdiğimiz çok insan oldu...
Eleştiri ne kelime...
Yerden yere vurduğumuz...
Hatta yüzüne tükürdüğümüz...
Yetmedi... "Gel çocuğum, sen de tükür" diye, sabi sübyana da tükürttüğümüz...
Ne suratlar geldi geçti bu tezgahtan!..
***
Belki topuzun ayarını kaçırdığımız da olmuştur...
Genellikle hakarete vardırmadan... Hak ettiğini düşündüğüm hiç kimseye acımadım...
Ama gelin görün şimdi... 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti'ndeki rezilliğe bakın...
Ne yapalım?..
"Kol kırılır, yen içinde kalır" demek de var...
Ama hangi gazeteci arkadaşımız bu durumu içine sindirebilir?
Yenilir yutulur bir şey değil ki, üstünü kapatalım...
B.k olsa üstünden atlarsın... Etrafından dolanır, geçersin!...
Ne bileyim...
***
Bu sorunu kendi aramızda halledeceğiz...
Sorun çözülene kadar da kimse kusura bakmasın...
Bugüne kadar hep sizler için yazdık-çizdik...
Kendi yaramıza da merhem olmak boynumuzun borcu...
***
Bunları neden söylüyorum...
Hani ileride demeyin... "Köşe yazarı bey amca,
Biz sizin mesleki sorunlarınızı dinlemek zorunda mıyız..." diye...
Bir süre idare edin artık... Çünkü tuz koktu...
Topluma örnek olması gerekenlerin yaptığına bakın!..
***
Gerçi mevcut Başkan İsmail Temiz'e de söyledim...
3 ay süre verdim... Bu yönetime 3 ay ömür biçtim yani...
Söz... Üç ay içinde bu sorun, henüz tam olarak kimlerden oluştuğunu dahi bilmediğimiz bu yönetimle birlikte tarihe karışacak...
***
Ne olacağına gelince... Son yazımda anlatmıştım...
Henüz net bir formül yok ortada...
Sağ olsun, arayıp konuyu gündeme getirdiğim için teşekkür eden gazeteci arkadaşlara da söylüyorum...
Olay sadece cemiyetin başkanını seçmekle olmuyor... İyi bir yönetim oluşturmak lazım yanına...
Yoksa, başkan ne yapsın...
***
Kaldı ki, daha ortada henüz bir başkan adayı da mevcut değil
Gazeteci arkadaşların bu konuda isim önermelerini rica ediyorum...
Kendi başkanınızı kendiniz seçin
Bu arada, hiç kimse eskilerden de medet ummasın...
Önünüze bakın!..
***
Hayati Kaynar da Necdet Uzun da kesinlikle aday olmayacaklarını, ancak bugünkü içler acısı durumdan da çok müteessir olduklarını ifade ettiler...
Her ne kadar ben, "Çakma" filan diye takılsam da...
Necdet Uzun, gizlisiz, saklısız yapılan (!) üyelerin de katıldığı (!) hiç de olağanüstü olmayan (!) sıradan son genel kurulda... Oy birliğiyle seçilmiş "Onursal Başkan" sıfatını halen taşıyor... Buna uygun davranacağına da şüphe yok...
Hatta süreç içinde, kendilerine düşeni yapacaklarının da sözünü aldım zaten...
Bunu kendileri de sanırım köşelerinden teyit edeceklerdir...
Ben de kendi adıma, yeni yönetime her konuda destek olacağımı şimdiden taahhüt ediyorum...
Kaldı ki, öncelikle ortada kaldırılması gereken bir cenazemiz var...
Merhumu iyi bilirdik de... "Gömün a.. q.." demek kolay değil...
***
Bugüne kadar hepimizden sır gibi saklanan dernekle ilgili bilgilere ulaşmaya çalışıyorum.
Bu nasıl bir devlet sırrıysa!.. Hala "yönetimde kimler var" onu dahi net olarak bilen yok...
Koskoca Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti... Kimseye haber vermeden kongre yaparsa...
Sadece üyelerin değil... Yönetimdekilerin bile sonradan, evraklara imza atarken kongre yaptıklarından haberleri olursa... Üyeler nereden bilsin yönetimde kimlerin olduğunu...
Ortada kapalı bir kutu var sadece... Biz, bu sırrı çözmeye çalışıyoruz...
Hakikaten, 'Kanarya Sevenler Derneği' mübarek!..
***
Hani bunlar kapalı kapılar ardında... Sessiz sedasız... Üyeleri bile çağırmadan...
Kendi kendilerine olağanüstü kongre yapıyor ya... Biz ise tam tersini yapalım...
Göstere göstere... Köşelerimizden duyura duyura.. Yönetime girmesini istediğimiz arkadaşların isimlerini bağıra çağıra... Başkan olarak görmek istediğimiz her kimse... Hep birlikte ortak kararla belirleyerek... Dünyanın en açık.. En şeffaf olağanüstü kongresini yapalım... Var mısınız?
***
Gerçi bu köftehorlar kurnaz ya... Bir çok gazeteciyi cemiyetten atmış, üyelik kayıtlarını da silmişler...
İlginç olan şu, atılanlar da kendilerini bilmiyor... Müthiş bir kaybetme korkusu var içlerinde... Sormak lazım tabi, "Bu ne şiddet bu celal" diye... Ama olsun... Abileri, ablaları, eşleri, kuzenleri... Kimi üye yaparsa yapsınlar... Bu kongreye gidilecek... Öyle, yangından mal kaçırmak neymiş görülecek!..
Hem bakalım, eşleri, hısım, akrabaları kime oy verecek?
Sizin anlayacağınız... Henüz üye olup olmadığımız bile belli değil...
Mühür bunlarda ya... Hani "Çingene"yi padişah yapmışlar, önce babasını kesmiş..."
***
Bizim camiamız seçkindir, naif insanlardan oluşur...
Böyle hile hurda... Yangından mal kaçırma... Saraydan kız kaçırma...
Üyelikten atma... Sahte kongre yapma nedir bilmeyiz...
Türk basın tarihinde böyle bir şey görülmemiştir zaten...
İlk oldunuz, ilk!.. Tebrik ederim...
Parantez içinde de (Tüh ülen size! Yazıklar olsun)
***
Hem bazı konular vardır... Yaparsınız, kitabına da uyar... Uymazsa uydurursunuz!..
Yasaldır... Ama ahlaki değildir...
Burada bunun örneğini yaşıyoruz... Bunu kimseye anlatamazsınız...
Biz formaliteden kongre yaptık...", "Konge zaten seçimli değildi. Kimsenin bilmesi gerekmiyordu...", "Dümenden, kimsenin okumadığı bir gazeteye ilan verdik. Kimse okuyamadığı için de kimse gelmedi. Biz de iki kişi baş başa yaptık kongremizi. Ne var bunda" diyemezsiniz...
Bu yapılanlar, belki kitaba sığar... Ama vicdanlara sığdıramazsınız...
Samsun'da sokağa çıkamazsınız sokağa... Kimsenin yüzüne bakamazsınız!..
***
Hem ne anlatacaksın insanlara...
"Ben cemiyet başkanıyım" mı diyeceksin?..
Hadi ordan, hadi ordan!..
Sen olsan olsan... Kanarya Sevenler Derneği'ne başkan olursun!..
***
Bu bir kapasite meselesi...
Herkes, hatta seçimde karşılarında olmamıza rağmen biz bile...
Destek verdiğimiz halde, yaptıklarına bakın...
Olağanüstü gizli kongre!..
Vay be!..
Rezil rüsva olduk sayelerinde...
***
Bunlar her ne kadar gazetecilik mesleğine ucundan bulaşmışsa bile...
Camiamıza yabancılar... Belli...
Yoksa bilmezler mi? Samsun'da bu mesleğe ömrünü vermiş... Ebediyete intikal etmiş...
Gazeteci büyüklerimiz... Adem Bilir'lerin... Nazif Demirel'lerin ruhu, adamı perişan eder...
***
Çeyrek asırlık gazeteciler cemiyetinin durumuna bakın...
Tarihi bir cemiyeti, Kanarya Sevenler Derneği'ne çevirdiler...
***
Ne demiştik... Dünyanın en açık, en şeffaf kongresini yapacağız...
İşte, buyrun... Bunların elinde itilip kakılan, üyelikten atılan, üstü çizilen, aşağılanan gazetecilerin neler yapabileceğini hep birlikte göreceğiz...
Bu gerçekten tarihi bir olay olacak...
19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti'ne üye olsun veya olmasın...
Tüm meslektaşlarımızın desteğini bekliyorum...
***
Destek şahsım için değil tabi... Ben aday filan değilim...
Siz, Yönetim Kurulu'nda görmek istediğiniz isimleri bana bildiriyorsunuz...
Ayrıca... Başkan olarak henüz bir isim de yok ortada...
Ama eminim çok güzel arkadaşlarımız var...
Bir kaç tanesi aklımdan geçmiyor değil...
Bu görevi layıkıyla yapacağına inandığınız ideal başkanın da adını istiyorum sizden...
Önerdiğiniz isimleri buradan duyuracağım...
Dedim ya...
Biz, bunların sinsice yaptıklarının tam tersini yapacağız...
Dünyanın en açık en şeffaf kongresi olacak bu...
İzleyin...
***
İletişim adresim, hepinizde var zaten, ama bir kez daha yineliyorum:
darzaman55@hotmail.com
GSM: 0 545 977 01 70
***
Hepinizi seviyorum...
Ve... 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti'nin (bunların yaptığının aksine, katılımlı) olağanüstü kongre sürecini... Hislerinize güvenerek ve sizlerden aldığım yetkiye dayanak başlatıyorum...
Dünyanın en demokratik, en katılımcı, en şeffaf kongresi...
Hayırlı uğurlu olsun!..