KONUT HAMLESİ VE OSMANLI DÜŞMANLIĞI

Adnan Bahadır

   Bugün iki konuya değinmek istiyorum, bunlardan ilki Cumhurbaşkanı’nın önceki gün açıkladığı sosyal konut projesi, bir diğeri son günlerde gündemden düşmeyen Osmanlı düşmanlığı konusu olacak. Dilerseniz önce Osmanlı düşmanlığından başlayalım, şunu açık ve net belirtmek isterim ki Tarihle ilgili okuduğum kitaplar İslami kesimin yazdığı kitaplar hiç olmadı, İlber Ortaylı, Halil İnalcık, Murat Bardakçı, Cemal Kutay gibi liberal, Kemalist, Laik kesimin kitaplarını okudum. Soner Yalçın’ın da pek çok eserini okudum ancak daha sonra ideolojisini kitaplarına çok yansıttığını ve bazı konularda kendi yorumlarına ağırlık verdiğini görünce daha kitaplarını okumuyorum, yazdıklarına da inanmıyorum. Kadir Mısıroğlu, Sadık Albayrak, Mustafa Müftüoğlu gibi isimlerin tek bir eserini dahi okumuş değilim. En son Nutuk’u okuduğumu bu satırlardan yazmıştım, Atatürk’ün kendi elinden yazdığı Nutuk’tan çok istifade ettiğimi söylemeden de geçemeyeceğim. Hangi konuda istifade ettin derseniz özellikle Osmanlının yıkılışı, Cumhuriyetin kuruluşu ve Atatürk’ün Amasya, Sivas, Erzurum kongrelerinde yaşadıkları, Kazım Karabekir olmasa Atatürk’ün Samsuna çıktıktan sonraki faaliyetlerinin hiç birisini yapamayacağı, hatta ve hatta bizzat Atatürk’ün kaleminden o kongrelerde yaşanan sıkıntıları, öyle söylenildiği gibi Atatürk’ü o zamanlar herkesin kurtarıcı kabul etmediği, pek çok sıkıntıdan sonra ve Kazım Karabekir’le Askerlerin rest çekmeleri sonucunda olayın istenen noktaya geldiğini öğrenmiş oldum.
   Hani derler ya baktığınız gibi görürsünüz veya canınız istediği gibi anlarsınız, yıllardır bu memlekette anlatılan Tarihle bu okuduklarımı karşılaştırdığımda çok farklı olayların olduğunu görme imkanım oldu. Erzurum kongresinde Trabzon delegelerinin neler yaptıklarından tutun da Sivas kongresinde muhalif kanadın kongre Başkanlığına kimleri önerdiklerini ve Kazım Karabekir’in rest çekmesi sonucunda Atatürk’ün kongre Başkanlığına seçildiğini öğrenmiş olduk. Bu detaylara takılı kalmadan konumuza girmek gerekirse olayları yaşandıkları şartlarda ve şartların gereğine göre değerlendirmek zorundayız. Kaybedilen Cihan harbinin ardından imzalanan Sevr anlaşmasının kabul edilir tarafı olmadığı muhakkak ancak Sultan Vahdettin bu sözleşmeye son gününe dek imza koymadığını söylemekte yarar var, daha sonraki süreçte Lozan’da yaşananlar ve sonucunun söylenildiği gibi hezimet değil o günkü şartlara göre en iyisi olduğu da bir gerçek.
   Sultan Vahdettin asla Hain olamaz, onu hangi şartlarda ve paşaların hangi uğraşları sonucunda ikna edilip ülke dışına gönderildiğini de okuduğum tarih kitapları açıkça yazmakta. Siyasi mülahazalarla bu konuları farklı boyutlara çekmeye çalışmak kesinlikle doğru olmadığı gibi, kimseye de yararı yok. Osmanlı’da Atamız, Atatürk ve silah arkadaşları da Atamız, bu vatan için yedi düvele karşı savaşıp canını, kanını veren ecdadımız da Atamızdır diyerek bu konuyu da geçelim. Gelelim Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı konut hamlesi projesine, bu proje güzel bir proje ancak son otuz yıllık toplu konut projelerini ele aldığımızda konut sektörüne çok fazla bir etkisi olmadığı da bir gerçek. Konuyla ilgili yaptığım araştırmalarda açıklanan rakamlarla ilgili arsa ve yer tahsislerinin net yerleri henüz belli değil, Hazine arazilerinden, Belediye arazilerinden ve köy tüzel kişiliklerine ait arazilerden elde edilecek arsalar marifetiyle belirlenecekler.
  İnşaat sektörüne sağlayacağı katkı var mı? derseniz kanaatimce yok, zira arsalar merkezi yerleşim bölgelerinden uzak olduğundan kiralara ve konut fiyatlarına çok fazla bir etkisi olacağını zannetmiyorum. Ancak belli bir kesimin konut ihtiyaçlarını karşılama noktasında yararlı olacağı kanaatindeyim, orta direk olarak adlandırdığımız kesim 2020 yılının sonuna kadar maaşıyla ev, araba alacak durumdayken son iki yıllık enflasyon artışlarıyla birlikte bu mümkün olmaktan çıktı. Bu konutların bu sınıfa çözüm bulmak amacıyla yapılacağı kanaatindeyim ancak burada dikkatimi çeken başka bir husus da aylık ödemelerin enflasyona endeksli olarak ciddi anlamda artacağıdır, enflasyon an itibarı ile yüzde seksenlerde olduğuna göre bir yıl sonra aylık ödemelerin ne olacağı da ortada. Gerçi hükümet çalışana aynı oranda zam yapacak ama ödeme zorluğu çekilir mi? onu bilemiyorum. Netice itibarı ile şunu belirtmek isterim ki Dünya genelinde yaşanan ekonomik kriz ülkemizi ve her kesimi ziyadesiyle etkilemiştir, umarım ve dilerim ki Ülkemiz bu krizden en kısa zamanda çıkar diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.