KÖRLÜK MÜ? NANKÖRLÜK MÜ?

Adnan Bahadır

Hangi işi yaparsak yapalım en iyisini, en güzelini ve en doğru olanını yapmak zorundayız; aksi halde başarılı olma şansımız yoktur. Özellikle gazetecilik mesleği çok hassas ve bir o kadar da ciddiyet isteyen bir meslektir. Toplum neyi neden yaptığınızı, neye neden karşı olduğunuzu rahatlıkla anlar. Toplum eleştiriyi sever ama yaptığınız eleştiriyi neden yaptığınızı da izah etmeniz gerekir. Belediyelerin veya devletin özel vakıflara, yurtlara para vermesini hiçbir zaman doğru bulmadım. Vakıf yurtlarının büyük bir kısmı bir yandan bu tür destekleri alırken diğer yandan da öğrenci başına Gençlik ve Spor Bakanlığından para almaktalar. Bir yıldan beri kapalı olan özel yurtlar perişan halde kapalı dururken bunlar devletten her ay tıkır tıkır kiralarını almakla kalmıyorlar bir de belediyelerden yardım alıyorlar. Adalet bunun neresinde? Devlet bütçesinden fakir fukaraya destek vermek varken buralara destek vermek çok yanlış. Belediyeler bir yandan borç batağında iken diğer yandan binalar yapıp vakıflara vermeleri yanlış bir uygulamadır. O binalar Milli Eğitim Bakanlıklarına verilip bedelleri de hazinede olan borçtan düşülmelidir. Meclis üyelerine zimmet çıkma konusuna gelince; geçmişte Büyükşehir Belediyesinde emekli olan memurların yeniden çalıştırılması konusu ile ilgili yüksek miktarlarda zimmetler çıkmıştı, hepsi halloldu, bunun da hallolacağı kanaatindeyim.

Bu yanlışları yazacağız ama yapılan güzel şeyleri de yazacağız. Bu şehrin en önemli sorunlarından birisi otopark sorunudur. Hele hele Subaşı civarında durum o kadar vahim ki anlatamam. Benim de o bölgede evim var, hala daha annem orada oturmakta. Sırf otopark sıkıntısı yüzünden anneme her gün gidemiyorum, iki günde bir ancak gidiyorum. Bu soruna neşter vuran Mustafa Demir gerçekten güzel işler yapmaya başladı. Sosyal medyada ve para alamayan bazı basın yayın organlarının aleyhteki tezviratlarını anlıyorum ama Subaşında yapımına başlanan 147 aracı alacak kapasiteye sahip katlı otopark inşaatı ve Anakent İş Merkezinin yıkılıp yerine yapılacak çok katlı otopark ile birlikte bu bölgenin on on beş yıllık otopark ihtiyacının karşılanacağını düşünmekteyim. Bunu kim yaparsa yapsın alkışlarım. Vezir Hazretleri de yapmış olsaydı emin olun alkışlardım ama maalesef yapmadı. Bırakın onu dünkü manşet haberden verdiğimiz Atatürk Bulvarındaki büyük binanın kamulaştırılıp yıkılmasını dahi yapamadı. Saathane Meydanıyla ilgili çalışmayı o başlattı, bu konuda onu da takdir ediyorum ama Büyükşehir Belediyesinin denizle olan irtibatını kesen o büyük binayı yıkmaya cesaret edememiş olmasının onun adına eleştirilecek bir durum olduğu da muhakkak.

Bize gelen şikâyetlerden birisi de Parkomatların Samkartları okumadığı yönünde. Bu konuda da yaptığım araştırma sonucunda şunu öğrendim ki Parkomat ihalesini alan şirketin sözleşmesi bu yıl bitiyormuş. Belediye ve Aselsan anlaşıp çok güzel bir proje hazırlamışlar. Örneğin şehrin merkezinde oturup park etmeye yeri olmayan emekli ve dar gelirli vatandaşlar için aylık seksen lira civarında bir ödeme yaparak yirmi dört saat park etme imkânı getiren bir sistem üzerinde çalışılmakta. Bu fevkalade güzel bir çalışma, şehir merkezinde evi olup da dar gelirli olan insanların araçlarını park etme sorunu bu proje sayesinde ortadan kalkmış olacak. Aselsan deyince aklıma geldi; Büyükşehir Belediyesi Aselsan’la başka bir çalışma daha yapmış durumda. Şehrin belirli bölgelerinde kameralar olacak, bu kameralar öyle söylenildiği gibi vatandaşa tuzak kurmak amacıyla kurulmuyorlar. Hız sınırı 90 km olacak, şehir merkezinde bu hızın üzerinde seyretmek isteyeler kusura bakmasınlar, elbette cezayı çekecekler. Bunun dışında trafik ihlali, kırmızı ışıkta geçmek gibi kusurları işleyenler de cezalarını çekecekler ama bu sistem sayesinde trafiğin rahatlayacağı kanaatindeyim.

Bana göre Mustafa Demir’in en büyük hatası bu icraatlarının reklamını yapmaması. Vezir Hazretleri bu tür icraatlarını yapmadan önce aylarca reklamını yapardı, Mustafa başkan ise işi yapıyor ama reklamını yapmıyor veya yapamıyor. Sadece basit bir örnek vererek yazıma son vermek istiyorum. Bundan beş altı ay öncesine kadar Büyükşehir Belediyesine hiçbir esnaf mal vermek istemiyordu. Neden istemiyordu; çünkü parasını alamıyordu. Şimdi durum nedir derseniz; herkes belediyeye mal satıyor, parasını da tıkır tıkır alıyor. Sürekli olumsuzlukları yazan meslektaşlarımızın bunları da yazması gerekmez mi? Bu şehirde Mustafa Başkanı savunacak en son isim benim ama bu gerçekleri görmemek körlük değilse nankörlük olur diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.
 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.