İnsanoğlunun yaradılışından bu yana yaşanan büyük değişimler sonrasında tarihin her döneminde
görülmüştür ki, "Hiçbir toplum değişimden kaçamaz" .
Koronavirüs salgınının bütün dünyada insanların gündelik yaşamı değiştirdiğine şüphe yok.
Ama bu değişikliklerin ne kadarı kalıcı, Salgın sona erdiğinde yeni alışkanlıklarla nasıl
yaşayacağız, COVID-19 sonrası hayat hakkında bilim insanları, bir çok şeyin değişeceğini, hayatımıza
bir çok yeni alışkanlıkların gireceğini şimdiden ifade etmekteler.
Bugünlerde hayatın her alanında, bilim ve teknolojideki büyük ilerlemeler ve küresel sağlık
krizinden kaynaklanan büyük ve hızlı bir değişime tanıklık ediyoruz. Ancak hayatımızdaki bu değişimin
nereye varacağına ilişkin henüz hiçbir fikrimiz yok.
COVID-19 salgınının, ülkelerin yönetiminde, toplumsal ve gündelik yaşam üzerinde şimdiden büyük
etkileri oldu.
Büyük çoğunluğumuz elbette bunların geçici bir dönem olmasını umut ediyor.
Sokağa çıkma yasakları, dükkanların kapatılması, üretim ve tedarik zinciri problemleri yanında
toplumsal yaşamın muhteşem bir hızla yavaşlaması...
Şu soru da akıllara geliyor, belki de insanoğlu olarak bizlerde hayatın yavaşlamasını istiyoruz acaba !!!
"Kriz sonrasında yavaş yavaş da olsa 'yeni bir normal' ile karşılaşacağız.
Ancak bu bazılarının öngördüğü üzere devasa bir boyutta olmayacak, ama yine de insanlar yaşamsal bir
çok farklılıklara hazırlıklı olmalı."
Benim kişisel olarak çıkardığım ilk sonuç, dirençli olmayan, uzun tedarik zincirlerine bel
bağlamamamız gerektiği, bu tür olaylarla başa çıkabilmek için atıl kapasiteye, insanlara ve ekipmanlara
yatırım yapmamız ve üretmemiz gerektiğidir..
Bana göre diğer bir sonuçta şehir (kamu-özel) çalışanlarının her gün evle iş arasında mekik dokuyarak
'bir-iki keyifsiz saat' geçirmesinin gerekli olmadığını öğrenmemiz."
Koronavirüs salgını süresimde hayata geçirdiğimiz veya daha sık uygulamaya başladığımız bir
zorunlu fiil ise, işe gitmeyip evden çalışmak, yani "home office" yapmak.
Bu manada, Salgının dijitalleşmeyi, sanal ortamda çalışmayı ve üretmeyi hızlandıracağını, online
çalışabilmemizin mümkün olması için gerekli olan altyapının geliştirilme sürecini de hızlandıracağını
düşünüyorum".
Bahsi geçen bu değişimlerin, bu ideolojisiz çağı olumlu yönde etkileyeceğini ve dönüştüreceğini
umut ediyorum.
Daha da önemlisi, en büyük umudumuz, sosyal devletin, yeniden öne çıkacağını, eğitim ve
sağlık gibi temel kurumların daha da iyileştirilmesine, her alanda bilimsel gelişmelerin hız kazanmasına
vesile olacağını umuyorum.
İnsan değişmeden dünya değişecek değildir, İnsan ise sadece “zihniyetini” değiştirdiğinde
gelişebilir.