Yüce Allah'ın "Sevgilim" diye isimlendirdiği, âlemlere rahmet olarak gönderdiğini ilân ettiği Peygamberimiz; dünyada bir beşerin yaşayacağı en yüksek acıları çekmiş, üzüntülerle karşılaşmıştır. Yedi evladından, altısının ölümüne şahit olmuş, çoğunu kendi elleriyle kabre koymuştur.
Bir buçuk yaşında ölen oğlu ibrahim için ağladığını gören ashabına, "Ben de bir beşerim, kalbim mahzun oldu ağladım. Ama ben yavrularımla ahirette görüşeceğimi biliyorum, eğer öyle olmasaydı siz bendeki feryadı o zaman görseydiniz" buyurarak, yaşadığı acının boyutunu ifade etmiştir.
İlk çocuğu Kasım 3 yaşında, İlk kızı Zeynep 30 yaşında, ikinci kızı Rukiyye 25 yaşlarında, üçüncü kızı Ümmü Gülsüm 22 yaşlarında, dördüncü kızı ve kendisinden 6 ay sonra vefat eden Fatıma 25 yaşında, (ikinci oğlu) Abdullah üç aylıkken, en küçük ve yedinci çocuğu ibrahim bir buçuk yaşında vefat etmiş olan Peygamberimizin yaşadığı bu süreç; bir beşerin karşılaşacağı en yüksek dozlu acılardan daha büyüktür.
619 yılında amcası Ebu Talib ve ondan üç ay sonra da, eşi müminlerin annesi Hz. Hatice vefat etmiştir. Bu yıla "Hüzün" yılı denmiştir. Bu acının arkasından Yüce Allah; Peygamberimizi en yüksek değer olan ilahi huzura davet etmiş, Mirac olayı yaşanmıştır.
Her sıkıntının arkasında mutlaka aydınlık ve güzel günler vardır. Sıkıntılar, imtihan içindir. Güzel günler de imtihanı kazananlara mükafaattır. Bu mükafaat hemen olacağı gibi, ahirette de olabilecektir. Kullara düşen; Peygamber gibi tavır alıp, davranış göstermektir.
Koronavirüs; Peygamberimizin çektiği sıkıntılar yanında hiçbir şey değildir. Aynı hüznü yaşayan müminler için miraç yakındır. Her zorluktan sonra mutlaka bir aydınlık vardır. Peygamberimizin en zor yıllarından sonra hüzün yılı olarak da ilân edilen 619 senesi, aynı zamanda aydınlığın da habercisi olmuştur.
Koronavirüs'ü sıradan biyolojik bir varlık olarak görmemek lâzımdır. Biyologlar bu varlığa, biyolojik bir varlık olarak bakar. Tıpçılar sağlığı bozan mikrop olarak bakar. Kimyacılar üretilecek ilâçla ilgili bakar. İdareceler toplumun düzenini bozan bir hastalık olarak bakar. Siyasiler, yürüttükleri güzel hizmetleri englleyen bir varlık olarak bakar. Gazateci haber olarak bakar. Sosyal bilimci, toplumsal ilişkiler açısından bakar. Biz ilahiyatçılar da, bu mikroba; ortaya çıkardığı ibret ve hikmetler açısından bakarız. Bizler gibi yazar ve programcı olanlarımız da, düşüncelerimizi köşemize ve programlarımıza taşırız.
Koronavirüs mikrobunun görünmeyen ibretleri üzerinde zaman zaman düşüncelerimizi ifade etmiştik. Nedenlerinin, sadece görünen maddi kusurlarla sınırlı olmadığını da belirtmiştik. Her olağanüstü olayın, görünmeyen ama tefekküre konu olan bir yanı ve yönü mutlaka vardır. Bu tür olaylarda, ibretlik sahneler değerlendirilerek, hikmetleri üzerinden sonuçlar çıkartılar.
Kanaatimiz odur ki; Koronavirüs'ten herkesin kendi payına düşen bir ders vardır ve herkes kendini hesaba çekmiş, hesabına düşeni de almıştır. Koronavirüs; bireysel ve toplumsal bir tövbe sağlamıştır. Hata ve kusurlar görülmüş, günah ve sevaplar test edilmiştir. Bir çeşit küresel istiğfar oluşmuştur. Koronavirüs; küresel bir istiğfardır.
Koronavirüs nedeniyle insanlar küresel çapta kendileriyle yüzleşmiş, ilâhlarını hatırlamış, kendi özüne dönüş yapmıştır. İşte bu, tam anlamıyla bir istiğfardır. Şimdi de tövbe zamanıdır. O da; yeni bir toplumsal düzen kurmaktır. Yenilenen gönüllerle eski düzen yürümeyecek, bu nedenle ulusal ve küresel çapta yeni düzenler kurulacak, bu yeni düzenlerde "hak ve adalet" temel belirleyici olacaktır.
Peygamberimizin hüzün yılı; zorluk ve acılarının sonu, aydınlık yarınların da habercisi olmuştur. Bireysel, ulusal ve küresel açıdan da Koronavirüs sonrası aydınlık olacaktır. Bu yıl sadece Koronavirüs hüznü olmamış; depremler, ilticalar, baskılar, savaşlar, ihanetler, zulümler, hırsızlıklar, haramlar, zinalar, ribalar, enaniyetler, şımarıklıklar ve ilâhlaşmalar geçen ay ve yılların hüzünlü sonuçlarını ortaya çıkarmış, masum ve mazlumların duasına tek güçlü olan Allah böylece cevap vermiştir.
Koronavirüs sonrası; güzellikler, huzur ve mutluluklar, hak ve hatikatlar sağnak sağnak gelecektir...müjdeler olsun...