İki karpuz bir koltuğa sığar mı? Sığdıracaksın. Lafla peynir gemisi yürür mü? Yürüteceksin. Gerekirse sineği sıkıp yağını çıkaracaksın. Ne kadar ekmek o kadar köfteymiş onlara ne? Öğrenciysen iki yüz liranla, işçi ya da emekliysen altı yüz liranla kitap, cd alacaksın. Fahiş fiyatlara aldırmadan sinemaya gideceksin. Ödüllü filmler seçilirse daha da iyi olur. Bir kitabın fiyatı su faturasıyla, haftalık pazar alış verişine denkmiş beyimin çokta umurunda
Kültür Bakanı"nın yanına kurulmuş kodamanlar (sanatçıymış bunlar) ahkâm kesiyor. Korsan almayın emek düşmanlığı yapmayın falan diyor. Bakan"da bunlara korsanla mücadele için söz veriyor. Vay be ne kesin çözüm. Sivri zekânın biri çıkıyor eğer korsan sorunu çözülmezse bir daha üretmem diyor. Çok lazımsın at sineği diyorum. Bunlar Atatürk"ün hayatta her şey olabilirsiniz fakat sanatkâr olamazsanız diyerek övgüsüne nail ettiği sanatkârlar mı? Hiç sanmıyorum. Ben en başta kendimi ekleyerek bir panorama çiziyorum. Bu ülkede sıkılmadan, bir şeylerden kesmeden, ciddi ciddi düşünmeden kitap, CD alabilen kaç kişi vardır?
Korsan; kitap fiyatlarının CD, DVD gibi ürünlerin kişilerin alım gücünden yüksek olduğu ülkemizde, bence önemli bir ihtiyacı kapamaktadır. Alım gücü olsa kim neden orijinali varken korsanı tercih etsin ki Ayaklarındaki donlarını dahi borçlu oldukları bu millet korsana mecbur bırakılmışken hiç birinin sesi çıkmıyor. Bunlar sanatkâr olamaz. Mademki sanatçısın alnında ışığı ilk hisseden insan olacaksın. O korsanı kim okuyor, okumak zorunda bırakılıyor bileceksin. Üretmemekle tehdit etmek yerine fiyatların makul seviyeye inmesi için mücadele edeceksin. Sanatçıyım diye geçinenler gerçek sanatçı duruşu sergileseler, yayımcıyla yapımcıyla bir olup halkı ezmek, suçlamak yerine ortak bir çalışma yürütseler makul olan fiyatlar oluşsa ne korsan satan kalır, ne de alan. İsmi Kültür Bakanlığı olan bir kurumun bulduğu çözüme bakın her alanda korsanla mücadele. Sanki sivrisinekle mücadeleden bahsediyorlar. Madem bu ülkenin bir kurumusunuz. Hadi bandrol fiyatlarını düşürün, KDV"yi kaldırın, bakanlık olarak daha çok kitap basın. Fiyatlar düşsün. Görelim samimiyetinizi.
Ezilen, hor görülen hep halk oluyor nedense. Zavallı bizler okumayan millet olmakla suçlandık yıllarca. Hadi okuyalım ama nasıl? Halkın alım gücü yok, kimin umurunda.
Sanatçı olarak kendini lanse etmek kolay. Sözüm devlet yetkililerine ve bu ülkenin onurlu, duyarlı sanatkârlarına. Bu konuyla ilgili somut bi şeyler yapmanın zamanı gelmedi mi? Ve son olarak sanatçı kisvesi altında türeyen at sinekleri; bu milletle muhatap olurken haşerelerden bahseder gibi konuşmaktan vazgeçin. Yoksa her şeyinizi borçlu olduğunuz bu millet; sizi hayatın çöplüğüne tükürmesini de çok iyi bilir.