Korsan toplum





Çeşitli düşüncelerden oluşan ve bir arada yaşayan insanlara 'toplumsal etkinlik içerisinde yer alanlar' diyoruz.
Fakat yıllarca yanımızda yaşamakta olan komşumuzun daha adını bilmezken bir 'insan sever/bilir/tanır' sıfatıyla/lakabıyla ünvan elde etmeye çalışanlarımız var.
Hepimiz değil, bazılarımız bu davranışlar içerisinde... Zaten belli oluyor ya. Seçicilik burada! Görülen iyimserlik, ilgi ve bize cazip gelen birçok davranış şekli, göz boyamak için sergileniyor artık!
Seni beni kandıranda, köprüyü geçene kadar sergilenen bir oyunculuk görmekteyiz! Asıl, insanlıktan kısarak yapmacık, daha doğrusu olmayan kişiliği ve ilgiyi üretenlerin arasındayız!
Gerçeğini elde edemeden yine gerçeğinden fazlasına sahip olmak ve bunu başkalarında "iyimser' bir ifadeyle kullanmak ve uygulamak gibi! İnsanlığın, duygunun, haysiyetin ve onurun da kopyası yapılıyor anlayacağınız. Bir nevi 'korsan insanlık!'

İkinci örnekse aşina olduğumuz ve bütün piyasaların sıkıntı kaynağı olan 'ürün kopyalama' davası! Sokakta, bir davette, ziyarette ve uygun olabilecek her yerde karşılaştığımız bir cümle şu "abi, şu sanatçıyı çok seviyorum ya, müthiş bir albüm yapmış, kesinlikle hayranıyım" cümlesi.
Ekonomik krizden dolayı insanın dürüstlüğü, onuru ve namusu da, tedavi edilmez bir krize girmiş oluyor. Krize karşılık kriz tepkisi burdan çıkıyor olmalı. Davranışlara yansıyor! Çünkü "hayranıyım" diye konuşan 'insan kardeşimiz' aslında bir 'korsan kardeşimizdir!'
Sanatçıyı desteklemek için albümü almamış, internetten indirmiş! Bir sanatçının veya topluma üretim sağlayan herhangi bir kişiyi nasıl destekler, nasıl hayranı olabilirsiniz doğal yollardan desteklemeyi beceremiyorsanız? Siz onu sevseniz de o sizi korsancılık kişiliğinizden dolayı sevmiyordur eminim!
Korsancılık duygusuyla hayranlık duygusu 'yan yana olmayacak iki maddeye' benzemekte; ateş ve su! Suyla ateşi söndürdüğünüz takdirde ateş yanmaya devam etmez. Suyu kullanmak istemezsen ateş de yanmaya devam edecektir haliyle. Sadece ikisinden birine yer vardır her zaman.
Ve tabiki anlıyorum insanları... Bu ekonomik krizde korsancılık da artmaya devam edecek! Birçok 'emek' sahibinin albümleri, ürünleri ister istemez kopyalanacak. Bilgisayardan oyun kopyalayan çocukların sayısı da gittikçe artacak!... Yani değer vermek, alın terine saygı göstermek ekonomik krize sebep olanların yüzünden yerle bir olacak!
Onlar da 'insan biziz' düşüncesiyle geçinmeye, yaşamaya devam edecekler! İşte ortaya çıkan soru şu: Sorumlular nerede?
Size şu kadarını söyleyebilirim: Onlar hem her yerde, hem hiç bir yerde...

Doğal yollarla satın alamadığımız videoların, CD-DVDlerin, albümlerim ve telif hakkına sahip birçok ürünün kopyasını kullanır hale geldi toplumumuz. Eskiden olsa "çalış, kazan, al" üçlüsüyle orjinaline sahip olun derlerdi. Eh, bunu yapmamızı sağlayacak iş de yok memlekette! Yani kriz sayesinde haklar ve verilen emekler de korsanlaşıyor, korsanlaşacak!
Dürüstlüğün, eşitliğin bile kopyası çıkacak! Başladı da... Yani olanlarla yetinin demekle birlikte, ezik muamelesi görüyor toplumumuz!
Mücadele ve sabır işiydi isteklerimizin 'gerçek' olanlarına sahip olmak! Şimdiyse "kimseden bir eksiğim olmasın" diye korsancılık oynamak zorunda kalanlar var/olacak haliyle. Ve bu artacak bir de!
Sergilenenler yanlış da olsa, zorluğa itilen toplum ortada görülüyor! Onun da bir sebebi var. Videolar ve CD-DVDler, albümler gibi korsanlaştı kanunlarda. Gerçek kanunları çıkarın ortaya!


Not: Büyük şair Nazım Hikmet Ran'a 58 yıl sonra Türk vatandaşlığı veriyor devletim! Mezarı ülkemize gelecekmiş! Bir anlık kararla doğru bir iş yapmanın muzafferliğini kutluyorlar şimdi! Oysa o mezarı hasretle bekletmekle de 58 yıl hatalıydı devletim!

Barış ve Sevgi dileklerimle