KÖŞKÜN MÜDAHALESİ ORTADA
Milletvekili listelerinin açıklanmasının ardından ortalık iyice karıştı, CHP dışındaki tüm partilerde ciddi anlamda tepkiler oldu, ancak yapacak çok fazla bir şey olmadığından herkes yoluna devam eder. Listelerin açıklanmasından önce bize intikal eden ve Köşkün onayına sunulan listede sadece iki isim değiştiği görülmekte. Bu isimlerden birisi Ahmet Okuyucu yerine gelen Hasan Basri Kurt bir diğeri ise Samsunla uzaktan yakından ilgisi olmayan Çiğdem Karaaslan isimleri oldu. Hasan Basri Kurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan ile yakın ilişkisi nedeniyle listeye girmiş, aynı şekilde Bayan kontenjanından giren Çiğdem Karaaslan’ın da Cumhurbaşkanı’nın danışmanı olması nedeniyle listeye girdiği ortada. Yani Pazar günü Başbakan Davutoğlu’nun Başkanlığında toplanan komisyondan çıkan ve bizim de yayınladığımız liste Köşkte iki isim değişikliğine uğrayarak onaylandığı gözükmekte.
Listeler üzerinde bir değerlendirme yapmak gerekirse, AK Parti adaylarını değerlendirerek başlarsak, liste beklentilere cevap vermese de fena bir liste değil. Mehmet Kurt’un oğlunun listeye koyulup Ahmet Okuyucu isminin çıkarılmış olması fevkalade yanlış bir durum. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçmişte her fırsatta aileyi siyasete karıştırmamak lazım, söylemlerine aykırı davranarak çocuklarını bu işe karıştırması onun karizmasına da halel getirmiştir! Sadece bununla da kalmayıp damadını seçilecek yerden aday yapması da fevkalade yanlış bir durumdur. Cumhurbaşkanı bu işin lideridir, onda sıkıntı yok. Ancak bu kadar aile boyu siyasete müdahil olmak fevkalade yanlış bir durum. Kaldı ki insanları iki ay boyunca Teşkilat temayülü, STK temayülü gibi ıvır-zıvır, saçma-sapan işlerle uğratırıp onca para ve efor harcamalarına neden olacaksınız, ondan sonra da kendinizin yaptığı oylamalara en ufak bir değer vermeksizin liste yapacaksınız. Buna havada uçan kargalar dahi gülerler.
Teşkilat yoklamasından birinci çıkan Kamuran Özden, listenin altıncı sırasında zar-zor yer bulmuş. Onu da yoklamadan aldığı oy nedeniyle değil, Bakan Çağatay Kılıç ‘ın yoğun çalışmaları nedeniyle altıncı sıraya girebilmiştir. Ben her fırsatta yapılan Teşkilat Temayüllerinin hiç bir işe yaramayacağını, STK oylamalarının sadece insanları harekete geçirmek için yapıldığını yazmıştım. Gerçekten de dediğim gibi oldu. Teşkilat yoklamalarında onca para, pul, efor sarf edenlerin içerisinden sadece tek bir kişi listeye girebilmiş, o da Bakan’ın yoğun desteği ile girmiş, onun dışında tek Allah'ın kulu girememiştir. Aynı şekilde STK oylamalarında en yüksek oyu alan isimlerden tek bir kişinin dahi listede olmaması çok manidar bir durum değilmi sizce? Ben bunun böyle olacağını biliyordum, ancak en azından STK oylamalarında yüksek oyu alan bir kişi listenin seçileceği yerde olması gerekmez miydi? Sırf gaz alma operasyonu yapacağız diye insanları bu kadar yormak çok yanlış bir uygulama.
Peki AK Parti bu yanlışı yaptı da MHP çok mu doğru bir seçim yaptı. İlk sıraya koyduğu isim, Samsun’da kimsenin tanımadığı, görmediği, toplumla uzaktan yakından ilişiği olmayan bir isim. İkinci sıradaki aday Bafra’dan listeye giren arkadaş. Bu arkadaş belki Bafra bölgesinden oy alabilir ancak MHP' ye çok fazla katkı sağlayacağını sanmıyorum. MHP' nin üçüncü sırasındaki isim Akın Üner, İnsan olarak fena bir insan değil, Büyükşehir Belediyesi'nden tanıdığım bir arkadaş. Kötü bir yönünü duymadım, felsefi yönü olan, şair kişilikli düzgün bir arkadaş, ama Halktan oy alacak kapasitesi olur mu onu bilemem. MHP' nin dördüncü sırasındaki arkadaş Kızılay Başkanı onun da toplumdan alabileceği bir şey olmadığı kanaatindeyim.
AK Parti ülke Genelinde bir oy kaybı yaşayacak. Şayet HDP Barajı aşarsa ki kanaatimce aşacak. Bu durumda AK Parti tek başına iktidar olsa da çok az bir farkla iktidar olacağı kanaatindeyim. Özellikle MHP yaptığı yanlış liste nedeniyle alabileceği Vekilleri kendi eliyle dışladı. Samsun’dan iki Vekil alabilmesi mümkün olmasına rağmen yaptığı listeyle bir Vekilliği Baklava tepsisi ile AK Partiye sunmuş oldu. Bu durumda ne olur derseniz, mevcut durum değişmez aynen devam eder 6-2-1 olarak yola devam edilir. Şayet MHP doğru bir liste yapabilseydi, o zaman durum farklı olabilirdi ama bu MHP, iktidar olmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor.
Bu arada üzüldüğüm diğer aday adaylarına gelince, en çok üzüldüklerimin başında Ademciğim geliyor. Zira onun bendeki kıymeti harbiyesi çok başkadır. Siyaset yaptığımız dönemlerde onun feyz ve bereketinden çok istifade etmek istedim ancak kan uyuşmazlığımız nedeniyle istifade edemedim! Şayet Vekil olsaydı bu şehri eski vekiller gibi ihya edeceğinden en ufak bir şüphem yoktu ama olmadı! Bayan aday adaylarımızın hiç birisinin listelere girmemesi de çok enteresan bir durumdur. Ben Tülay Bakır olmalı derken, mevcut bayan aday adaylarının yetersizliğini bildiğimden bari tanıdık bildik, şehri tanıyan birisi olsun diyordum ama maalesef daha kötüsü oldu ve hiç tanımadığımız bir isim listeye konuldu. Sanırım böyle bir durum Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerin hiç birisinde olmamıştır. Bu ne demektir biliyor musunuz; Ey Samsunlular siz koskoca Atatürk’ün şehri Samsun’da bir bayan aday bulamadınız alın size bayan Vekil adayı demektir! Varsa başka izah tarzı anlatın da biz de bilelim. Bugünlük bu kadar yeter, arkası yarın diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla