İslam dini, topluma ve kişiye zarar veren insan davranışlarından uzak durulmasını emreder. Yalan söylemek ve hile yapmak bunların en başında gelmektedir. Allah c.c., insanların yalan söylemesini yasaklar ve “…..Yalan sözden kaçının !,… Emr olunduğunuz gibi dost doğru olun !” buyurarak insanları ve insanlığı adalete, doğruluğa, yalandan ve hileden uzak bir duruşa çağırır. Peygamberimiz, “doğruluğun kişiyi iyiliğe, iyiliğin de Cennete götüreceğini, yalanın ise kötülüğe, kötülüğün de kişiyi Cehenneme sürükleyeceğini” haber vererek, doğruluğun önemli bir İslami hassasiyet olduğunu bildirmektedir.
Bir kimsenin yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmesi durumunda kötülüklere ve kötülere yakın olacağı, bunun da uhrevi bir sonuç ortaya çıkartarak ahiretini karartacağı Kurani bir hakikattir. Aklını iyi ve doğru kullanan kimseler yalanın ve hilenin ne kadar kötü olduğunu ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkardığını olayları tahlil ederek de anlayabilirler. Gıybet etmek ve İftira atmak da önemli kusurlardan, Kur’anın haram olarak tanıttığı insan davranışlarındandır. Gıybet, bir kimsenin yüzüne karşı söylendiğinde üzüleceği hatalarını arkasından konuşmaktır. Dinimizde, başkalarının gıybetini yapmak, kusurunu aramak yasaklanmıştır. Kuran’da“…Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz, diğerinizi arkasından çekiştirmesin…” buyurulmaktadır.
İftira atmak da kötü bir fiildir. İftira; bir kimseyi yapmadığı bir kötülükle suçlamak demektir. Böyle bir davranış, ahlaksızlıktır. İftira edenler; zulme yol açar, kötülüğe alet olurlar. İftira etmek, aynı zamanda, kul hakkı almaktır, Kul hakkı alanlar, başkalarının ahını alırlar. Onlar da mutlaka karşılığını görürler. Kıskançlık, alay etmek ve kibirlilik de kötü davranışlardandır. Bu davranışlar, sahibini yok eder, ruhunu karartır, çevresini darıltır, egoist bir yaşam oluşturur. İnsanların neredeyse tümü fıtratları gereği bu tür davranış sahiplerine karşı tepkilidirler. Bu insanlar toplumda iğreti durur. Söz konusu davranışlar, dostlukları çürütür düşmanlıkları da biletir. Düşman üretir, dostları bitirir. Toplumsal güvensizlik oluşturur. Kin ve nefretin çoğalmasına neden olur.
Kötü zanda bulunmak ve gizli halleri araştırmayı da olumsuz davranışlara eklersek, bu davranışlara sahip insanların çok olduğu bir toplum yaşanmaz hale gelir. Oralarda huzur ve mutluluk bulunmaz. Ayıpları yüze vurmak, hele gizli olan halleri afişe edip insanların onurunu ve gururunu incitmek islami ve insani kardeşliğin bozulmasında en etkin insan davranışlarıdır. Belirtilen kötü davranışlar ruhsal huzurumuzun ve toplumsal dayanışmamızın önündeki en etkili engeldir. Bunlardan sakınmamızı Yüce Rabbımız bizden istemektedir, Kur’an ve Hz. Peygamber de sakınmamızın yöntemini bildirmektedir.
Kötü davranışı işleyeneler; kötü insandır, kötü insanların davranışları da; kötüdür. İkinci şahıslara zararı dokunan tüm davranışlar kötüdür ve bunları yapanlar da kötü insanlardır. İnsanın; Allaha karşı, insanlara karşı, canlılara karşı ve kendisine karşı sorumlulukları vardır. Doğuştan gelen bu sorumlulukların yerine getirilmesi iyi davranışları oluşturur, bunları yerine getirenler de iyi insanlardır. Allaha, insanlara, canlılara ve kendisine karşı olan sorumlulukları yerine getirmeyenler kötü insanlardır ve yaptıkları davranışlar da kötüdür. Kötü insanın dünyadaki yaşamı: huzursuzluk ve mutsuzluktur. İyi insan ise; her şeyden mutlu olur. Zorluk ve yokluklar bile iyi insanın hayatında mutluluk vesilesi haline gelirken, varlık ve kolaylıklar dahi kötü insanın hayatında strese ve yüke dönüşecektir. Ahiret boyuta da çok daha vahim olacaktır. Kötü insan; Allahın gadabıyla, iyi insan; Allahın rahmetiyle karşılaşır.