Köy Enstitülerinin 69. Kuruluş Yıldönümü!


o kadar çok isterdim ki anlatamam. Köy Enstitülü bir öğrenci olmayı yada öğretmen olmayı. Ama olmadı. Yalnızca Köy Enstitülü bir öğretmenden yalnızca 5 yıl ders alabildim daha sonra normal bir eğitim öğretimle eğitildik. Beş yıl ne hikmetse bana yetmedi demek ki. Yetse idi zaten bu gün çok iyi yetişmiş bir öğretmen olarak öğrencilere ders veriyor olacaktım. Bunları söylerken bize eğiten öğreten öğretmenlerimizden de yüksünmüyorum. Yalnızca içimden geçeni sizlerle paylaşıyorum. Lise de okurken dersime gelmeyen bir Köy Enstitülü bir öğretmenimin ders işlemesi ve anlatması bugün bile aklımda. Edebiyat öğretmeni olan bu  öğretmenimiz Kompozisyon veya Edebiyat yazılı yaparken sınıftan çıkardı ve öğrenciler başlarlardı kopya çekmeye başlarlardı. Öğretmeninimiz hangi öğrencinin ne kadar bilgiyle donanımlı olduğunu bildiğinden not verirken ona göre değerlendirirdi. Daha sonra derste kopya çektiğini itiraf ederdi arkadaşlarımız. Kompozisyon dersinde ise herkes kendi kağıdı dışında kağıtlarla ilgilendikleri için öğretmenimiz kendi düşüncelerini giriş gelişme ve sonuç bölümü olarak aktaran öğrencisine en yüksek notu verirdi. İşte bu nedenle KÖY ENSTİTÜLÜ öğretmenlerin eğitimlerine çok aşığım. Bu yazımızı yazarken bilgisayardan  Eğitim-Sen"den bir ileti aldım. İletide Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümleri anlatılmaktaydı. Okudukça okudum ve sizlerle paylaşmaya karar verdim. Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 yılında 3083 sayılı yasayla, Hasan Ali Yücel"in Milli Eğitim Bakanlığı ve İsmail Hakkı Tonguç"un önderliğinde kurulmuştur. Köy Enstitüleri, 1930"lu yıllarda Türkiye nüfusunun % 80"inin köyde yaşadığı, çağdaş köy kalkınma modeline uygun olarak yapılandırılan ve bugün bile birçok ülkeye örnek olabilecek üretime dönük öğrenimi öngören eğitim kurumları olarak bilinmektedir. Köy Enstitüleri yalnızca öğretmen yetiştiren kuruluşlar olmayıp, bulunduğu çevreyi araştıran, geliştiren ve çevrenin kalkınmasını da üstlenmiş kurumlar olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda yerine getirdiği işlevin önemi tartışılamaz. Köy Enstitüleri kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlamak; bu alanda ilgili gerekli elemanları yetiştirmek için kurulan yapılar olmuştur. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra köylerine tarımda, işte, sanatta, zanaatta ve sağlık alanlarında öğretmen olarak geri gönderilmişlerdir.  Çok değişik ve çarpıcı bir girişim olan Köy Enstitüleri hareketi belki de dünyaya örnek bir projedir. Ne yazık ki önemi halen yeterince anlaşılamamıştır. Köy Enstitülerinin başlıca amacı kırsal alanı kalkındırmak, köylüyü eğitmek ve eğitmenlerle köylüyü üretici duruma getirmek olmuştur.  Köy Enstitülerinde yaşam, dönemin öğretmen ve öğrencilerinin anlatımı ile tam “birliktelik, katılım, yetki” ve "sorumluluk" eksenlerine oturtulmuştur. Enstitülerde kararlar yönetici-öğretici-öğrenci üçlüsünün katkı ve onayıyla alınmıştır. Köy Enstitülerine eğitim anlamında yüklenen sorumluluk ağır ve anlamlıdır. Köy Enstitülerindeki anlayış o dönemde "Eğitim, üretim içindedir" şiarıdır. Hep beraber ülkeyi kalkındırmak için üretmek ve hayata birlikte bakmayı hedeflemiştir.  O döneme ülkemizin karşı karşıya bulunduğu zorlu koşullar ve uluslararası dinamiklerin ülkemiz üzerinde kurdukları psikolojik etkinin sonucu köy enstitülerin soğuk savaşa kurban edilip kısa sürede kapatılarak tarihin raflarına kaldırılmıştır. Bunu takip eden süreçte ülkenin aydınlık geleceğinin eğitim projesi önce yatılı öğretmen okullarına, sonra yatılı okula, sonra da normal lise eğitimi zamana yayılarak bertaraf edilmiştir. Bugün öğretmen yetiştirmeden başlayarak eğitim sisteminin yaşadığı pek çok sorunun kaynağında Köy Enstitülerinin kapatılması yatmaktadır. Köy Enstitülerinin kapatılması ülkemizdeki aydınlanma sürecinin durdurulması ve demokratik işleyişin sekteye uğratılması anlamına gelmiş, genel anlamda da demokrasimizin derin bir yara alması sonucunu doğurmuştur. "Aydınlanma ocaklarının" tamamen kapatıldığı 1950'li yıllar ayni zamanda Türkiye gericiliğin, bağnazlığın safına siyasi iktidar eliyle geçtiği yıllar olmuştur. Enstitülerin kapatılması Türkiye'nin aydınlanma tarihinde gericiliğin zaferi olarak yerini almıştır. Eğitim Sen Köy Enstitüleri"nin ilerici, demokrat ve aydınlanmacı geleneğine dün olduğu gibi bugünde sahip çıkmaktadır.