Kim demiş ki benim Kral Hazretlerini kızdıracak yazılar yazdığımı!.. Kim demiş gazetemizin Kral hazretlerinin aleyhinde haberler yaptığını...
Dört yıla yakın yanında çalıştığım Kral hazretlerinin, gerek kendisinin, gerekse kurumunun aleyhinde yazılar yazıldığında, yanına gidip "Efendim, şu gazeteler aleyhimizde yazılar yazıyor, biz de mahkemeye verelim, tekzip yayınlatalım, ihtar çekelim, ne bileyim, bir şeyler yapalım" dediğimizde, "Bakın çocuklar ben sizi anlıyorum ancak, bu yapalım dedikleriniz onları büyütür, boş verin hiç muhatap almayın" derdi.
Kral hazretleri yine A takımı operasyonu yapıldığında ortada henüz hiçbir soruşturma, iddianame, mahkeme olmadığı dönemlerde, tutuklandığımızda, kimi basın bizim için 'çete kurma suçundan yargılanacaklar' yazdı, kimisi 'hırsız' dedi, kimi 'Samsunspor"u iç ettiler' dedi. Biz de ziyaretimize gelen idarenin avukatı olan arkadaşımıza "Tuncay bey, şu yazılıp çizilen şeyler çok onur kırıcı, hatta insanın geleceğini mahvedecek yayınlar, biz ne yapıp ne yapmadığımızı biliyoruz, er ya da geç bu toplum da neyin ne olduğunu görecek ancak bizim yıllar sonra aklanmamız hiç bir şey ifade etmeyecek, şu yayın yapan gazetelere ihtar çek, mahkemeye verelim, yasal haklarımız ne ise kullanalım" dediğimizde, "Tamam ben başkanla konuşup, gereğini yapacağım" demesine rağmen, ne bir ihtar, ne bir mahkemeye verme işini yaptıramamıştık... Neden yapmadığını sorduğumuzda ise "Başkan izin vermedi, soruşturmaya halel gelir, yayın yapan gazeteleri büyütmekten başka işe yaramaz" denilip 95 gün avutulduk... Tahliye sonrası "basın toplantısı yapalım, toplumu aydınlatalım" dedik, yine ret cevabını aldık... Bize verilen talimat "Hiç sesinizi çıkartmadan oturduğunuz yerde oturun, gelen insanlara iyi davranın( siz içerde iken size sövseler dahi) uyumlu olmaya bakın"... "Yani ne anlama geliyor" derseniz;
"Siz suçlusunuz kardeşim, öyle olmasa bile işinize gelirse, ya susacaksınız, ya da gemiyi terk edeceksiniz"... Ben de "Ne susarım, ne de gemiyi terk ederim, siz kovun" dedim ve kovdular. Susanlar kaldı... Kaldıkları için onlara gönül koymadım çünkü o arkadaşlar memur, yapacak fazla bir şeyleri yok, zaten bir kısmı daha önce benzer bir olaydan ötürü, 2 yıl mahkemeye gitti, geldi... Yine sebebi Kral hazretleri... Diyecek bir şey yok.
"Peki buraya kadar bunları neden anlattın" diyecek olur iseniz, malumunuz geçen hafta Büyükşehir Belediyesi'nde bir takım gelişmeler yaşanmış ve bu gelişmeler sadece gazetemiz tarafından yayınlanmıştı... Haberi yapan muhabir arkadaşımız yapılan soruşturma neticesinde Sosyal Tesisler Müdürü'nün görevden alındığını yazmıştı... Ancak bu soruşturmayı Sayıştay denetçilerinin yaptığını yazmış. Meğer ki Belediyedeki müfettiş arkadaşın teftişi sonucu olay ortaya çıkmış.
Asıl önemli olanına gelince... Dün gazeteye gittiğimde Samsun 4. Noterliği'nden gazetemiz yazı işleri müdürlüğüne yapılan bir tebligat gördüm. Tebligatda, yukarıda bahsettiğim konu ile ilgili Büyükşehir Belediyesi'nin avukatı sevgili dostum Tuncay Buldan imzası ile, düzeltme talep ediliyor. İki sayfalık yazının son paragrafında aynen şu yazılıyor;
"...Takdir edersiniz ki habercilik etiğinde bu ve benzeri ifadelere kesinlikle yer yoktur. Bu tür ifadeler kişi ve kurumları zan altında bırakır, psikolojik travmalara neden olur ve kişilik haklarını zedeler..."
Henüz bundan bir yıl önce hakkımızda teftiş raporu, soruşturma, görevden alma gibi hiçbir şey yok iken biz size böyle bir yazı yazdıramaz iken, şimdi ortada teftiş, görevden alma, şikayet olduğu halde yapılan habere bu tepki niye? Anlayamadım... Olsa olsa Kral hazretlerinin daha önce "mahkemeye verirsek onları büyütürüz" söylemi gereği, gazetemizi çok sevip, büyütmek istediğinden düzeltme talep ettiriyordur...
Emrin olur Kral hazretleri!.. Sen hiç merak etme, biz derhal gereğini yerine getiririz, aksi halde ekmeğimizi kesersin buna nasıl katlanırız!.. Sana da bu yakışır, şehrülemin olmanın gereği de bu, öyle değil mi?
Bize gelince susmak, başkalarına gelince konuşmaksa senin adaletin, sana da o yakışır...
Ama ben senin değil, adil-i mutlak olan Yüce Rabbimin adaletine güveniyorum, seni de ona havale ediyorum...
İyi haftalar...