Kral Hazretlerinin Teşekkür Gezileri ....

Adnan Bahadır

 

Kral Hazretlerinin Teşekkür Gezileri ve Heyet-i Umumiyesi


Dün ki yazımda da Kral hazretlerinin seçim gezilerini ve dolaştığı Heyet-i Umumiyesi'ni yazacağımı belirtmiştim. Ancak, bu konuya girmeden önce yazılarıma gelen bazı yorumlara açıklama getirmek istiyorum; Bir değerli okurumuz neden sürekli olarak aynı kişileri eleştirdiğimi, bu insanların bu kadar kötü mü olduğunu soruyor ve sitemizi şehir dışından takip ettiği için, olayların öncesini bilmediğinden haklı olarak açıklama istiyor.
Öncelikli olarak herkesin şunu bilmesini istiyorum; hakkında yazı yazdığım arkadaşlarla oturup, neyi neden yazdığımı, haklı olup olmadığımı her ortamda tartışmaya hazırım. Ayrıca bizzat isimlerini vermek sureti ile kamuoyuna deklare ettiğim olaylarla ilgili arkadaşlarımızın itirazları var ise, gelsinler, konuşalım. Hem de TV programlarında konuşup, toplumun kimin haklı, kimin haksız olduğunu anlamasına yardımcı olalım. Ben, "Nefsinden arındırılmış Allah dostuyum!" demiyorum, ancak şehrimizde önemli kademelerde görev alan insanların gerçek kimliklerini, toplumun tanıması gerektiği kanaatinde olduğumdan ısrarla aynı isimlerin üzerinde duruyorum.
İsterseniz bunu örneklendirerek daha rahat bir biçimde görebiliriz; mahalli seçimlerde AK Parti'den aday olmasına rağmen, yanında hiçbir AK Partili gezdirmeyen, seçim koordinasyon merkezlerinde görev vermeyen Kral hazretlerinin seçimden sonra yaptığı teşekkür ziyaretlerinde de aynı kişilerle dolaştığını görmek mümkün. Peki, bu insanlar kötü insanlar mı, elbette ki hayır, ancak siyasetin etik kuralları vardır, bir partiden aday olmuşsunuz ve kazanmışsınız, teşekkür ziyaretine giderken de o partiye mensup insanların sizin yanınızda olması gerekir. Efendim meclis üyeleri var yanımda diyeceksiniz, o meclis üyelerinin bilhassa sizin yanınızda gezenlerinin, sizin atadığınız bürokratlardan en ufak bir farkı yok. Çünkü onları listeye yazdıran sizsiniz, onların AK Parti ile uzaktan, yakından ilgisi yoktur.
"Peki bu yanında bulunan insanlar farklı farklı insanlar mı, yoksa aynı insanlar mı?" diye soracak olur iseniz, denemesi bedava! Büyük maddi destekler vererek ayakta tutmaya çalıştığı yarı resmi El-Ahram gazetesindeki resimleri inceleyin bakın. Karşınıza çıkacak olanlar bellidir; Gözlükçü bilmem kim, iş adamı un fabrikası sahibi bilmem kim, akrabası aklı evvel bilmem kim, sanayide yedek parçacı bilmem kim, her gördüğü yerde baba deyip sarıldığı halde, adam yerine koymadığı arkadaşım bilmem kim, bir de 24 saat AK Parti'ye küfrettiği halde meclis üyesi yaptığı iş adamı. İşte size Kral hazretlerinin Heyet-i Umumiye'si. Bu insanların AK Parti'yle veya belediyecilikle ilgisi, alakasının ne olduğunu ben anlamadım, anlayanınız varsa bana söylesin de, bende ikna olayım.
Körlerle, sağırlar birbirini ağırlar misali bizimki almış yanına biraz eski partisinden, biraz da mensubu bulunduğu kulüpten birkaç arkadaşını onlarla gezip, dolaşıyor, sizin anlayacağınız gününü gün ediyor, trafik kazasında 9-10 kişi hayatını kaybetmiş, bizimki esnaf ziyareti yapıp, teşekkür ediyor, resim sergisi açıyor, asayiş berkemal. İşsiz, aşsız kalmamış, çevre düzenlemeleri, ziyaretler, açılışlar, hizmete devam!.. ediyor.
Sorarım size; Şu çevre düzenlemelerine, fuzuli ağırlamalara, yurt dışı gezilerine harcanan paralarla, işsizlere istihdam yaratmak için bir fabrika yapılamaz mı? Pekâlâ, yapılır ve insanımız ekmek yer. Ama bırakın bu tür istihdam yaratacak projeler üretmeyi, adam nerede bir iş yeri varsa yıkıp, yeşil alan yapabilmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Diyeceksiniz ki; "Kötü mü yapıyor?", elbette bu şehrin fazlası ile yeşile, denize, doğaya ihtiyacı var, ancak unutmayalım ki; İlk önce değirmen yapılır, sonra camii. Toplumda işsizlik had safhaya ulaşmış iken, ekonomik imkânları hoyratça harcamak, abesle iştigaldir.
Çok uzağa gitmemize gerek yok! Komşumuz Çorum iline bir bakalım. Adamlar, sanayileşmede bizi kat kat geçmişler, nerede ise, üretimleri ve istihdamları bizim iki katımız. Bunun oluşmasında belediyenin büyük katkısı var. Hiç unutmuyorum 1999 yılında Çorum'da bir konferansa katılmıştım, konuşmacılardan birisi de o günkü belediye başkanı idi. Adamın iki kelimesinden biri sanayileşmek, istihdam ve işsizlikti, bu konuda hayli yol aldıkları da ortada. Görevlerinden birisi de toplumun refahını sağlamak olan belediyeler. Bu konuda taşın altına ellerini koymalı. Artık peyzaj işleri ile uğraşmak gereksiz. Fazlası ile yapıldığı kanaatindeyim. Hepinize mutlu ve huzurlu günler temenni ederek, hoşça kalınız” diyorum. 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.