Siyaset çok zor bir sanattır. Herkesin yapabileceği bir iş olmadığı gibi kimseye tavsiye edilecek bir şey değildir ama kötü kişilere bırakılacak bir iş olmadığı da bir gerçek. Siyaset yapan insanlara bakıldığında kaliteli insan bulmak çok zor. Hepsi kötü demek mümkün değil ama kaliteli insan bulmak da zor. Siyaset sabır ve sebat esaslı, uyumlu ve yumuşak insanların yapması gereken bir iştir. Geldikleri makamları hazmedemeyenler kısa sürede yok olup gitmeye mahkûmdurlar. Toplum siyasetçilere belli bir zaman kadar kredi verir. Siyasetçiler bu kredileri güzel kullanır iseler ömürleri uzun olur, güzel kullanamaz iseler heba olup giderler. Geçmişe dönüp baktığımızda nice popüler insanların nasıl yok olduklarını görebiliriz. Geçtiğimiz hafta sonu çocuklarla dışarda kahvaltıya çıkayım dedim, kahvaltıya gidince bir de ne göreyim. Eski bir Vekil eşiyle kayınvalidesini almış kahvaltıya gelmiş ama tanınmamak için öyle enteresan kılığa girmiş ki aklınız şaşar. Bıyıklarını uzatmış, saçlarını uzatmış, giyim kuşamı perişan, tanınmamak için elinden gelen her şeyi yapmış ama ben yine de tanıdım, tanımazlıktan geldim.
Siyaset yapan insanlar önce her makamın gelip geçici olduğunun bilincinde olarak işlerini yapacaklar, ardından da liderlerinin politikalarına uyum sağlayarak siyaset yapacaklar. Aksi halde en popüler oldukları zamanda altlarının boşaldıklarını görürler. Bu dediğimin en yakın ve bariz örneği MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta’nın mecliste konuşma yaparken görevden alınmasıdır. Aynı Erhan Usta, hâlâ daha aklı başına gelmemiş olmalı ki liderinin hilafına kafasına göre açıklamalar yapıyor. Dün bazı yerel gazetelerde çıkan beyanat kendisine ait ise yanlış beyanat verdiği açık ve net ortada. Usta, beyanatında “Bizim için ittifak olmazsa olmaz değil” demiş ve bunu Devlet Bahçeli’nin söylediğini de eklemiş. Bu beyanat doğru ise ortada ciddi bir sorun var. Bahçeli Cumhur ittifakı beka meselesi dediği ortada iken Sayın Usta’nın ittifak ‘olmazsa da olur’ demesi akla ziyan bir durum değil de nedir? ‘İttifakta aşamadığımız noktalar’ var dese eyvallah, aklım alır ama ‘ittifak olmasa da olur’ demesi Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu duruşun tam aksine bir durum olduğu açıkça ortada.
Zaten bu konuşmaları nedeniyle Grup Başkanvekilliğinden alınan Usta’nın hâlâ daha aynı minvalde konuşmaya devam etmesi siyaset mantalitesiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir durum. Kraldan fazla kralcılık yaparak siyaset yapmak çok yanlış bir politika. Bu ne yapana yarar ne de partisine. Sayın Usta azıcık siyaset bilseydi bu tür bir konuşma yapmazdı. 39 İlçesi olan İstanbul’da MHP’ye sadece üç ilçe verilmişken 18 ilçesi olan Samsun’da 6-7 ilçe istemek siyasetin neresinde görülmüş acaba onu bir sormak lazım Sayın Usta’ya. Yarın iki ilçeye razı gelinirse ne yapacak. Devlet Bahçeli’nin Cumhur ittifakıyla ilgili tavrı açık ve net, bu iş bitmiş. Aklı başında hiçbir siyasetçi bu işlerle ilgili yorum yapmaz, olup biteni bekler, sonunda partisinin aldığı kararları destekler. Yok, şu kadar verilmezse şu olur bu kadar verilmezse bu olur gibi fuzuli konuşmaları yapmak aklı başında siyasetçilerin işi olmamalı.
MHP tabanının arzuladığı şeyleri hepimiz çok iyi biliyoruz. Cumhur ittifakı konusunda MHP tabanı çok rahatsız, büyükşehirde Ak Parti’ye oy vereceklerini düşünmüyorum ama tabanın sesini dillendirmek MHP’li Vekilin değil basının işi. Değerlendirirse ne olur derseniz bunu yapanların akıbetleri ortada. Kraldan fazla kralcılığa gerek yok, liderlerin elbette bildikleri bir şey var. Farz edelim ki hata yaptılar, onu değerlendirmek Milletvekilinin işi olamaz. Olsa olsa basın yayın kuruluşlarının ve siyaset uzmanlarının işi olur. Ülkemizde parti içi demokrasi henüz yok. Olmalı mı elbette olmalı ama bugün itibarı ile bu mümkün değil. Ayrıca Cumhur ittifakı konusunda arka planı bilmek lazım. Güneydoğu meselesi, Ortadoğu politikaları, ABD, İngiltere ve diğer dost görünümlü düşmanların yapmak istediklerini bilmeden konuşmak doğru olmaz.
Ezcümle, siyaset yapan arkadaşlara tavsiyem bulundukları mevki ne olursa olsun, önce parti disiplini ardından liderlerinin duruşu, ardından da tabanlarını dikkate alarak konuşmak zorundalar. Aksi halde en popüler görevde oldukları bir anda altlarından sandalyenin gittiğini görünce hiç kızmasınlar. Çünkü günümüz siyaseti bu, ya bunu kabul ederek yapacaklar ya da bu işi bırakacaklar. Samsun’da MHP’ye verilecek ilçe sayısının ikinin üzerine çıkmayacağı kanaatindeyim. MHP de yerelde buna razı olmayabilir ama Genel Merkez açıklayınca da yapacak bir şey yok. Sözlerime son verirken yeni yılın herkese hayırlar getirmesini temenni ediyorum, kalın sağlıcakla.