Yeni yılı karşıladığımız gece, daha dün gibi. Bir yıl geçmişte, yeni yıla günler kalmış. Geçen yıla, nereden kimin gözüyle bakalım bilemiyorum. Nereden bakarsanız bakın, Türkiye zor günler geçiriyor. Terör bir yandan, ekonomik zorluklar başka bir yandan. Ben olayın ekonomik tarafına, Küçük Esnaf ve Sanatkârların gözüyle bakayım, bakmaya çalışayım.
Devamlı yazıyorum, yine yazayım. Suçumuz(!) İsmimizin başındaki, küçük kelimesinden kaynaklanıyor olsa gerek. KÜÇÜK Esnaf ve Sanatkâr. Dayımız yok ki sırtımızı dayayalım.Küçüğüz ya.!garibiz.
Giden vurdu, gelende vurulan yerlere pansuman yapmadı. Zamana bıraktı, kendi kendine iyileşir dedi. Oysa hasta, KÜÇÜK ESNAF ve SANATKÂR ölüyor da kimse farkında değil veya farkında olmuyor, olmak istemiyor.
Artık Küçük Esnaf ve Sanatkârın derdine, bir an önce çare bulunmalı. Yoksa iş işten geçecek. Olsun, bizim en iyi huyumuz(!), kaybedilen şeylerin ardı sıra iyi ağlarız, ahlanır ve vahlanırız.
Dönem dönem yazdık. Zaman zaman raporlar halinde üstlere ilettik. Ne yazık ki, bırakın çözüm üretmeyi, ilgi bile gösteren olmadı. Bu ülkenin sorunu, varsa da yoksa da tüccar veya iş adamı. Çünkü onlar masaya vurduğu zaman Türkiye sallanıyor, yer yerinden oynuyor. Onların parası ile yaptığını, biz Küçük Esnaf ve Sanatkâr bir araya gelerek, birlikte güç olup, yapmamız gerekiyor ama nerdeee?
Nerde benim dolgu muamelesi yapılan, Esnaf ve Sanatkârım. Zaten bizler, Küçük Esnaf ve Sanatkârlar dolgu malzemesi olduğumuzu, ara eleman görevi yaptığımızı kabul ediyoruz. Bizim derdimiz, var olduğumuz konumda, şartlarımızın iyileştirilmesi.
Kötü şartlar altında yaşamını idame ettirmeye çalışan Küçük Esnaf ve Sanatkârlarımız; Vergi, SGK-SSK, Bağkur- yükü altında eziliyor, kirasını veremiyor sonuçta iş yerinin giderlerini karşılayamıyor.
Sonuç; Devletin el atması konumu, geldi de geçiyor bile. Bankalara, kooperatiflere saldıran esnaf, aldığı krediler altında boğuluyor. Krediyi alabilmek bir dert, aldıktan sonrada geriye dönüp ödemek, başka bir dert. İş, güç yok. Nasıl ödenecek alınan krediler. Yanıyor kefiller. Banka ve kooperatifler işin kolayına kaçıyor, parayı kimden daha rahat alırım kolaylığıyla, kefillere saldırıyor.
Can suyu adı altında, KOSGEB tabanlı krediye, ne kadar tanıdığım Esnaf ve Sanatkâr varsa saldırdı. Sanki bedava..! Kimsede, parayı alacam ama şu taksitleri nasıl ödeyeceğim hesabını yapmıyor.Danışmak anlamında bana soran Esnaf ve Sanatkar kardeşime, alacağı parayı soruyor, sonra bölüp taksit miktarını ve de her ay ödemesi gerektiğini söyleyince, inanın bir çoğu-Ooo..! Başkanım biz bu taksiti ödeyemeyiz diyor ve vazgeçiyor.
Yani, anlayacağınız gibi durumu iyi olan iş yerleri, bu kredilerden faydalanacak. Zorda olan Esnaf ve Sanatkârın çilesi, sıkıntısı devam edecek. Krediden Küçük Esnaf ve Sanatkârın faydalanmasını mı istiyorsun; Banka sicillerine bakma, yap bakalım taksitleri faizsiz otuz altı ay. İşte ben buna; Esnaf ve Sanatkâra soluk aldırmak derim. Yoksa her ay iki bin- iki milyar- lira ödeyecek, hiçbir banka da senedi, çeki ve kredi kartı takanağı olmayacak bir Esnaf ve Sanatkârın, zaten senin vereceğin krediye ihtiyacı yoktur. İhtiyacı olanında durumu malum.
Söylemek kolay, önemli olan icraattır. İcraatların hayata geçirilmesi gerekir. Bu ülkede çok söyleyen var da, fiiliyatta, uygulamada ses seda yok. Oda bize has olsa gerek ÇOK LAF, AZ İŞ
Her şey gönlünüzce olsun.
SEVGİLERİMLE.