KUCAĞIMIZDAKİ BOMBA
Sabah gazetesinde , 13 Nisan 2005 tarihinde , eski başbakanlardan Bülent Ecevit ile yapılan bir mülakatta, Başbakan: ‘’Bize neden Apo’yu verdiler hala bende bilmiyorum. Ama sonunda hayırlısı oldu. Apo konusunda hiçbir şart getirilmedi bize’’ . Yıllarca kontrol edip kullandıkları bir örgütün lideri kullananlar tarafından ülkene teslim ediliyor. Ne yazık ki gelecekte neler olabileceği değerlendirilemiyor.
Teslim için şatlar belli idi, çok şey yapılmayacaktı,
Abdullah Öcalan Türkiye’ye sağ salim gidecek, Mahkemede adil olarak yargılanacak,Öldürülmeyecek.
Öcalan 16 Şubat 1999 tarihinde ülkeye getirilmesi gündeminde uzun süre kalmış ve kal mayada devam etmektedir. Tüm seçim çalışmalarında bu konu seçim malzemesi olarak kullanılmıştır. Öcalan’nın yakalanmasındaki coşku, ‘’Neden bize bunu teslim ettiler?’’ sorusunu sordurmadı insanlara. Neden sorusundan ziyade kahramanlık destanları yazdırıldı. Kenya’dan alan ekip üzerine kurulan bu hikayeler halk arasında beğenildi. Oysa tek mermi atılmamış, kimse zorla bulunduğu yerden operasyonla alınmamıştı. Bu hikayelerle mutlu olup asıl amacı kaçırmamız sağlanmıştı.
Abdullah Öçalan neden bize teslim edilmişti ?
Birkaç ihtimal, bölgede yeni bir oluşum için temelleri atılmakta, onun kontrol altında tutulup zamanı geldiğinde kullanılması şeklinde bir düşünce olabilir. Ya planlanan bölge üzerinde ki bir Kürt devletinin önünde engeldi yada onun üzerinden ülkemize yönelik tehdit unsuru olarak kullanılacak veya en önemlisi ceza evinden çıkmadan ecel ile meydana gelecek bir ölümün gerçekleşmesi sonucunda ülkenin karıştırılması sağlanacaktır.
Asıl sorun hiç gündeme getirilmiyor. Herkes günü kurtarmanın telaşında, öylesine hızlı bir süreç var ki, neyin- ne olduğuna kimse anlam veremiyor. Hükumet kurulması aşaması, terörün artması, şehit cenazeleri,yapay gündemler, yurt dışı operasyonlar, doların yükselişi vs.vs.
Terörist başı ülkeye teslim edilmiş, uzun süren mahkemeler sonunda alınan idam kararı ömür boyu hapse çevrilmiş. İmralı’ya giden heyetler, görüşmeler, terörist başının yakalanma yıl dönümü, doğum gününün kutlanması, doğduğu evin yakınından kutsal diye toprak almak isteyenlere yaptırılan şovlar, aynı günlerde sokakların savaş alanına dönmesi, Suriye’de savaşan Kürt grupların sarı, kırmızı ,yeşil bez ile Öcalan posterlerinin her yere asılması ,’’ Sayın’’ kelimesi kullanılmazken bolca kullanılmaya başlanması bir şeylerin değiştirileceğinin göstergesidir. Özellikle İşid ile savaş görüntüsünde sıkça dünyanın ve ülke halkının gözleri önüne bu posterlerin konulması terörist başının siyasallaştırılması amaçlıdır.
Hiç düşündünüz mü?
Bu terörist başı bir gün mutlaka ölecektir. Ceza evinde iken asılsa milli kahraman ilan edilip her yere heykelleri dikilmeye başlayacak, her eve posterleri asılacak. Şartlar büyük oranda değişmezse asılmayacak, fakat bu zat kaç yaşına kadar yaşayacak.?
Dışarıda İmralı’ya özgürlük gösterileri düzenlenirken, ona verilecek bir özgürlüğün tüm vatanı karıştıracağını herkes biliyor.
Oldu ya ceza evinde eceliyle öldü . İşte o zamanda fitili ateşlenmiş bir bombalı paket kalır ülkenin kucağında. En ufak bir olayda sokaklara döke bildikleri halkı bu ölüm olayından sonra kullanmayacakları garantisini kim verecek ? Bu paket nasıl patlatılmadan imha edilecek ?
Önümüzde zor bir süreç var. Kim bilir belkide son olaylar gelecek için yapılan planların başlangıcı veya İmralı’daki terörist başının sıfırlanması adına bir hazırlık.Zaman her şeyi daha iyi gösterecek. Bu esnada ülke için en doğru hamlelerin yapılması gerekmektedir. Eğer o hamleler düzgün yapılmazsa tarih hiç kimseyi affetmeyecektir.