Kudüs’ün; dünya Müslümanlarının cihat ameliyle ilgili merkez üssü olduğu kanaatini taşıyoruz. Tüm Peygamberlerin bir şekilde ve bir nedenle uğradıkları, bazılarının bir süre yaşadıkları, bazılarının ise bu topraklarda kabirlerinin bulunduğu bilinmektedir. Bu kadim şehir; Müslüman ruhunun tatmin ve rehabile olduğu bir şehirdir. Ümmetiyle ve tebliğ etmekle sorumlu oldukları toplumla problem oluştuğunda gerilen ve yorulan Peygamberler, ruhlarının rahatlatmak ve yeniden bir enerjiyle yola devam etmek için Kudüs’e uğrayarak dinlenmişler, rehabile olmuşlardır. Hz. İbrahim, Hz. İshak, HZ. Yakup, Hz. Yusuf’un kabirleri El-Halil şehrinde, H. Musa’nın kabri/makamı Eriha şehrinde, Hz. Davut’un kabri Kudüs merkezde, Hz. Meryem’in, Hz. Yahyanın kabirleri Zeytin dağında, Selma Farisi ve Rabiatül Adeviyyenin makamları Zeytin ağında bulunmakta, bunun dışında savaş ve ziyaret nedeniyle Kudüs’e kadar gelen bir çok sahabenin kabirleri de Kudüs ve çevresinde bulunmaktadır.
Filistin toprakları neredeyse tamamen İsrailin kontrolü altındadır. Gazze tamamen tecrit edilmiş ve abluka altında yaşamakta, El_Halil, Betülhaim, Eriha, Ramlallah, Hel-Hul şehirlerinde yaşayan Filistinlilerin de çoğu abluka altındadır. Bu şehirlerden özellikle El-Halil ve Betülhaim şehirleri utanç duvarlarıyla çevrilmiş, halkının Kudüse gidebilmeleri İsrail makamlarının izinleriyle verilmiştir. Yaklaşık 7 milyon Filistinlinin 2 milyonu Gazzede, 3 milyonu adını zikrettiğimiz diğer şehirlerde, 2 milyonu da Kudüs ve diğer yerleşim yerlerindedir. Gazzede bulunan Filistinliler hiçbir şekilde İsrail devletiyle anlaşmaya yaklaşmamakta, adını zikrettiğimiz şehirlerde yaşayanlar kendi devletlerinin tanınmak suretiyle birlikte yaşamayı kabil etmekte, diğer bölgelerde yaşayan Filistinliler de İsrail idaresini kabul etmiş bir şekilde entegre hayat sürmektedirler. ÜÇ ayrı kategorik idare yapısıyla yaşamlarını sürdüren Filistinlilerin İsraile karşı öfkeleri aynı olmakla birlikte çözüm yöntemleri birbirinden farklıdır. Kendi topraklarında işgali yaşayan her bir Filistinlinin çektiği acı aynı olmakla birlikte çözümlerinin farklı yöntemlerle olması süreçlerin de zor yürümesine neden olmaktadır.
Kudüs; her Müslümanın sorumlu olduğu ortak alandır. Peygamberimizin beyanına göre, Kabeden 40 yıl sonra inşa edildiği bildirilen Mescidi Aksanın mekan alanı oradadır. Peygamberlerin büyük bir bölümü o bölgede ilahi görevlerini yapmış ve orada yaşamıştır. Peygamberimiz ilahi görüşmeye Kubetüssahradan çıkarak, bu bölge dünyanın arşa açılan kapısı olmuştur. Kur’ana konu olan müminlerin annesi Hz. Meryem ilahi hizmete burada adanmış, mucizevi hayatı Aksa alanı içiresinde gerçekleşmiştir. Lüt kavminin insanlığa ibret olacak şekilde günahı da cezası da bu bölgelerde gerçekleşerek ibret vesikası haline gelmiştir. Tahrif edilmiş dinler olarak bugünün toplumlarında karşılığı bulunan ve zamanında ilahi din olan Yahudilerin ve Hıristiyanların inanç dünyalarını şekillendiren mekanlar ve değer verdikleri şahsiyetler bu bölgededir. Dünyanın her tarafındaki Yahudiler ibadetlerini yaparken Kudüs’e dönmektedirler. Hıristiyanların Hac ibadetlerinin merkezi Kudüstür. Hıristiyan nüfusu Kudüste az olmakla birlikte, dünya Hıristiyanları için Kudüs önemli bir merkezdir. Kıyam ve Doğuş kiliselerinin orada olması, Hıristiyan dünyasının kalbinin orada atmasının nedenidir. Ağlama duvarı ise Yahudiler için hayat kalmanın ve dik durmanın sembolü, gelecekte Kudüs ve Aksa alanına sahip olmalarının teminatı gibidir.
Filistin topraklarında yaşayan Müslümanlar zor durumdadır. Bu hallerine rağmen Mescid’i Aksayı korumadaki etkili ve dik duruşları örnektir. Onların dünya Müslümanlarından istedikleri kendilerini yalnız bırakmamalarıdır. Maddi yardımdan da öteye mutlaka ziyaret edilip, birlikte olunduğunun dünya duyurulmasıdır. Tüm Müslümanlardan haklı beklentileri olduğu gibi, özellikle ülkemiz insanından ve milletimizin yardımından son derece memnun oldukları ifade ve bakışlarına yansımaktadır. Başta, Mescidi Aksa ve Kudüs olmak üzere, tüm Filistin topraklarının milletimizin mirası olduğunu açıkça ifade ederek, topraklarınıza sahip çıkınız beyanında bulunmaktadırlar. En huzurlu dönemlerini milletimizin idaresi altındayken yaşadığını anlatan ve hatırlatan Filistinlilerin ülkemizden ve milletimizden çok büyük beklentisi bulunmakta, çözümün adresinin milletimizin gücünde olduğunu ifade etmektedirler. Kudüs; tüm Müslümanların sorumluluk alanıdır.