Bir grup arkadaşımızla Kudüs ziyareti yaptık. Çok geç kaldığımız bir ziyaret olduğunu gidince çok daha iyi anladım. Umre ibadetiyle Kudüs ziyaretini birleştirerek yapmanın tat vermeyeceğini ifade ediyordum, Kudüs’ü ziyaret edince bu düşüncemin çok haklı olduğu kanaatine vardım.
Kudüs ziyareti başlı başına bir süreç, Duygusuyla, bilgisiyle, sevgisiyle, ilgisiyle ve yorgunluğu ile müstakil olarak yaşanması gereken bir süreç. O nedenle, yaşadığımız tecrübeden sonra, Kudüs’ün ayrı ziyaret edilmesinin daha faydalı ve verimli olacağını iddialı bir şekilde söylüyorum artık.
Peygamberimizin ziyaret edilmesini işaret ettiği üç mescitten birisidir Mescid-i Aksa. Kudüs’ün tam da merkezinde Mescid-i Aksa var. Kudüs’ü anlamlı kılan Mescid-i Aksa’dır. Ama Kudus sadece Mescid-i Aksa’dan ibaret değildir. Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. Meryem gibi insanlık tarihinde tevhit inancının elçiliğini yapmış Peygamberler şehridir Kudüs. Hz. Muhammed s.a.v’in Allahın huzuruna çıktığı Miraç hadisesinin yaşandığı yerdir.
Kudüs. Hz. Süleyman’ın, Hz. Davud’un, Hz. Lüt’un yaşadığı şehirdir Kudüs. Hz. Yunus, Hz. İshak’ın makamlarının bulunduğu yerdir Kudüs. Mekke ve Medine; zikrin, şükrün, ibadetin, itaattin yapıldığı yer, Suriye ve Mısır İslami ilimlerin öğretildiği yer, Anadolu, İslam aleminin hamiliğini ve abiliğini yapıp idaresinin sağlandığı yer, Kudüs ise cihadın ve şahadetin merkezi olan bir yer. Kudüs olmazsa diğerlerinin varlığı söz konusu olamaz.
Kudüs anlaşılmazsa islamın cihad müessesi fark edilemez. Kudüs fark edilemezse Müslümanın şahadet arzusu kalmaz. Kudüs bilinmezse başka bilinenlerin faydası olmaz. Kudüs; şahadetin ve cihadın, ahirete açılan kapısıdır. Ölümden korkmayıp, ahiret için mücadele etmenin yeridir.
İki gece üç gün kaldık Kudüs’de. Genel adı Kudüs olarak ifade edilen süreç ve alan aslında orta doğunun göbeğidir. Filistin topraklarının genel adıdır. Osmanlının hizmet alanıdır. Peygamberlerin uğrak yeridir. İnsanlık mücadelesinin yapıldığı topraklardır. Hak ve Batıl mücadelesinin somutlaştığı sınırlardır.
Peygamberlerin tevhit inancı için uğradıkları topraklardır. Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanların ortak mekanlarıdır. Hıristiyanların hac ibadetlerini yaptığı kutsal mekanlarıdır. Yahudilerin ağlama duvarının bulunduğu yerdir.
Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa oradadır. Kudüs’ün başlı başına bir dünya olduğunu gördük. Dünyayı Kudüs’ten tanımanın ve anlamanın da mümkün olduğunu müşahede ettik. Derin izlerle ve duygularla ülkemize döndük. Osmanlıyı orada gördük. Peygamberleri orada gördük.
İslamı, cihadı, savaşı, ölmeyi, ahireti, yokluğu, bolluğu orada gördük. Filistin halkının karşılaştığı muasarayı ama buna rağmen dik duruşlarını ve onurlu mücadele verişlerini orada gördük. Abluka altında yaşayan, kendi topraklarında garip, öksüz, aç ve susuz kalan Filistin halkının yüzlerindeki tebessüm ve milletimize olan güvenini orada gördük. İnsanlık tarihi ile eş değer bir yaşam bölgesi olan Filistin topraklarının her metresinin bir anlamı olduğunu bizzat müşahede ettik.
Ayetlere ve hadislere konu olan her şeyin orada olduğunu fark ettik. Orada olan her şeyin de bir şekilde vahye ve Peygamberi mesajların konusunu olduğunu anladık. Filistin mutlaka ziyaret edilmeli. Lise çağında olan çocuklar, öğretmenler, din görevlileri, kanaat önderleri, siyasiler, idareciler, ticaret yapanlar mutlaka Kudüs’ü ziyaret etmelidir.
İlk Peygamberle son Peygamberi buluşturan, arada olan Peygamberleri de oradan yaşatan Kudüs; aynı zamanda yer yüzünün gök yüzüne açılan kapısı olduğu için de dünyanın geçmişle gelecek arasındaki köprüsüdür.
Mekke-Medine ve Kudüs. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa. Her birinin varlığı birbirine bağlı olduğunun anlaşıldığı yer olan Kudüs; insanlığa verdiği mesaj ve yaptığı davetle, insanın dünyaya gelişini, sürecini, yaşamını ve sonucunu anlatmaktadır.