KUDÜS ZİYARETİMİZ...

Sami Kesmen

Firmamız organizasyonuyla 2 gece 3 gün konaklamalı, gidiş-dönüş geceleriyle 4 gece 3 günlük KUDÜS ziyareti yaptık. Daha önce de yapmıştık, daha sonra da yapacağız. Rutin olarak KUDÜS ziyaretiyle ilgili organizasyon programı gerçekleştireceğiz.

Peygamberimizin, ziyaret edilmesini tavsiye ettiği üç mescitten birisi olan "Mescid-i Aksa" sebebiyle yapılır KUDÜS programları. Mescit ve müyştemilatıyla birlikte bir çok tarihî ve dinî mekânlar da ziyâret edilir.

Milletimizin/Osmanlının Kudüs'e ve o mazlum coğrafyada yaptığı hizmet noktaları da ziyaret programı içinde yer alır. Cami, kıyma, su havuzları, kaleler bunların basında gelir.

41 kişilik grubumuzla çok verimli bir program süreci yaşadık. Bilgilendik, bilgilendirdik, duygulandık, duygulandırdık... Tarihi yaşadık, tarihe tanıklık eden mekanlarla tanıştık.

Filistin topraklarının yalnızlığını, insanların mücadele ruhunu, karşılaştıkları olaylara çaresizliklerini gördük, hissettik, âdeta kokladık.

Yer yüzünün arşa açılan kapısı, Peygamberimizin Yüce Divana çıktığı yolun başlangıcı olan Kusbettüs Sahrada duygulandık,  o manevi zenginliği ve derinliği hissettik.

Peygamberimizin tüm peygamberlere namaz kıldırdığı mekanda bulunmaktan gurur duyduk. Hızır a.s.ın makamını, Peygamberimizin ululazim dört peygambere namaz kıldırdığı mihrabının da bulunduğu kubettüssahra altındaki küçük mescidde namaz kılmanın ne güzel bir duygu olduğunu yaşayarak hissettik.

Peygamberimizin burak isimli bineğinin miraca çıkana kadar kendisini beklediği adına Burak mescidi denen mekân, Hz. İsanın annesi Meryem tarafından yıkandığı, bir zamanlar ahır olarak kullanılan Mervan mescidiyle, Hz. Sülaymanın cinleri çalıştırarak inşaasını gerçekleştirdiği Kadim misketlerinde namaz kıldık.

İmamın hutbesinde cihat merkezli sohbetini dinleyerek cuma namazını Mescid-i Aksa'da kıldık. Öylesine yalnızlık ama bir o kadar derinlik, öylesine hüzün ama bir o kadar manevi zenginlik yaşadık.

Zeytin dağından Mescid-i Aksa ve Kubbetüssahraya panoromik bakışla büyük fotoğrafı görmeye çalıştık. Selmanil Farisinin makamı ile Rabiatül Adeviyyenin kabrinde âdeta duyguların taştığına şahit olduk.

Hz. Musa'nın kabri, Hz İsa'nın inzivaya çekildiği Eriha şehrindeki mekân ve makamları da ziyâret ettik. Ölü deniz adıyla anılan Lüt gölü, Calut ve Talut'un savaş yaptıkları, Yüce Allah'ın içilmesini yasakladığı suyun geçtiği dereyi de gördük. Hıristiyan papazların bu derede yaptırdıkları vaftiz törenini de izledik.

Hz. İsanın çarmıha gerildiği kıyamet kilisesiyle, doğduğu Doğuş kiliselerini ziyâret ettik. Hz. Ömer camiini, Kanuninin yaptırdığı su havuzlarını da gördük. Davut tapınağı ile Hz. İsanın havarileriyle son yemek mekanını ve Hz. Davut'un kabrini ziyaret ettik.

El-Halil şehrinde Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Yunus ve Hz. İshak peygamberlerin makam ve kabirlerini ziyaret ettik. Ak denize sınır olan Yafeya şehrinde osmanlı eserleriyle kucaklaştık.

Çok zengin, çok derin, çok duygulu anlar yaşayarak memleketimize döndük. Mekke/Mescid-i Haram tevhidin adresi, Medine/Mescit-i Nebevi ahlakın okulu, Kudüs/Mescid-i Aksa cihadın adresi olduğunu yakinen anladık. Peygamberimizin ziyâret edilmesiyle ilgili olarak bu üç mescidi işaret etmesinin hikmetini o güzel mekanları ziyâret ederken daha iyi anladık.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.