Kukla olmayın
Gazetede bir başlık ,'' 15 günlük Irak'lı bebek evinde ölü bulundu,'' devamında 9 kişilik ailesini mülteci olarak Samsuna gönderen baba Irak'ta arabasını satmak için kaldı . aile yetkililerden çocuğunun defin işlemleri için yardım bekliyor.''
Samsun'da Suriye' den gelen mülteciler olduğu gibi Irak'lı mültecilerde mevcut, Avrupa'ya gitmek üzere insan kaçakçılarının geçim kaynağı olan Emperyalizmin mutlaka sömürdüğü Asya, Afrika ülkelerinden binlerce insan gibi.
Mülteci bir aile neden bebeğini defnedemeyecek kadar çaresiz olduğu memlekette yaşamak ister. Suriye'de beş yıldır kaos var, yönetim değişse de en az 20 yıl daha kaos yaşanacak, örnek mi ? Irak. 1991 yılında başlayan operasyonlardan sonra istediğini elde eden batı Irak halkını birbirine düşman ederek oradan çıktı, şimdi kendini kabul ettirmek isteyen grupların mücadelesi başladı . 24 yıl geçti ve hala daha patlayan bombalar ve süren iç kargaşa ile devam eden kaos. Suriye'de yerleşik düzen geçme çalışmaları esnasında aralarına nifak sokulan halk bir iki nesil daha birbirine düşman yaşayacak ve bunu başkaları kendi çıkarları doğrultusunda kullanacak.
Hepinizin bildiği gibi, eğer emperyalizm bir senaryo yazmışsa onu gerçekleştirmek için yıllarca zemin hazırlamak üzerine çalışır, izlenen yol bellidir, en kolay olanı halkların birbirine düşürülmesi, bunun içinde bir tarafın can yakan eylemleri ile diğerinin ona kin beslenmesi sağlanır, sona yaklaşıldıkça gruplar çeşitlendirilir. Böl, parçala, yönettir bu sistemin adı.
Geçtiğimiz hafta, mesaiye başlamak üzere 2 aylık bebeği ve eşiyle vedalaşan polis memuru görev yerine geldiğinde onun için sıradan bir gün idi. Birazdan yardım istemek için bulundukları yere giren bir terörist üzerinde ki bombayı patlatır.
Olaya baktığınızda güvenlik olarak huzur olan bir ülkede, birilerinin kuklası olan bir ideoloji sesini duyurmak adına bir eylem gerçekleştiriyor. Onun için hedefinde olan kişilerin hiçbir değeri yoktur. Şehit olan bir memur ve hayalleri yıkılan bir aile.
Bu tür yıkılmış aileleri Güneydoğuda ve yurdun değişik yerlerin de yaşanılan olaylarda çok gördük. Şehit cenazelerinde kısa süren tepkilerimiz ile terörü lanetledik fakat ateş düştüğü yeri yaktı. Halk arasında birbirlerine karşı bir nefret ön yargısının dışında hiçbir şey kalıcı olmadı. Samsun'un şehidi olan Umut Bulut'un bebeği şimdi kaç yaşında ve ailesi ne yapıyor diye düşünenimiz var mı ? Onların kirada oturdukları evlerinde, yaşadıkları sel felaketinde kaç kişi o ailenin yanında oldu. Sonuçta ölümler sıradanlaşırken, ülken için yapılan planlar sistemli bir şekilde devam etmektedir.
Olayların geneline baktığınızda arka planda her zaman emperyalizmin gölgesini görürsünüz, ve olay sonrasında ilk başsağlığı mesajları bu ülkeler tarafından gelir. Siz hiç duydunuz mu bir karakol baskını sonrasında veya terörist eylem sonucunda ölen insanlar için Guatemala'nın, Mozambik'in başsağlığı diye mesaj gönderdiğini. Size sunulan nedir ? Tabi ki Mozambik'ten gelen başsağlığı değil, bu olaylarda parmağı olan ülkelerin taziye mesajlarıdır. Verilen mesaj nedir ? Yanınızdayız, aslında olan ise evet yanınızdayız ama kuyunuzu kazıyoruz.
Terörün amacı korkudur, yıldırmadır. Halkın büyük bölümünün karşı olduğu bir olayı o halka bir takım gizli eller kabullendirmeye çalışıyorsa anlaşılması gereken içerik, ülke içinde planları olan bir takım unsurların kuklalarını aktif hale geçirdiğidir.
Bu vatanın üzerinde dalgalanan bayrak indirildikten sonra, hepimiz aynı görüşü paylaşan, solcu veya milliyetçi yada şeriat isteyen toplum olsak artık kimin umurunda olur bu düşünceler.çevremizde yaşanılanlardan ders almasını bilmemiz gerekir. Bunun içinde herkesin birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi gerekir.