Dostluğun anahtarı; İhlâs ve Samiyettir. Adı üzerinde, niyetinde samimi olmaktır Samimiyet. Yaratanla olan ilişkilerde samimiyet olmazsa, yaratılanlarla olan ilişkilerde de samimiyet olmaz. Yaratana karşı ihlâs yoksa, yaratılana karşı da ihlâs yoktur.
İnsanların birbirleri arasındaki ilişki ruhu aynı zamanda, o kişilerin Râbleriyle olan ilişkilerini de tarif eder. Birbirlerine karşı ihlaslı olan ve samimiyet duygusuyla yaklaşanlar Râbleriyle de samimiyet, yani dostluk içindedirler.
Yaratanıyla ilişkilerini, Kul-Râb düzleminde gerçekleştirenler, insanlarla olan ilişkilerde Rabbın rızazını ön planda tutarlar. Râblerine karşı acizliğini kabul edip, boynunu bükenler, bunu itaat ve ibadetle hayatına yansıtanlar; Allah'ın yaratığı tüm canlılarda Allah'ın izini fark ederler ve o canlıları Yaratanın vahyi kabul ederler.
Kur'anı abdestsiz eline almayan ve saygısından dolayı belinden aşağıya koymayan Kul, Allah'ın yeryüzündeki yarattığı her varlığa da böyle bakar. Her bir canlı ve cansız mahluk, samimi ve ihlâslı mümin gözünde ayettir. Allah'ın işareti ve yeryüzündeki aynasıdır.
İbadette, ticarette, siyasette, ikili ilişkilerde, aile kurumunda, devlet idaresinde, hülâsa her yerde ihlâs ve samimiyet; rahmet ve bereketin hayata yansıması demektir.
"Müminler birbirlerini terlerinden tanırlar" buyuran Allah Rasulünun bu beyanından, insanların alın çizgilerinde ve göz temaslarında ihlasın ve samimiyetin okunabileceği sonucunu çıkarıyoruz.
Parmak izlerinin kişiyi tanıttığı gibi, göz ve yüz izleri de ihlâs ve samimiyetini anlatır. Atalarımız; "Kişinin alnında kim olduğu yazar ama okumasını bilmek gerekir" diye, kazandıkları tarihi tecrübelerinden hareketle kişileri tanıma şeklinin ruhunu ifade etmişlerdir.
Toplumsal değerlendirmelere göre bir tarif yapılacaksa, gelmesi özlenen istenen ve beklenen kişi; ihlâs ve samimiyet sahibi bir insandır. Bulunduğu yerde hâliyle, diliyle, varlığıyla rahatsızlık oluşturup, gitmesi beklenen kimseler de; ihlâs ve samimiyet fakiri kişilerdir.
İhlâs ve samimiyet kulluğun ve dostluğun anahtarıdır. Bu özelliklere sahip olmayanın yaklaşımı menfaat, değerlendirmesi fesat, ilişkisi nifak, sonucu düşmanlıktır. İhlâs ve samimiyet; sahip olunan her şeye rıza göstermek, mülkün sahibinin Allah olduğunu fiilen tasdik etmek, hamd ve şükrü Allah'a yapmaktır. Bu da muttaki olmaktır.
Muttaki kullar Allah tarafından övülen müminlerdir. Yalanı, haramı, haksızlığı, adaletsizliği olmayan inanmış insanlardır. Tebessümü, tevazusu, inceliği, narinliği, nazikliği insanın samimiyet ve ihlâs aynasıdır.
Dost olmak için ölçü ihlâs ve samimiyettir. Belirleyeni samimiyet olmayan her ilişkinin sonucu düşmanlıktır. Çünkü onda çıkar, menfaat ve hesap vardır.
Toplumsal huzurun da, bireysel mutluluğun da menbaı; Rab ile Kul arasındaki ihlâs ve samimiyet ölçüsüne bağlıdır. Rabbına karşı itirazı olmayanın, yaratılana karşı düşmanlığı olmaz. Rabbına itirazı olanla da asla dost olunmaz.
İnsan/Mümin önce kendini ihlâs ve samimiyet testinden geçirmeli, sonra karşısındakini değerlendirip, ona göre ilişki mesafesi belirlemelidir. İhlâslı ve samimi kul için, diğeriyle dost olmamak düşman olmayı gerektirmez ama samimiyetsiz kimse için menfaat yoksa düşmanlık vardır.
Samimiyet; imanı ölçme mekanizmasıdır. Samimiyetten uzak olanlar münafık olmaya yakın olanlardır.