Kur'an-ı Kerim'in Kur'an'daki isimleri 2 (el-Kitab)

Prof.Dr.M.Okuyan

 Değerli dostlarım,
 Bugünkü yazıda sizlere Kur"ân-ı Kerîm"i yine Kur"ân"dan tanıtmaya çalışacağım. “Kur"ân tasıl bir kitaptır?” sorusunun cevabı gerçekte sadece Kur"ân"dan verilmelidir. Çünkü Kur"ân"ın sahibi ve onu bizlere gönderen Yüce Allah kitabını nasıl tanıtıyorsa biz de onu öylece tanımak durumundayız. Bir önceki yazıda Kur"ân"ın isimlerinden öncelikle “el-Kur"ân” kelimesi üzerinde durmuş, bu kökten gelen “kıraat” kelimesini, yine “okumak” anlamına gelen “tilâvet” kelimesini, bir de “tertîl” kelimesini tanıtmaya çalışmıştım. Bu üç kavramı doğru tanımak, Kur"ân"ı nasıl okumamız gerektiği konusunda bizlere doğru bir yön vereceği için bu yazı dizisine “Kur"ân” ile başladık. Şimdi ise Kur"ân-ı Kerîm"ın, yine Kur"ân"da adı geçen diğer bir ismine değinmek istiyorum ki bu da “el-Kitâb” ismidir.
el-Kitâb: “Yazmak, yazılan şeyler, yazı tomarı” gibi anlamlara gelen el-Kitâb, Kur"ân"ın Kur"ân"da en çok kullanılan isimlerindendir. Başında el takısı olarak da olmayarak da, bazı âyetlerde “Tevrât”, bazı âyetlerde “ilâhî öğreti” veya “vahiy” anlamında kullanıldığı bilinmektedir. Kitâb kelimesinin “mektup” anlamı da vardır; Bunun delili ise Neml 27/28. âyettir. Orada söz konusu kelime kitâbî şeklinde kullanılmakta ve “mektup” anlamına gelmektedir. Buradan hareketle şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:
Kur"ân, Yüce Allah"ın insanlığa gönderdiği son mektubudur. Bu mektup herkese gönderilmiştir. Birilerinin okumasıyla diğerlerinden görev düşmemektedir. Mektubun, sadece anlaşılmadan okunmak için gönderilmediği veya gönderilmeyeceği herkesçe bilinmektedir. Mektup, anlaşılmak ve bir mesajın iletilmesi için yazılır. Kur"ân da böyle. Yüce Allah, mesajını anlaşılmak ve yaşanmak için göndermiştir. Bu arada davranışlarla da mektuba cevap verilmesini istemektedir. Ya gerekenler yapılıp sevap elde edilecek; ya da gerekenler yapılmayacak veya yasaklar işlenerek cevap verilecek ve sonucuna katlanılacaktır. Her iki durumda da Kur"ân"ın ilâhî bir mektup olduğu ve okunup gereği yerine getirilmek için gönderildiği unutulmamalıdır.
Günlük hayatta insanlar iletişim kurmak için birbirlerine mektup yazarlar, dertlerini, isteklerini dile getiriler, sonra da mektuba cevap beklerler. Hiç kimse bir mektubu almakla işin bittiğini düşünmez; onun gönderiliş nedeni üzerinde durur, düşünür ve gerekeni yaparak cevabını verir. Yüce Allah"ın insanlığa bu son mektubunun gönderiliş amacı da aynıdır: “İnsanların dünya hayatlarında daha düzgün ve anlamlı bir şekilde yaşayıp âhiret yurdunda da huzurlu bir ebedî hayat yaşamalarını sağlamak.” Bu ilâhî mektupta bizden istenenlerin nasıl yaşanacağı ve uygulamaların hangi tür fedâkârlıklar gerektireceği ise bu son mektubu bize tebliğ eden ve bizzat yaşayarak örnek olan Hz. Peygamber göstermiştir. Günümüzde Müslümanlar Kur"ân"ı Yüce Allah"ın bir mektubu olarak düşünmeyip onun sadece ölülere okunup gönderilmesi anlayışını yeniden sorgulamadıkları sürece durum dünden daha iyi olmayacaktır. İnsanların anlaşılmak için konuşup yine anlaşılmak için mektup yazdıklarını kabul edenlerin, Yüce Allah"ın anlaşılmamak için konuşup mektup gönderdiğini düşünmeleri bile akla ziyandır.
Mektubunu okuyup gereğini yaşamak dileğiyle Yüce Allah"a emanet olunuz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.