Kur"ân-ı Kerîm, hayat için gerekli bir kitaptır, yani Yüce Allah"ın bize gönderdiği, okuyarak ve anlayarak bizden istenilenlerin neler olduğu ortaya konan bir mektuptur. Hz. Peygamber@"in ifadesiyle okumasıyla eksilmeyen ve her okunuşuyla insana yeni ufuklar kazandıran bu kitabın her fırsatta muhataplarınca okunmasının ve anlaşılmasının gerektiği ortadadır. Kur"ân, mesajının evrensel olması nedeniyle de hemen her fırsatta mesajı insanlığa Doç. Dr. Mehmet OKUYAN
KUR"ÂN"I KONUŞMANIN ÖNEMİ
Kur"ân-ı Kerîm, hayat için gerekli bir kitaptır, yani Yüce Allah"ın bize gönderdiği, okuyarak ve anlayarak bizden istenilenlerin neler olduğu ortaya konan bir mektuptur. Hz. Peygamber@"in ifadesiyle okumasıyla eksilmeyen ve her okunuşuyla insana yeni ufuklar kazandıran bu kitabın her fırsatta muhataplarınca okunmasının ve anlaşılmasının gerektiği ortadadır. Kur"ân, mesajının evrensel olması nedeniyle de hemen her fırsatta mesajı insanlığa sunulması gerekli bir kitaptır. Bu mesajın sunulmasında ilgili metinlerin öncelikle anlaşılması gerekmektedir. Anlaşılmayan veya anlaşılamayacak özellikteki bir metnin insanlığa ulaştırılması da, evrensel olması da düşünülemez. Kur"ân, kendisinin Arapça indiriliş gayesini anlaşılmak nedenine (Yûsuf 12/2) ve Hz. Peygamber"in Arap oluşuna (İbrahim 14/4) bağlamıştır. Yani Kur"ân, ilk muhatapları Arap olduğu için bu dille gönderilmiştir. Ancak İslâm dinine girenler, daha sonraki dönemlerde çeşitlilik arz ettiği ve Arapça bilmeyenler de bu dine girdikleri için Kur"ân"ı anlayabilmek önemli bir sorun oluşturmaya başlamıştı. İşte bu sorunu aşabilmek için müslümanlar tarih boyunca pekçok tercüme ve tefsir kitapları yazmış, inananların istifadesine sunmuşlardır.
Kur"an, din adına insanı tek doğru yola ileten kitaptır ve aslında her insana yönelik mesajlar içerdiği için her müslümanın; Bu kitap şimdi indiriliyor ve öncelikle bana hitap ediyor anlayışıyla okuması gereken bir kitaptır. Kur"ân"ı ilk defa okuyup anlamaya çalışanlar onun iniş sırasını takip ederek okumaya başlamalıdırlar. Mevcut sıralamada iniş tarihi esas alınmadığı için birtakım bilgi altyapısı eksikliği hissedilebilecek ve anlaşılabilir bir kitap olan Kur"ân-ı Kerîm maalesef anlaşılamaz diye tanıtılmış olacaktır. Bu hataya düşmemek için iniş sırası takibi Kur"ân"ı anlamaya çalışmada büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Bu sütunlarda daha sonra Kur"ân sûrelerinin iniş sırasını gösteren bir cetvel de bulacaksınız.
Kur"ân, kendisiyle konuşulmasını isteyen bir kitaptır. Yazık ki bugün Müslümanlar kitaplarıyla konuşmuyor, onu anlamaya çalışmıyor, anlamadan okumayla Kur"ân"a karşı yükümlülüklerinin bittiğini sanıyorlar. Hızlı bir şekilde yapılan hatimler, sayıca fazla olan okumalar günümüz müslümanını yeterince meşgul ediyor, asıl okumaya ve okunanın gereğini anlayıp yaşamaya sıra bir türlü getirilemiyor. Herkes kendi anlayışına göre Kur"ân"a bir misyon belirliyor, kendi uydurduğu misyonu eleştirenler din dışı ilan ediliyor, üretilen insan kaynaklı anlayışlar din diye diğer insanlara dayatılmaya çalışılıyor. Benim, partimin, cemaatimin, mezhebimin, grubumun, vs. anlayışımız doğrudur; diğerleri üzerinde düşünülmeye bile değer değildir diyerek anlayış dayatmaları yaşanıyor. Oysa dinin kurucusu ve kurallarının belirleyicisi elbette Yüce Allah"tır; hiç kimse O"nun adına din koyamaz; peygamberler bile tebliğ ettikleri din esaslarına önce kendileri uymakla yükümlü tutulmuşlardır. Bu gerçeğe rağmen yaşadığımız dünyada din adına üretilen anlayışların asıl kaynak olan Kur"ân"dan ne kadar uzak olduğunu izaha gerek bile yoktur.
Hiç kimseye kendi kabullerimizi zorla dikte etmeye kalkışmamak durumundayız. Çünkü zorun olduğu yerde gönül (öz, ruh) kalmaz. Üstelik bizlere böyle davranmayı Kur"ân-ı Kerîm öğretmiştir. Hz Peygamber@"i bile hiç kimseye zorlama yapmaması noktasında uyaran, görevinin tebliğcilik olduğunu bildiren pek çok ayet vardır. İnsanlara davranış hürriyetini tanıyan Yüce Allah"tır. Onun hür bıraktığını biz nasıl zorlayabiliriz ki? Bu zorlama ve dayatmalar Kur"ân"ı bilmemenin sonucudur. Kur"ân, inanmayı insanın isteğine bağlamış, Yüce Allah"ın, isteyeni hidayete erdireceği, isteyeni de sapıklıkta terk edeceği esasını getirerek insan hürriyetine verdiği değeri ve önemi açıkça vurgulamıştır. Durum böyle olmasına rağmen insan aklını ve hürriyetini hiçe sayarcasına insanlara kendi kabullerini din diye sunanlar Allah"a iftira ettiklerini maalesef ya bilmiyorlar, ya da bilmezlikten geliyorlar.
Allah adına konuşanlar Allah"ın kitabından konuşmak zorundadırlar; çünkü Rasûlüllah"ın yaptığı da bundan ibaretti.
Allah"a emanet olun; Allah yâr ve yardımcınız olsun.