Ordu'da 1999'da kurulan Su Altı Grup Amirliğinde görevli 6 polis, gece gündüz demeden özellikle yaz aylarındaki boğulma vakaları ve adli olaylara müdahale için hazır bekliyor. Ordu dışında Giresun, Sivas ve Tokat'ta da görev alan "kurbağa adamlar", ihtiyaç duyulması halinde Türkiye'nin her ilindeki faaliyetlere katılıyor. Su altındaki zorlu görevlere hazır olabilmek için her türlü iklim şartında düzenli antrenman ve dalış yapan ekip, maksimum 42 metre olmak üzere çeşitli derinliklerde oluşabilecek tehlikelere rağmen özverili şekilde üstleniyor. Sualtı Grup Amir Vekili Mesut Pınar, başlıca görevleri arasında denizlerde ve iç sularda kaybolan kişileri, atılan veya saklanan suç aletleri ile cesetleri aramak olduğunu söyledi.
Kaçak mal, silah ve uyuşturucu madde getirilmesi şüphesi olan gemilerin, liman sınırları içerisinde söz konusu maddeleri denize atma ihtimaline karşı şüpheli bölgelerde arama faaliyetinde bulunduklarını belirten Pınar, bunun yanı sıra sel felaketleri, su baskınları gibi doğal afetlerde su altı ve su üstü kurtarma faaliyetlerinde yer aldıklarını aktardı. Pınar, devlet büyüklerinin gemiyle yapacağı ulaşım veya gezilerde talep halinde gemi altı araması yaptıklarını ifade ederek, aynı zamanda su altında tarihi eser bulunan bölgelerde olası kaçakçılığa engel olmak için dalış yapan ekiplere rehberlik yaptıklarını kaydetti. Yıllık ortalama 20 ile 25 arasında göreve çıktıklarını dile getiren Pınar, görev olmadığı zamanlarda farklı sularda eğitim yaptıklarını anlattı.
Boğulmalara karşı ailelere uyarı
Pınar, Ordu'da son yıllarda boğulma vakalarının dikkat çektiğini belirterek, ailelere bu konuda uyarılarda bulundu. Özellikle rüzgarlı ve dalgalı havalarda can kurtaranların olmadığı yerlerde denize girilmemesini isteyen Pınar, vatandaşların su içerisinde kesinlikle birbirine şaka yapmamaları gerektiğini vurguladı. Pınar, akıntılı sulara girilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, dalgakıran ve "T" diye tabir edilen alanların da vatandaşlar için tehlike oluşturduğunu söyledi. Pınar, anne ve babalara, yüzme bilmeyen ya da yeni öğrenen çocuklarını gözlerinin önünden ayırmamaları, sürekli göz temasıyla takip etmeleri uyarısında da bulundu.